Yıllar yıllar önceydi. İlkokul 5. sınıfa gidiyordum. Yılbaşına birkaç gün kalmıştı. Dersimizin konusu mektup yazmak idi.

Şener Mete

Öğretmenimiz, “Çocuklar, mektup ve kart yazmak arkadaşlığı, dostluğu pekiştirir. İnsanlar arasındaki en önemli haberleşme aracı bunlardır. İnsanlar mektupları, kartları biriktirir, hatıra olarak saklar. Sevdiklerinize mektup yazmayı ihmal etmeyin. Büyüdüğünüz zaman eski mektupları okuduğunuzda, çok önemli şeyler göreceksiniz, geçmişi hatırlayacaksınız. Yıllar sonra belki o mektupları yazanlar ölmüş olacak, işte o zaman o mektuplar sizin için çok değerli bir duruma gelecek. Kaybettiğiniz yakınlarınızın satırlarını tekrar okurken çok duygulanacaksınız. Bugünlerde yazdığınız mektuplar, geleceğe bir mesaj olacak. O bakımdan arkadaşlarınızla, sevdiklerinizle bağlarınızı sıkı tutun ve fırsat buldukça yazın. Bayramlarda, yılbaşında uzaktaki sevdiklerinizi mektupla, kartla hatırlayın” diye konuştu ve hepimizden bir yakınımıza yılbaşı kartı yazmamızı istedi.

Eskiden şehirlerde tebrikçiler vardı. Bunlar bayram ve yılbaşı öncesinde başta postane önleri olmak üzere işlek ve kalabalık caddeleri ve hatta pazarları, yedi yaşından başlayarak çocuklarla, delikanlılar ve yaşlı satıcılar doldurur ve “tebrik, yılbaşına tebrik” diye bağırarak tebrik kartı ve zarf satarlardı. Yılbaşı kartları genellikle simli olurdu. Bu satırların yazarı da bir yılbaşında o simli kartlardan satmıştır.

Tebrik kartı göndermek ne zaman gelenek haline gelmişti? 2. Meşrutiyet’ten sonra basılan Adab-ı Muaşeret yani görgü kuralları kitabında, “Hıristiyan ve Avrupalı dostlar yılbaşı münasebetiyle kartla tebrik edilir” denilmektedir. Demek ki tebrik gönderme geleneğinin en az 150 yıllık geçmişi var. Tabii ki o yıllarda biz Miladi takvim kullanmadığımız için yeni yıla da Rumî takvime göre giriliyordu. Dolayısıyla 31 Aralık’ta yılbaşını saray erkânı çeşitli davetlerle kutluyordu.
Tebrik kartı geleneği yalnız yılbaşında değil bayramlarda ve özel günlerde de geçerli olmuştur.

Tebrik kartları tür olarak, özel mektup grubuna girer. Düğün, doğum günü, yılbaşı, bayram, bir bebeğin doğumu, mezuniyet gibi mutlu günler için çoğunlukla kartlara yazılan kısa mektuplardır. İçten bir dilek belirtir. Ancak birkaç günlük bir süresi vardır. Bir arkadaşınızın yılbaşını, birkaç ay sonra kart yazarak kutlayamazsınız. Çünkü bu tür işler ya da görevler mutlaka zamanında yapılmalıdır; aksi halde hiçbir anlam taşımazlar.

Bazı ülkelerde, bayramlar ve yıldönümü kutlamaları dışında yeni yıl dolayısıyla da geçit töreni düzenlenmektedir. Geçit törenlerinde genellikle bando bulunur, otomobiller, müzisyenler ve sirk sanatçıları da katılır.

Radyo ve televizyonlarda yeni yıl için haftalar öncesinden başlayan hazırlıklar artık yılbaşı özel yayınına dönüşür. Genellikle 30 Aralık gecesinden 1 Ocak sabahına kadar çeşitli eğlencelerle yayınlar yapılır. Yılbaşında yapılan bu tür yayınlar literatürde “Olağan özel yayınlar” olarak geçer. Çeşitli kuruluşlar ve belediyeler yılbaşı akşamı eğlenceler düzenler ve bunu da çeşitli yollarla ve afişlerle duyurur. Şimdi size bir afiş içeriğini özetleyeyim: “Yeni Yılı birlikte kutluyoruz. DJ Show/ Tango Dance’n Sport / Mc and Dance Show (Superstarz Dance) Pamela / Lazer Show / Dance / DJ Show.” Ne anladınız? Show yerine gösteri deseniz ne eksilir? Dj show yerine özel sunum dense ne olur?

