Kulüp yönetmek beceri ister. Başkentin marka değeri Ankaragücü’nde bu işin çok alçak seviyede olduğunu her fırsatta görüyoruz...
Güray Soysal
Misal mi?
1’inci ligin en kaliteli futbolcuları elinde olmasına karşılık, takımın mevcut durumu ortada.
Bugün gönderdiği futbolcuya, yarın kucak açmak onların işi.
Teknik adamlıkta tecrübesizleri takımın başına getirip, sonra kovmak için acayipliklerin içine girmekte onların işi olsa gerek.
“Ankaragücü böyle de, Gençlerbirliği’nin de işler başka mı” diyeceksiniz..
Alın birini, vurun diğerine, sonuçta başarı da bir çeyrek takım dahi ortaya çıkmaz.
Zaten bulundukları yer ve görüntülerde bu gerçeği ortaya koymuyor mu?
Başarısızlık ortaya çıkıncı önce teknik adamların kafaları koparılıyor.
Tıpkı...
Yakınımızda durum Ankaragücü ve Gençlerbirliği gibi.
Bu görüntüde hata varsa, yöneticiler bu konuda hep üstte kalıyor.
Esasında hatanın büyüğü yöneticilere ait olduğu kabul ettiğimiz gün, gerçekle yüz yüze kalırız.
İnşaat gece-gündüz devam ediyor
Başkent Ankara sporuna 82 yıl hizmet veren ve sonrasında yıkılan 19 Mayıs Stadının inşaatı devam ediyor.
Şehrin göbeğinde yapılan, sportmenlerin geliş-gidiş konusunda rahat edeceği stadın inşaatına gece-gündüz sürüyor.
Bu hız devam ettiği takdirde yeni 19 Mayıs Stadının hizmet vereceği tarih 2025’e çekileceği söyleniyor.
Neşter atıldı mı?
Sezon başında hemen hemen herkesin 1’nci Ligin en kalitesi olduğu söylenen Ankaragücü’ne neşter, göreve getirilen Emre Yıldız tarafından atıldı.
İlk planda. Her yenilgiden sonra bahanelerin arkasına sığınan Kenan Koçak gönderildi.
Sadece Kenan Koçak değil..
Takımda çıban başı oldukları iddia edilen Tolga Ciğerci, Efkan Bekiroğlu, Alper Uludağ ve Bahadır Han Güngördü’nün de bileti kesildi.
Bu konuda geç kalındığını söyleyebilirim.
Sezonun büyük kısmının kaybedildiğinden yola çıkarsak, gelecek sezonun hesapları şimdiden yapılmalı.
Yapılan uygulamanın bir eksiğini de gündemimize almamız gerekir.
Yönetimdekilerinde bileti kesilmeli.
Onu da zaman gösterecek ve Ankaragücü gerçek benliğine O zaman kavuşacak.
Orhan Ayhan eşini kaybetti
1938 İstanbul doğumlu meslektaş büyüğüm Orhan Ayhan eşini kaybetti.
61 yıl 275 gün ile Guinnes rekorlar kitabına girmeyi başaran Orhan Ayhan abimin, 40 yıllık eşi Selma Ayhan’ın vefatı üzüntü yarattı.
Mesleği ile aile yaşantısını başarılı olarak yürüten Orhan Ayhan abime muhterem eşinin vefatı nedeniyle başsağlığı dilerim.
Halim Çorbalı
1926 yılında doğan futbol dünyamızın dürüst bürokratı Halim Çorbalı, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı, TFF Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
Ankara Erkek Lisesi ve Ankara Gazi Lisesi'nde lise eğitimini tamamladıktan sonra Mülkiye'den mezun oldu. Gençlerbirliği'nde takımın hem kaptanı hem de teknik direktörü olan Hasan Polat tarafından beğenilince forma giymeye başladı. "Sol açık" pozisyonunda 1944 yılından 1953 yılına kadar top koşturdu. Takım kaptanlığına kadar yükselen Çorbalı, ayağı kırılınca futbolu bıraktı ve Tapu Kadastro müfettişliğine başladı. 1978-1991 yılları arasında Tapu Kadastro Genel Müdürü olarak görev yaptı. Kadastro Kanunu Şerhi adında bir eseri bulunuyor.
1957'den 1990 yılına kadar Türkiye Futbol Federasyonu üst düzey yöneticilik yaptı. 5 defa Asbaşkanlık, 20 yıl Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı ve 26 Ağustos 1987-25 Şubat 1989 tarihleri arasında da Federasyon Başkanlığı görevlerinde bulundu.
Gençlerbirliği kulübüne 25 yıldan fazla üye olanların yer alabildiği Divan Kurulunda üye iken 15 Eylül 2010'da Marmaris'te öldü. Çorbalı'nın cenazesi, 17 Eylül 2010 tarihinde Armutalan Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra vasiyeti üzerine Armutalan Mezarlığı'nda defnedildi.