“Zoru başarmak bizim işimiz!” Belki bir klişe… Belki bir slogan… Ama bu sözün, olumlu ya da olumsuz anlamda, hakkını veren kişi ve kurumlar var dünyada.
Kim ne derse desin… Kim neye ve kime bağlarsa bağlasın… Ankaragücü alt ligde oynarken Türkiye Kupası’nı kazanma başarısını gösteren ilk ve tek takım. Ankaragücü alt ligde oynarken Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı (O dönemdeki adıyla Devlet Başkanlığı Kupası’nı) kazanma başarısını gösteren ilk ve tek takım.
1980’li yılların başında olumlu anlamda zor olanı başaran sarı lacivertliler, son yıllarda ise olumsuz anlamda zoru başarıyor. 2021 yılında son 5 maçının tamamını kaybedip küme düşen Güçlüler, geçen yıl çok yaklaştığı Türkiye Kupası’nı avucundan kaçırmakla kalmamış, son maçında 88’inci dakikadan sonra yediği goller nedeniyle ligden düşmüştü.
Bu sezonki tablo da pek farklı değil. 1. Lig’in en pahalı kadrosuyla lige başlayan ve açık ara şampiyon olmayı hedefleyen takım, ilk devreyi ancak 9’uncu sırada tamamlayabildi. Sezon sonunda ilk ikiye girip doğrudan Süper Lig’e yükselme şansını matematiksel olarak koruyor ama bu olasılık her kaybedilen puanda hızla azalıyor.
Dört futbolcunun kadro dışı bırakılması, 6 futbolcunun ise sakatlanması nedeniyle Amedspor maçına 10 eksikle çıkan bir takım var karşımızda. Bu hafta başlayan ara transfer döneminde yapılacak takviyeler ise kulübün kaderini belirleyecek. Kemal Özdeş’e göre, bundan sonra her maç final havasında oynanacak. Havalimanındaki sohbetimizde “19 maçı kazanıp direkt çıkabiliriz” diyor ama takviyeler bir an önce tamamlanmalı ki bu hedefin bir gerçeklik payı olsun.
Zaten, bu kadar para harcandıktan sonra, play-off oynamayı düşünmek bu kulübün hedefi olamaz, olmamalı. Yıllardır acı çeken bu camianın bir de play-off stresi çekecek sabrı da enerjisi de kalmadı. Ola ki bu sezon Süper Lig’e çıkamamanın maliyeti ise her türlü transfer maliyetinin üzerinde olur, benden söylemesi. O nedenle, kader ağlarını örmeden, bir ışık yakılmalı, kabusa son verilmeli.