Radyoların çoğaldığı, televizyonun tek kanal olduğu yıllardı 1970’ler… “Burası TRT 1. Türkiye Radyoları Birinci programı” anonsunu o yıllarda duymuşsunuzdur. TRT1; Ankara, İstanbul ve İzmir radyolarının ortak yayınıydı. Televizyon ekranında ise TRT logosu bulunurdu. 1980’li yıllarda televizyonun ikinci kanalı kurulunca, ekranda TRT yerine TV 1 ve TV 2 logoları görünmeye başladı. Spor ağırlıklı kanal TV 3, eğitim kanalı TV 4 oldu ama yurt dışına yönelik televizyon yayınlarına, ‘uluslararası’ kelimesinin İngilizce kısaltmasıyla TRT INT denildi.  

1990’lar, özel kanalların kurulup çoğaldığı yıllardı. TRT’nin kurumsal kimliğinin ekranda yer alması gereği ortaya çıkınca, TRT radyoları Radyo 1, 2, 3 ve TRT FM olarak sıralandı, televizyon kanalları ise TRT 1, 2, 3 logolarıyla tanındı. TRT’nin tüm programları kendi stüdyolarında ve kendi prodüktörleri tarafından hazırlanırken, 2000’li yıllarda bazı diziler özel firmalara ısmarlanmaya başlandı. Giderek birçok program, kurum dışında hazırlandı. Artık yarışma programları bile TRT’ye satılıyor.

“Sayısal ve karasal yayın yapan ilk TRT Televizyonu” TRT1’in Pazartesi günkü yayın akışına baktığımda, 24 saatlik yayının 16 saatinin dizilerden oluştuğunu gördüm. Bu dizilerden ikisi geçmişte yayımlanmıştı, gündüz ve gece tekrar ediliyordu. Hafta içi her gün yayımlanan Lingo adlı yarışma programı da dışarıya yaptırılan bir yapım idi.

Lingo ne demektir? Nurettin Çamlıdağ’ın derlediği bir Gaziantep türküsünde geçer lingo. Hatırlarsınız türküyü:

Şişeler…
Lingo, lingo, lingolik
Irakı mı içtin sen bensiz?
Çamura mı düştün a densiz?
yar yar yar aman!”

Türküde geçen lingo sözünün, Gaziantep’e nereden geldiği bilinmemekle birlikte, İtalyanca kökenli ve uzun şişe demek olduğu yazılmaktadır. Ünlü sözlükçü Ferit Devellioğlu, “Anlaşılmayan yabancı bir dile, alay yollu olarak İngilizcede lingo denir” diye yazmıştır. Nitekim lingo,  Webster Sözlüğünde, garip veya anlaşılmaz dil olarak anlamlandırılmıştır ama argo anlamına da gelmektedir. Redhouse Sözlüğü’nde bu kelime “şive, lehçe, argo” anlamlarıyla sıralanır.

         TRT 1 kanalında, cevapları TDK sözlüğünden kontrol edilmesine rağmen, programa Türkçe sözlükte olmayan bir ad verilmesinin tek sebebi, ABD kaynaklı olmasındandır. Lingo, 1988’den itibaren dünyadaki 18 televizyon kanalında yayınlanmaya başlamıştır. Bu programın yayın hakkı İngiliz All3 Medya’dan, Shine Pictures Film tarafından satın alınmış ve TRT’ye satılmıştır.

         Geçtiğimiz Pazartesi günü yayımlanan yarışmada sunucu, ilk cümlelerinde ‘done’ sözüyle İngilizceye giriş yaptı. Türkçe karşılığı veri olan donenin, İngilizcede pişmiş, bitmiş gibi anlamları da var. Bilgisayardaki data sözü de done demektir. O halde sunucunun yarışmacılar için “bazı donelerini göreceğiz” sözünün, Türkçe karşılığı tam olarak bulunmamaktadır. Sunucu, yarışmacılardan harfleri kodlamasını istiyor. Yarışmacılar da b’yi be, c’yi ce olarak söylüyor. Bu, kodlama değil, harfin adını söylemektir. Yani İngilizcedeki “spell it” sözünün karşılığıdır. Her ne kadar sözlükte kodlamanın karşılığı, Mors alfabesine dayanan “harfleme” olarak geçiyorsa da kodlama, “Duygu ve düşünceleri seçip sıralayarak sözcüklere, kavramlara, dil kalıplarına dökme, bir ileti biçimine dönüştürme. Mesaj oluşturma. Anlam şifrelemesi” demektir. Yani harfin adını söylemek kodlama değildir. Bilgisayar ve iletişim alanında çalışanlar, kodlamayı çok iyi bilir. Türkiye’de 29 harfin kodu, TSE tarafından A- Adana, B- Bolu, C- Ceyhan… biçiminde  standartlaştırılmıştır.

