İnmek kolay, çıkmak zordur. Bir kere düşmeyegör, işler hep ters gitmeye başlar, işleri yoluna koyup düzlüğe çıkmak için biraz da şans gerekir.
TFF 1.Lig’e düşüp sezona şampiyonluk hedefiyle başlayan Ankaragücü ilk devreyi 9’uncu sırada bitirmiş, taraftarına büyük öfke ve hayal kırıklığı yaşatmıştı. Cihat Arslan ve Kenan Koçak ile yolların ayrılmasından sonra Kemal Özdeş’in göreve gelmesiyle yeni bir ümit dönemi başladı ama puan kaybı büyük olunca telafisi de kolay olmuyor.
Ligin ikinci devresinde ilk maç Şanlıurfa deplasmanıydı. Ev sahibi ekip alt sıralardan kurtulmak istese kan kaybetmiş kadrosuyla misafirini yenmesi çok küçük bir olasılıktı.
Sarı lacivertliler için ise artık tüm maçlar final. Bir puan kaybına dahi tahammül kalmadı. Zira ilk iki sırayı garantilemek için, bu köşede önceki haftalarda da belirttiğim üzere, maç başına iki puan ortalamasını tutturmak gerek.
Böyle bir atmosferde başlayan maçın hakimi Güçlüler idi. Santraforlarının Bajic ve Dadashov gibi iki formsuz futbolcu olması ise gol yollarında yine zorlanmasına neden oldu. Maçın ilk yarısı 0-0 bittikten sonra, ikinci devreyle birlikte oyuna giren Saponara, Şanlıurfa defansının hediyesini geri çevirmedi, ustalığını konuşturup takımını 1-0 öne geçirdi.
İkinci gol bir türlü gelmeyince 90 dakikanın sona ermesi yine kolay olmadı. Taraftarlar maçın son düdüğünü yürekleri ağızlarında bekledi. Haftanın açılış maçını kazanınca 9’uncu sıradan bir anda 4’üncü sıraya yükselen Ankaragücü’nün play-off grubuna girme keyfi ise Erzurumspor, Çorumspor, Boluspor ve İstanbulspor’un da maçlarını kazanmasıyla sadece iki gün sürdü, hafta bitiminde sıralamadaki yeri 8’incilik oldu.
Bu sene TFF 1. Lig’de ekmek aslanın ağzında. Öyle görünüyor ki zirve ile düşme hattı arasındaki puan farkı pek açılmayacak, sezonun sonuna kadar çok çetin mücadele yaşanacak. Ankaragücü’nün kaderini ise ara transfer dönemi belirleyecek. Sezon başındaki transfer hataları tekrar edilmezse hedefe ulaşmak hala mümkün.