Ulus olmanın ilk şartlarından biri dil birliği değil mi? Neredeyse tamamı yabancı kelimelerden oluşan bu tür sözler, farkına varılmasa da dil birliğine açık bir saldırıdır. Yavaş yavaş, Türkçenin güzelliklerini yok etmektir bir bir. Yabancı diller, kendi propagandasını da yapa yapa yaşamımızın her alanını, eğlencemizi, müziğimizi, özel günlerimizi sarıyor. Afişlerle, broşürlerle, reklamlarla bu kirlenmeyi yaşıyoruz.

Bir ülkenin koruması gereken üç temel unsuru vardır: sınırlar, bayrak ve dil. Bu üç unsur birbiriyle çok yakından ilgilidir ve her biri diğerine bağlıdır. Yabancı bir ülkenin lokantasındaki yemek listesi gibi sıralanmış konser afişlerinde bir özen de göremezsiniz. Ama biz kendi dilimize özen gösteriyor muyuz? İfade bozuklukları ile ilgili örnekler o kadar fazla ki… Cümleleri yanlış kurmak, bunların en önde geleni. Bir yazarımız “yazılı veya sözlü metinler” diye cümle kurabiliyor. Metin ise zaten yazılmış olur. Sözlü metin ne demek? Görüntülü film sözünden farksız. Bir büyük gazetemizden bir cümle örneği: “Genç kızın arandığını televizyondan gördüğünü, gittiği Konya’dan otobüse binerek İstanbul’a geldiğini söylediği öğrenildi” cümlesinde üçü peş peşe olmak üzere 7 fiil görüyorsunuz, üstelik cümleyi hemen anlayamıyorsunuz. Tabii ki redaktörü olmayan basında, böyle yanlış cümleler çok olacaktır.

Evet… Eskiden yılbaşında insanlar birbirine özenle yazılmış kartlar, mektuplar gönderirdi. Şimdilerde kısacık mesajlarla yetiniyor, okuduktan sonra da tümünü siliyoruz. Ne çok şey değişti aslında… Evlerde yılbaşı akşamları kestane patlatılır, at yarışı veya fırdöndü oynanırdı. Çocukların o gece için vazgeçilmez eğlencesiydi tombala. Televizyonla eğlenir, Zeki Müren’le yeni yıla girerdik.

Peki ama sizlere yılbaşında sabaha karan yayın yapan spikerler, muhabirler, yönetmenler, ışıkçılar, teknisyenler, sesçiler ve diğer radyo televizyon yayıncıları yılbaşını nasıl kutluyor? 

TRT’de gece 23.00 sularında Daire Başkanı ve Genel Müdür kuruma gelir, nöbetçi personelin yeni yılını kutlardı. Gece 23.00’de gelmezse 2 veya 3 gibi gelir, biraz sohbet eder giderdi. Kurum, gece personeline kumanya dağıtır, her masaya yiyecek ve içecekler getirilirdi. Daha da eskilerde, takvim ve ajanda gibi basılı yayınlar verilirdi. Haber Müdürleri, eski ajandalarını kapatıp yeni ajandalarına gündem notlarını yazmaya başlardı.

Yılbaşı nöbetini kimin tutacağı bazen sorun olurdu. Personel sayısı az ise en son gelen yayıncı 2-3 yıl yılbaşı nöbetini tutardı. O da bilirdi ki kurumun tüm radyo ve televizyonlarında dönem arkadaşları nöbettedir. Gönüllü nöbetçi olmadığı yıllarda da kur’a çekilirdi. İşte size, geçmişten bir kur’a sonucu duyurusu:

ARKADAŞLAR; RADYO HABERLERİNDE YILBAŞI İÇİN ÇEKİLEN KUR’ADA AKŞAM NÖBETİNDE METİN, 1 OCAK SABAHI FEHİMAN BELİRLENMİŞTİR.
TELEVİZYON HABERLERİ YILBAŞI NÖBETLERİ: 
31 ARALIK AKŞAM: SERMİN
31 ARALIK GECE    : ÇİĞDEM
1 OCAK SABAH       : ASLI
YILBAŞI NÖBETLERİNDE ADI GEÇEN ARKADAŞLAR, UYGUN OLDUĞU TAKDİRDE  26 ARALIK - 1 OCAK HAFTASINDA, 1 NÖBET EKSİK TUTACAKLARDIR. 

Radyolarda yayın için merkeze bağlanılmışsa gece nöbetten çıkan spiker, duvardaki panoya astığı tebrik kartına yeni yıl dileklerini yazarak, sabah nöbetçisinin ve yayın ekibinin moralle yıla başlamasına yardımcı olurdu.

2025’in size, ailenize ve tüm sevdiklerinize mutluluk ve güzellikler getirmesini dilerim. Yeni yılınız kutlu olsun.