         Sunucu, uzun kelimelerle ilgili soruya geçerken, İngilizcede bilmece-bulmaca-şaşırtmaca anlamına gelen ‘puzzle’ sözünü kullanıyor ve ‘pazılımız’ diyor. Türkçeye yapboz olarak geçen Puzzle sözü, yarışmadaki format ile örtüşmemektedir. Kendisine önerim, ‘boş bulmaca’ veya ‘boş kareler’ demesi.

         Yarışmada, seyircili programlarda duyduğumuz ve sunucuların diline yapışan bir söz de söyleniyor: kocaman alkışlar. Eskiden büyük alkışlar denirken, bu yanlış gelişti, büyüdü ve kocamana dönüştü. Kocaman alkış denirken ne kast ediliyor bilmiyorum. Seyirciler ellerini büyüterek alkışı da kocaman mı yapacak? İngilizcede çocuklara söylenen ‘big hand’den çevrilme bu söze, “güçlü alkış”, “kuvvetli alkış” dense daha anlamlı olmaz mı?

         Televizyon sunucuları, sokaktaki adamın ağzını taklit etmemelidir. Sokakta birçok kişi hakikaten yerine haggaten der. Sunucu haggaten derse, gerçekten sözünü unutmaya başlamış olabilir, sıradanlaşır. Gerçek-ten sözündeki ten yani -den eki, çıkma belirtir. Sıra-dan, okul-dan, yayın-dan, sen-den gibi örneklerde bir çıkış vardır. Ama zarf olan tekrar-dan sözünde çıkış yoktur. Bu eki kaldırdığınızda anlam değişmez. Örneğin, “Tekrar söyleyin” ile “tekrardan söyleyin” arasında hiçbir fark yoktur. TDK sözlüğünde tekrardan sözünün bulunmasının tek sebebi, halk arasında kullanımının sık olmasındandır. Zaten sözlük, ‘tekrardan’ kelimesini açıklamamış, ‘tekrar tekrar’ sözüne göndermiştir. Tekrardan kelimesi yalnızca bir cümlede kullanılır: Tekrar-dan vazgeçin. Yani tekrar etmeyin. Yarışmada söylenen sözcükler şahane olabilir. Ama bu kelime, her iki a sesi de uzatılarak söylenir. İlk a sesi kısa söylenmez. Yarışmada i sesi uzatılan ve bağış anlamına gelen hibe sözünde hiçbir ünlü uzatılmaz, kısa okunur. Yan, yön demek olan canip sözünde ise a sesi uzatılmalıdır. Sunucular çekiliş belirten kura sözünü söylerken r’den sonra bir kesme yaparak telaffuz ederlerse çok daha şık olacaktır. Zaten sözlükte de bu durum belirtilmiştir. Son olarak, kış mevsiminin en güzel içeceklerinden salep sözünü söylerken, a sesini uzatmak gerekir diyorum.

         Programlarda sıfır hata olmaz. Çünkü canlı yayın yapılıyorsa hata olacaktır. Ama bant kayıtlarında yapılan hatalar, çekimden sonra düzeltilebilir. Lingo yarışmasının sunucusu için asla başarısız diyemem. Sunucular da program yapa yapa öğrenir, deneyim kazanır. Sunucunun mütevazı duruşu, bence çok büyük bir  avantaj. Umarım gelecekte de bu içtenliğini ve saygılı duruşunu muhafaza eder. Türkçe bilgisinin de yeterli olduğunu düşünüyorum. Çünkü dilimiz, 5 bin yıllık geçmişi, sözlükteki 130 bin kelimesi, yerel ağızları, değişen kişi ve yer adlarıyla 500 bini aşkın söz varlığıyla kolay olmayan bir dildir.

         Lingo programı ise, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin kesinlikle sık sık izlemesi gereken bir yarışma. Basitten zora doğru giden, güzel bir program diyebilirim.