1921 yılının yaz sonunda cereyan eden Sakarya Meydan Muharebesi'nde Yunan ordusu, Türk ordusu karşısında ağır bir yenilgi alarak geri çekilmişti. Bu galibiyet, Kurtuluş Savaşı'nın seyrini Türk ordusunun lehine değiştirmiş; 30 Ağustos 1922'deki nihai zaferin önünü açmıştı.

Hakan Akpınar

Sakarya Zaferi'nin ardından Mustafa Kemâl ve silah arkadaşları büyük moral bulmuşlardı. Ankara'da bir gece silah arkadaşlarıyla sohbet eden Mustafa Kemâl Paşa, artık yeni ve bağımsız Türk devletini konuşmaya başlamıştı. Bu sohbet esnasında yeni Türk devletine yeni bir bayrak gerektiğini dahi söylemişti.

O dönemde Ankara'da Meclis Muhabirliği yapan (Tarihçi) Enver Benihan Şapolyo, kulağı delik bir gazeteciydi. Yeni bayrak meselesinden haberdar olmuştu; ama işin aslını tam olarak bilmiyordu.

Mustafa Kemal Paşa'nın yaveri olan Muzaffer (Kılıç) Bey, Şapolyo'nun yakın arkadaşıydı. Konuyu Muzaffer Bey'e sordu. Aralarında şu konuşma geçmişti:

      -Mustafa Kemal Paşa, bayrağımızı değiştirmeyi düşünüyor mu? Sen bir şey duydun mu? 
      - Gökbayrağı kabul etmeyi düşünüyor.
      - Gökbayrak mı?
      - Evet! Atalarımızın kullandığı gök renkli bayrağın, yeni devletin bayrağı olmasını düşünüyor...

Gökbayrak, Orta Asya'da VI. yüzyıl'da devlet kuran Göktürkler'e ait, mavi zemin üzerinde kurt başı bulunan bayraktı. Mustafa Kemâl de Göktürkler'in Gökbayrağını, Anadolu'daki yeni Türk devletinin bayrağı olarak semalarımızda dalgalandırmak istiyordu. Ne var ki bu husus, sonraki dönemlerde bir daha konuşulmamış; Kurtuluş Savaşı'nın fırtınalı günlerinde unutulup gitmişti. 

Kimbilir; belki de Atatürk,  imparatorluk bakiyesinin üzerine bina edilen yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarının bayrak konusundaki bu radikal değişime henüz hazır olmadığını düşünmüştü. Anadolu'da yaşayan farklı etnik kökenlerden gelen toplulukların varlığı ile Müslüman halkın ay yıldızlı Türk Bayrağı'na olan âşinalığı ve bağlılığı da Atatürk'ün Gökbayrak hayalini bir kenara bırakmasının sebeplerinden biri olabilirdi.

Bu hikâyede, birden fazla yazılı kaynak olmadığı için mesele biraz dumanlı kalmıştır. Tek kaynak, Enver Benihan Şapolyo'nun yazdıklarıdır. Ancak şu kesindir; Atatürk'ün Gökbayrak hayali bir dedikodu veya şayia değildir. Türk tarihinin sümenaltında unutulan saklı bir gerçektir... 

Aradan yıllar geçti. Enver Benihan Şapolyo, Gökbayrak'ın akıbetini merak etmişti. Konuyu bu kez, Atatürk'ün yakınındaki isimlerden biri olan eski Başvekil Celal Bayar'a sordu. 

Celal Bayar, Şapolyo'ya şu cevabı vermişti:

"Atatürk, cumhuriyetin resmî bayrağını Gökbayrak olarak kabul etmeyi düşünmüştü; fakat bu hususta hiçbir neşriyat yapılmadığı için bu bayrağı kabul etmediler..."

Devam edelim...Atatürk, bir devrimciydi; ama O'nun devrimciliği, hakiki ülküsü olan Türk Milliyetçiliği üzerine kuruluydu. Atatürk'ün devrimci tavrını, milliyetçi yönünden ayıramazsınız. Tarihine, kültürüne kuvvetle bağlı bir insandı. Bayrağı değiştirmedi veya değiştiremedi; ne var ki cumhuriyetin ilk yıllarında yeni Türk parasının üzerine bozkurt motifi koydurdu. İlk yerli lokomotife Bozkurt, ikincisine ise Karakurt adını verdi. Nice eski Türk simgesini devlet ve toplum hayatına mal etmeye çalıştı... Ulusumuzun kadim tarihini, Türk Aydınlanma Devrimleri'nin esin kaynağı olarak gördü.

Enver Benihan Şapolyo, Atatürk'ün ölümünden 32 yıl sonra 10 Kasım 1970'te, Türk Kültürü Mecmuası'nın 97. sayısında şunları yazacaktı:

"Atatürk mavi rengi, yani turkuvaz rengini severdi. Çünkü bu renk, eski Türk bayrağının rengi idi. Bu renk, Selçuklu çinilerinde ve Mevlâna türbesinde (Kubbe-i Hadra) da görülmektedir. Sünnet çocuklarının entarisi mavidir. Köylü gençleri bayramlarda mavi gömlek giymektedirler. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul’u fethi sıralarında giydiği çizme mavi, yani gök renginde idi.

Atatürk, bir de Türk arması müsabakası yaptırmıştı. Kabul edilen bir Bozkurt’tu. Bu resim, Millî Eğitim Bakanlığı'nın yayınlamış olduğu Hayat Mecmuası'nda yayınlanmıştır. İşte Atatürk, atalarına bu şekilde bağlı bir milliyetçi idi. O Batı medeniyetine hayran, fakat onun kültürüne hiç bir zaman hayran olmamıştır.

Atatürk harsta (kültürde) milliyetçi, medeniyette batılı idi. Demek oluyor ki Gökbayrak, onun mefkûresinde yaşıyordu. Gök renkli bayrağı kabul etmeyi düşündü, fakat çok güzel olan Albayrağımızdan da vazgeçemedi. Atatürk, her yönü ile orijinal adamdır. Onu teferruatıyla incelemek gerekir. O zaman Atatürk meydana çıkar..."