26 Eylül Türk Dil Bayramı ve X. Türk Dili Kurultayı dolayısıyla Türk Dil Kurumu’ndan e-posta ile gelen davet üzerine, efsane spor spikerlerimizden Tansu Polatkan ile birlikte, bu etkinliği izlemeye karar verdik.

Şener Mete

Kuruluşu 1932 yılına giden Türk Dil Kurumu, 50 yıldır Atatürk Bulvarında, dışarıdan mütevazı görünümlü, gerçekte mimarî ödülü almış bir binada bulunuyordu. Mimar Cengiz Bektaş’ın tasarladığı ve bir yılda tamamlanan binanın kütüphanesinde çok önemli yazma eserlerin yanı sıra Cumhuriyet döneminin çok sayıda telif kitabı ve koleksiyonları yer alır. Ancak Türk Dil Kurumu, Dil Bayramı’nı ve kurultayı, yeni binasında düzenleyecekti. Biz ise yeni binanın nerede olduğunu bilmiyorduk.

“Yapımına 2017’de karar verilen yerleşke, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve bağlı olarak görev yapan Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi ve Atatürk Araştırma Merkezi’ni bünyesinde barındıracak.” TOKİ tarafından yapılan yerleşke ile ilgili olarak internetten okuduğumuz bilgi, bu kadardı. Ama duyduğumuz kadarıyla, yukarıdan bakınca yıldız biçiminde görünen bir yapılar topluluğu olacaktı. 

Önce adrese baktık: Üniversiteler Mahallesi, Toplum Caddesi olarak geçiyordu. İtiraf etmeliyiz ki ikimiz de Üniversiteler Mahallesini de Toplum Caddesini de bilmiyorduk. Tansu Polatkan, yolbul sistemini açtı, Ankara’nın ünlü ‘Eskişehir Yolu’nda bulduk kendimizi. Hafta içi sabah saatleri olması dolayısıyla yol oldukça kalabalıktı. Şehir Hastanesi geçidinden sonra trafik azaldı ama sistem bizi, Hacettepe Üniversitesine doğru yönlendirdi. Ama üniversiteye girmeden, geldiğimiz yöne yani Ankara’ya doğru giden yola kıvrıldık. Önce “100m. sonra sağa girin” uyarısını duymama rağmen, sağda bir şey fark edemeyince yola devam ettim. Bu kez “500 metre sonra sağa dönün” cümlesiyle, yolu kaçırdığımızı anladım. Nihayet Danıştay ve Şehir Hastanesi’nden sonra hiçbir bina olmayan caddede ilerlerken küçük bir levhayı gördük ve geldiğimizi anladık. Bu yerleşkeyi yapan şirket, onca parayı harcamış fakat böylesine önemli toplantılara ev sahibi olacak binalar için bir levhalar zinciri koymamış. Konulan iki levha da arabayla giderken fark edemeyeceğiniz kadar küçük. Yerleşkenin resmî açılışı yapılmamış olsa da gelip gidenin eksik olmayacağı bir yer olarak levha kolaylığı ya da gösterge iletişimi yapılmalıydı. 

Yer altı ve yer üstü otoparkının konumu, bence çok güzel düşünülmüş. Tabii hangi binanın nereye ait olduğu henüz belli değil. Biz, bayrakların çokluğundan dolayı anladık tören binasına geldiğimizi. İçeriye girdiğimizde gerek Türk Dil Kurumu uzmanları gerekse davetliler ve kurultaya katılacak olan hocalarla dolu bir kalabalıkla karşılaştık. Binanın giriş bölümü oldukça büyük yapılmış. Dünyanın birçok yerinden Türkologlar, bu önemli toplantıya katılmak ve bildiri sunmak üzere buradalardı. Geçmişte birçok bilimsel toplantıda birlikte olduğumuz bilim insanlarıyla birlikte olmak, onları yeniden görmek, elbette çok güzeldi. Toplantının yapılacağı salon, yıllar önce Bahçelievler’de Arı Sineması olarak açılıp sonradan TRT’nin Arı Stüdyosu’na dönüşen salona benzer biçimde ama onun üç katı büyüklüğündeydi. Bu muhteşem salonun tamamen dolu olması, Türkçeye, Dil Bayramı’na ve Türk dilinin bilimsel çalışmalarına verilen önemin göstergesiydi. Programdaki metin kayıtlarını spiker arkadaşımız Özden Kahraman’ın seslendirmesi, çok isabetli bir seçim olmuş. Güzel Türkçenin güzel seslerini keyifle dinledik. Ama konukları, gerçekte bir sürpriz bekliyordu. 
TDK’nin eski başkanlarından Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın, müzayedeleri izler ve buralarda bulduğu önemli belgeleri satın alır. Prof. Dr. Akalın, bir müzayededen 1934 yılında bestelenen Kurultay Marşı’nı satın alarak Türk Dil Kurumu’na bağışlar. Kurultay Marşı, 18 Ağustos 1934 günü yapılan 2. Türk Dili Kurultayı’nın açılışında, Atatürk’ün de huzurunda öğretmenler korosu tarafından seslendirilmiştir. Ayrıca marş, belediye hoparlörlerinden de İstanbul halkına dinletilmiştir. TDK uzmanlarından Belgin Tezcan Aksu’nun Türk Dili Dergisi’nde yazdığı makaleye göre, plağa alınan ve 1938 yılından sonra son kez Adana’da dinlenen Kurultay Marşı, daha sonra tamamen unutulmuştur, ta ki 26 Eylül 2024 gününe kadar. Marşın sözleri şöyle başlıyor:

Gözün aydın Türk oğlu açıldı benlik yolu
Ey bu yolun yolcusu artık sana ne mutlu
Gazi’nin çocukları iline el bastırmaz
Kurultay buşgutları diline dil kattırmaz.

Buşgut, öğrenci anlamında kullanılmıştır. Marşı dikkatle dinledim. Ses kaydı daha net olabilirdi. Bence marş, biraz daha tempolu olarak yeniden düzenlenmeli, sözlerinde de birkaç değişiklik yapılarak Türkçe heyecanı yansıtılmalı ve gelecek kurultaylarda bu marş dinletilmelidir. Hem Sayın Akalın hem Sayın Aksu’yu bu çalışmadan ötürü kutluyorum. 
Toplantının protokol konuşmalarını Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı, Büyükelçi Prof. Dr. Derya ÖRS ve Kültür Bakanı Yardımcısı Dr. Serdar Çam yaptı. TDK’nin Atatürk Caddesi’ndeki binasının Türkçe Müzesi olacağını duymuş olmak ise tüm katılımcıları mutlu eden güzel bir haber idi. Ayrıca Tansu Polatkan gibi usta spor spikerleri ve sunucuları gözümüzün önündeyken, onlardan yararlanarak, spor karşılaşmalarında her gün bir yenisi eklenen yabancı sözcüklerin yerine konacak Türkçe karşılıkların, tüm spor spikerlerini kapsayacak şekilde bir çalışma yapılması, Türk dilinin bayramlarından biri olacaktır.