Enflasyon muhasebesi, fiili zenginleşme olmadan vergi yükü getirerek sermaye yapısı zayıf şirketleri zorluyor. Tüm paydaşların mutabakatı sağlanmadan yapılan bu tür vergi düzenlemeleri adil bir vergi sistemi yaratamaz; enflasyon düzeltmesinin geçici farklarından kaynaklanan vergilendirme, fiilen doğmayan kazançlara uygulanmamalıdır.

Mehmet Ali Aktaş

Takvim yılı içerisinde oldukça uzun sayılabilecek bir süredir dillendiriyorum / dillendiriliyor…

Lakin nafile gibiydi…

Burada bireysel bir bıkkınlık yaşadığım ya da bireysel olarak arzu edilene ulaşamama gibi değerlendirme olmamasını arzu ederim. 

Neden söz ediyorsunuz dediğinizi duyar gibiyim.

Kıymetli okurlarım/dostlarım, her bir yazımda sizlerle sohbet ediyorum bir anlamda…

Bir süredir dile getirdiğim enflasyon muhasebesinde neredeyse kimsenin dikkat çekmediği ya da dikkat çekmek istemediği detayları olabildiğince anlaşılır bir dille ortaya koymaya çalışmıştım…

Yazılar yazdım, anketler yayımladım, farkındalık oluşturmaya çalıştım…

Aman dikkat edin, olmayan kazancın vergisini ödemekle karşı karşıya kalabilirsiniz dedim…

Dedim demesine de… Ben söyledim, ben dinledim bir süre…

Birkaç gün öncesine kadar…

İş dünyası bunun farkına varmaya başladı…

Muhasebe meslek mensupları ve muhasebe meslek kuruluşları bunun farkına vardı…

Şimdi diyeceksiniz ki verginin muhasebe meslek mensupları ile ne ilgisi var…

Uygulamada öyle değil ne yazık ki kıymetli okurlarım…

Zira vergi mükellefi işletme, kazanç olmadan vergi neden oluşur sorusunu muhasebe meslek mensubuna yöneltir durumdadır…

Anket olarak da yayımlamıştım rastlayanlar olmuştur.

Neredeyse hiçbir faaliyeti olmayan ancak varlıkları bulunan ve sermaye yapısı güçsüz işletmelerin fiili zenginleşme olmaksızın ya da fiili ekonomik giriş olmadan vergi ödemekle karşı karşıya kalabileceklerinden söz etmiştim…

İdarenin varlığı hissedilir duruma geldi bir süredir…

Oysa idarenin kendisine verilen yetkiyi tüm paydaşları mutlu edecek ya da mutsuz etmeyecek şekilde kullanması daha anlamlı olurdu…

Bu oldu mu?

İdare beyan sürelerini uzattı…

İdare geçici vergi dönemlerinde bilanço oluşturulması yönünde ısrarcı oldu…

İdare enflasyon düzeltmesinin muhasebe döneminde değil geçici vergi dönemlerinde uygulanması konusunda kendisine verilen yetkiyi kullandı… Kullandı kullanmasına da paydaşlar mutlu oldu mu? Ya da paydaşlarla bir mutabakat yapıldı mı?

Kıymetli okurlarım;

Enflasyon muhasebesi olarak ifade edilen husus tamamen bir düzeltme işlemidir.

Düzeltme işleminin neticeleri de vergi mükellefleri nezdinde farklar oluşturmaktadır.

Birden çok defa ifade edilmiş olduğu üzere; yatırım yapan, pandemi döneminde dahi işçi çıkarmayı düşünmeden borçlanarak yatırımlarını sürdürmeyi gaye edinen işletmelerin önemli bölümü şimdilerde bir anlamda borçlanma yolu ile yatırım yapmanın vergisini ödemekle karşı karşıya kalmış durumdadırlar…

Enflasyon düzeltmesi ile oluşan farklar geçici farklardır kıymetli okurlarım. Geçici farklar vakti gelmeden vergi ile ilişkilendirilmemelidir.

Aksi halde çok defa söz ettiğim üzere, işletmeler ortaya çıkan enflasyon karının vergisini ödeyecek nakde ulaşamayacaklarından ya kreditöre müracaat edecek ya da… Siz takdir edin gerisini…

Biraz daha netleştireyim, konuşma dili ile ifade edeyim izninizle…

Fiili zenginleşme olmadan vergi olmamalıdır.

Enflasyon düzeltmesi yapılmalıdır, bu oldukça yerinde bir uygulamadır. Lakin fiilen doğmayan kazancın vergilendirilmesine dönüşmemelidir.

Bir başka husus kıymetli okurlarım; bilanço konusu…

Bilanço herhangi bir tarihte oluşturulabilecek bir finansal tablo olmakla birlikte bilançonun oluşturulmasının bir dizi ön hazırlığı bulunmaktadır.

Ülkemizde bu hazırlığı kim ya da kimler yapmaktadır?

Kıymetli okurlarım bu hazırlığın önemli bölümünü muhasebe meslek mensubu yerine getirmekte, devamında da nihayetlendirilmesi görevini yapmaktadır.

O halde muhasebe meslek mensuplarının dolayısıyla muhasebe meslek kuruluşunun görüşü ile eş anlı olarak iş dünyasının temsilcilerinin görüşleri dikkate alınmadan yapılacak düzenlemelerin sonuçlarından fayda beklemek doğru olmayabilir sanki…

Bunları neden mi böyle yazıyorum?

Bir uygulama var ve tüm paydaşların yararına olduğu değerlendirilmekte…

Peki tüm paydaşların mutlu oldukları, en azından mutsuz olmadıkları konusunda mutabakat var mıdır? 

Kıymetli okurlarım bir süredir izlendiği kadarıyla paydaşlar arasında görüş birliğinden söz etmek ne yazık ki olanaklı değil gibi…

2024 yılına ilişkin 2. geçici verginin (01.01.2024-30.06.2024) bildirim ve ödeme süresi 17 Ağustos 2024 tarihi iken vergi idaresi tarafından 27 Ağustos 2024 tarihi gün sonuna kadar uzatılmış şimdi de 06 Eylül 2024 gün sonuna kadar bildirim ve ödeme yapılabilir denilmiştir…

Oldukça manidar değil mi kıymetli okurlarım?

Mademki uygulanamıyor, idarenin yetkisinde olan geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesinden neden vazgeçilemiyor ki? Bunu anlamlandırmak oldukça güç…

Bir başka husus enflasyon düzeltmesinin vergi etkisi dikkate alındığında ülke ekonomisi ne ölçüde ve hangi yönde etkilenmektedir… Bununla bağlantılı bir istatistik yapılmış mıdır? Yapılmış ise bunun şeffaf bir şekilde ilan edilmesinin beklenmesi doğru olsa gerek…

Nihai olarak ifade etmek gerekirse;

Fiili olarak oluşmayan kazanç nedeniyle vergilendirme söz konusu olmamalıdır…

Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar” atasözünü duymuşsunuzdur.

Diliyorum ki enflasyon düzeltmesi neticesinde oluşan geçici farklar nedeniyle bir vergi etkisinin olmadığı, en kıymetlisi de tüm paydaşların mutlu olduğu en azından mutsuz olmadığı bir çözüm üretilir…

Vakit geç olmadan elbette ki…