Günümüzde işletmelerin vergi yükümlülükleri ve maliyet yönetimi, finansal planlamalarda belirleyici bir rol oynamaktadır. Personel araç tahsisleri gibi kalemlerin ve buna bağlı giderlerin vergisel değerlendirmesi, işletmeler için önemli bir tartışma konusu olmaya devam ederken söz konusu düzenlemelerin işletmeler üzerindeki etkilerine, kanuni gerekçelerine ve uygulamadaki zorluklara değineceğim.
Kıymetli okurlarım,
Bugün sizlerle önceki yazım, emekli ve memur maaşları konusunda kısa sohbetten sonra bir anlamda vergimetre olarak isimlendirdiğim işletmelerde gider kısıtlamasını dillendireceğim…
Asgari Ücret – Memur ve Emekli Maaşları
Önceki yazımda asgari ücret konusunda bir hesaplama yapmıştım…
Kaleme aldığım sohbeti okuyanlar anımsayacaklardır…
Sohbetimizde Dolar, Euro ve Çeyrek Altın fiyatlarını dikkate alarak bir anlamda farkındalık oluşturmak ve beraberinde asgari ücreti belirleme yetkisinde olanlara ücretlilerin alım gücünde oluşan olağandışı erozyona sessiz kalmamalarını sağlama gayesinde olmuştum…
Bir anlamda güzel ülkemin güzel insanları yaşam kalitesinden ödün vermeksizin hayatlarını idame ettirebilir durumda olsunlar dileğinde bulunmuştum…
Sonuç mu? Bilir durumdayız… Şükretmek özümüzde var…
Dokuz adet çeyrek altın olması görece olarak asgari ücretin alım gücünde bir olumsuzluk oluşturmayabilirdi… %50 si gerçekleşti mevcut hali ile… Buna da şükür…
Asgari ücretle bağlantılı karar neticesinde memur maaşları ile genel olarak emekli maaşları ne olur… Malumun ilanı gereksiz olur…
Şirketlerin personeline araç tahsisi…
Güzel ülkemin ekonomisine katkı sunma gayretinde olan işletmelerin önemli bir bölümü istihdam ettiği personelin bir bölümüne araç tahsis etmektedir.
Şimdilerde tartışmaya açılmış bir konu gibi, personeline araç tahsis eden şirketlerin ilave vergiyle karşı karşıya kalabilecekleri konusu…
Kıymetli okurlarım,
İşletmeler esas olarak kar oluşturmak gayesiyle kurulurlar ve bu amaç doğrultusunda katlandıkları fedakarlıkları işletmenin gider ya da maliyeti olarak dikkate alınır…
Bu yeni bir tespit değildir ve geçmişte olduğu gibi günümüzde de böyledir.
Vergi otoritesi zaman zaman işletmelerin vergi uygulamaları ile bağlantılı taleplerine karşılık görüş vermektedir. Verilen görüş esas olarak “Özelge - Mukteza” olarak isimlendirilmektedir.
Saygıdeğer okurlarım bağışlayın lütfen bu detaya yer verdiğim için… “Özelge – Mukteza” esas olarak yalnızca talepte bulunana yöneliktir…
Sizleri teknik konulara boğmadan kendimce olabildiğince yalın ve bir defada doğru bilgi vermeye gayret göstereceğim…
Şöyle ki…
İşletmelerin personeline / yöneticilerine tahsis ettikleri araçların kısmen kişisel ihtiyaçlarda kullanılabileceği varsayımından hareketle İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı, 2012 yılında talep doğrultusunda bir özelge oluşturuyor…
Özelge özetle araç tahsis edilen personelin işe geliş̧ - gidiş, hafta sonu tatili, bayram tatili ve benzer durumlarda oluşan araç giderlerinin bir anlamda işle ilgili olmadığını ve ücret kabul edilmesi gerektiğini ifade etmektedir…
Ne diyelim, bir anlamda vergimetre gibi…
Son söylenmesi gerekeni ifade edip devamında sohbete devam edelim izninizle…
İdarelerin eylem ve tasarruflarının tartışmaya yer olmayacak şekilde bir defada doğru olarak oluşturulması esas gaye olmalıdır…
İfade etmek durumundayım ki, idare tarafından oluşturulan bu özelgenin uygulanmasında önemli ölçüde fiili imkansızlık söz konusudur…
Hal böyle iken bu özelge halen geçerli midir?
Ya da özelgenin bağlayıcılığı bulunmakta mıdır?
Takdiri siz kıymetli okurlarıma ait durumdadır…
Konuyu biraz daha netleştirelim…
Vergi otoritesi esas olarak işletmelerin adına kayıtlı ya da kiralık otomobillerin tam zamanlı olarak işletme faaliyetlerinde kullanılmadığını varsaymaktadır…
Şimdi diyeceksiniz ki nereden çıktı bu…
Yüce Meclis bir kanun kabul etti ve Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlük kazandı…
7194 sayılı kanun. Yormayayım sizi teknik konularla…
Sohbetimize konu olan şirket araçlarının giderlerine dönelim…
Kanun ile binek otomobillerin giderlerinin %30’u vergi uygulamalarında gider olarak kabul edilmiyor ve aynı oranda KDV indirim konusu yapılamıyor…
Ne güzel değil mi…
Şirketlerde binek otomobil olarak sınıflandırılan taşıtların tamamı işletme faaliyetlerinde kullanılırken bunların gider ve dolayısıyla KDV tutarlarının %30’u vergi uygulamalarında kabul edilemez denilmekte…
Ne diyelim… Geleneksel yöntemlerin vergi gelirlerinin reel artışında etkisi oldukça görece olabilir ve devamında kayıt dışılık konusunda zafiyet yaratabilir…
Yorumu ve takdiri size aittir.
İlgili kanunun gerekçesi,
“Ancak söz konusu düzenlemenin gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince suistimal edilebildiği ve şahsi ihtiyaçlar için kullanılan binek otomobillere ait giderlerin de gelir veya kurum kazancından indirilebildiğigörülmektedir.”
Şeklinde olup, işletmelerde kayıtlı binek otomobillerin şahsi ihtiyaçlarda kullanılabileceği ifade edilerek giderlerinin %30’unun kabul edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Gider kısıtlamasına konu edilen kanun 2020 yılında yürürlük kazanmıştır.
Ne diyelim kıymetli okurlarım…
Kanun mu, yönetmelik mi, tebliğ mi, genelge mi, özelge mi…
Ya da birincil düzenlemeler mi devamındaki düzenlemeler mi öne geçer…
Takdirini ve yorumunu siz kıymetli okurlarıma bırakıyorum.
Güzel ülkemde idarenin varlığının hissedilmediği zamanların daim olması dileğiyle…