Sen ev sahibisin, rakip misafir. Sen ligin en pahalı kadrosuna sahipsin, rakip yarı değerinde bile değil. Sen şampiyonluğu hedefliyorsun, rakip ligde kalmayı. Öyleyse kaybetmenin tek bir yolu var: Kendi ayağına sıkmak.
Murat Gürgen
Ankaragücü, Eryaman’da Pendikspor’u ağırladığı maçta tam anlamıyla kendi ayağına sıktı. Kitsiou’nun güzel golüyle 1-0 öne geçtiğinde maçın henüz 9’uncu dakikasıydı. Uzun lafın kısası, saha, zemin, tribün coşkusu ve hatta skor, yani her şey yanındaydı.
O dakikadan itibaren öyle bir laubalilik başladı ki inanılmaz. Alelacele atılan dış şutlar, kötü son vuruş tercihleri, kale önünde egoistlikler, ne derseniz sergilendi. Sahada varlık gösteremeyen rakibe bir iki gol daha atıp fişi çekmek varken, ilk devre ziyan edildi.
Maçın ikinci devresi ise geçen haftaki Gençlerbirliği maçının bir kopyasıydı. Sarı lacivertliler oyundan düştü, rakip ise silkinip kendine geldi. 46’ıncı dakikadan itibaren topu iyi kullanmaya ve baskı yapmaya başlayan İstanbul ekibi, aradığı golü 57’inci dakikada buldu ve skoru eşitledi.
Maçın tamamlanmasına yarım saatten fazla süre olması, tribünlerdeki vefakarlar için bir umuttu ama sahadaki oyuncuların koşacak mecali kalmamıştı. Sakatlanan Mert Çetin’in yerine giren Arda Ünyay da olmasa, ayakta kalan bir futbolcu dahi yoktu.
Sadece oyuncular mı? Maçın sonu yaklaştıkça, belli ki kulübede de galibiyet ümidi tükenmişti. Pendikspor Emeka Eze’nin yanına Jetmir Topalli ve Yonothan Del Valle gibi gol silahlarını sürerken, Ankaragücü’nde santrafor Bajic çıkıyor, sağ bek Hayrullah Bilazer, defansif orta saha Ali Kaan Güneren ile Cem Türkmen oyna giriyordu.
Bazı okuyucular “Cephas da oyuna girdi” diyebilir ama Jamaikalı futbolcunun golcü olup olmadığı kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda da görüldü ki çok tartışılır. Zaten bu takımın gol ümidi 1.70’lik Hayrullah Bilazer’in kafa vuruşuna kaldıysa vay başkentin haline.