2025 yılında Türkiye'de vergi ve muhasebe uygulamalarında, işletmelerin geçmiş yıl zararlarının minimum kurumlar vergisi kapsamında indirim konusu yapılamaması ve bilanço esasına göre defter tutan işletmelerin e-defter uygulamasına geçme zorunluluğu gibi önemli değişiklikler yaşanacak. Bu yeni düzenlemeler, muhasebe meslek mensuplarının iş yükünü artırırken, uygulamaların işletmeler ve paydaşlar için de bazı zorluklar yaratması bekleniyor...

Kıymetli okurlarım;

Önceki hafta sonu İstanbul Yüksek Ticaretliler ve Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Mezunları Derneği Ankara Şubesince düzenlenen “Vergide Adalet” panelinde konuşmacı olarak yer aldım…

Alanlarında oldukça yetkin olan kıymetli hocalarım Prof.Dr.Mustafa DURMUŞ (Ekonomist) ve Murat BATI (Vergi Hukukçusu) ile bir arada konuşmacı olmaktan ve katılımcıların katkılarından dolayı duyduğum mutluluğu ifade etmek isterim.

Bir süredir dillendirir durumdayım kayıtlı ekonomi konusunu. Panelde de dillendirmeye gayret gösterdim. Ne zamana kadar sürecek bu dillendirmeniz derseniz… Murad hasıl oluncaya kadar kıymetli dostlar…

Panelde www.kayitliekonomiyegecis.gov.tr internet sitesinden söz ettim. Daha önce gerek yazılı gerekse görsel medyada söz ettiğim üzere…

İnternet sitesinin başlığına bakıldığında sanki ülkemizde kayıtlı ekonomi yok ya da kayıtdışı ekonomi var da kayıtlı ekonomiye geçiş konusunda bir arayış içerisindeyiz gibi algılanmakta…

Elbetteki söz konusu internet sitesinin içeriği tetkik edildiğinde oldukça önemli bilgilerin bulunduğu ve özetle içeriğin bir olumsuzluk taşımadığını ifade etmekte yarar görmekteyim.

Hal böyle iken, kayıtdışı ekonomi mesajını veren başlığın değiştirilmesinin ülkem ve itibarımız yönünden yararlı olacağını yinelemek isterim…

Minimum Vergileme (Asgari Vergi)

Birden çok defa söz ettim kıymetli okurlarım,

Ücrette Asgari, Emeklide Asgari olur da Vergide Asgari olmaz mı?

Olur olur.. Tam ismi “Asgari Kurumlar Vergisi”

Öyle olur ki kazanılmış bir kısım hakları bile yokmuş gibi değerlendirebilir…

Bu konuda kafalar karıştı geçmiş uygulamalarda olduğu gibi…

Teknik bilgilerden ari, bir defada doğru olarak ifade etmeye gayret göstereceğim her daim olduğu gibi…

Uluslararası asgari vergi uygulamasından söz etmiyorum…

Söz ettiğim ya da dillendirmeye çalıştığım konu yerel asgari vergileme uygulaması…

Kıymetli okurlarım,

Ülkemizde muhasebe kayıtları / defter kayıtları doğrultusunda ortaya çıkan kar ya da zarar ile birlikte vergi uygulamalarının kabul etmediği giderler (örneğin : trafik para cezaları) söz konusu defter karı ya da zararına eklenmekle birlikte yine vergi uygulamalarının vergi dışı bıraktığı tutarların (vergi mevzuatı buna indirim ve istisna adını vermektedir) çıkarılması (tenzil edilmesi) sonucu bir tutar ortaya çıkmakta ve bu tutar üzerinden vergi hesaplanmaktadır.

Ne var ki bunda dediğinizi duyar gibiyim. Evet bu uygulamada bir problem yok gibi…

O halde minimum ya da asgari vergi konusunu kısaca özetleyelim.

Düzenleme ile yasal kayıtlar neticesinde oluşan kar ya da zarara vergi uygulamalarının kabul etmediği giderler eklenecek… Burada bir fark yok. Ancak vergi uygulamalarının vergi dışı bıraktığı tutarların önemli bir bölümü bu defa vergi hesaplamasında dikkate alınmayacak. Bir başka anlatımla işletme yararına olan bir kısım hesaplamalar devre dışı bırakılacak…

Basit bir örnekle ifade etmek gerekirse;

 

Açıklamalar

Mevcut  Hesaplama

Asgari Kurumlar Vergisi Hesaplaması

 

(a)

Ticari bilanço karı

1.000.000

1.000.000

(b)

Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler

150.000

150.000

(c)

İstisnalar

600.000

0

- Serbest bölge kazanç istisnası

(d)

Geçmiş yıl zararı

150.000

0

(e)

İndirimler

150.000

0

- Nakdi sermaye indirimi

(f)

Kurumlar vergisi matrahı  (a+b)-(c+d+e)

250.000

1.150.000

(g)

Hesaplanan kurumlar vergisi

62.500

(f x %25)

115.000

(f x %10)

(h)

Ödenecek Kurumlar Vergisi (1)

115.000

(1)     Ödenecek Kurumlar Vergisinin tespitinde “Mevcut Hesaplama” ve “Asgari Kurumlar Vergisi Hesaplaması” ile ortaya çıkan tutarlardan hangisi yüksek ise o tutar ödenecek vergi olarak dikkate alınacaktır.

Yine konuşma dili ile ifade etmiş olayım izninizle…

İşletme adına gerçekleşen ve kanunun kabul etmediği giderler öteden beridir oluşan ticari kara eklenmekte ve buna işletmelerin uyum sağlaması konusunda da bir problem olmadığı bilinmektedir.

Yeni uygulamayla vergi düzenlemeleri ile vergilendirilmemesi uygun bulunan bir takım indirim ve istisnaların dikkate alınmaması öngörülmektedir

Bir anlamda devlet teşviklerinin “Asgari Kurumlar Vergisi” uygulamasında karşılık bulamadığını ifade etmek yanlış olmasa gerek…

Bu anlaşılabilir, zira kanunla sağlanan indirim ve istisnaların bir bölümü başka bir düzenleme ile kaldırılmış olmaktadır…

Ancak dikkat çekmek istediğim başka bir konu var…

Kısa bir süre önce küresel salgın nedeniyle kar oluşturamayan, kreditörlere başvurmak suretiyle borçlanarak ayakta kalmaya çalışan ve bu süreçte önemli zararlara katlanan işletmeler, özetle zarar eden işletmelere… 2025 yılından itibaren bir anlamda “zarar etmeseydin” denilmekte…

Nasıl dediğinizi duyar gibiyim…

Mevcut vergi düzenlemelerine göre işletmeler katlandıkları zararları beş yıl içerisinde elde ettikleri karlardan indirebiliyorlar…

Sıkı durun…

Asgari kurumlar vergisi uygulamasında artık geçmiş dönemlerde katlanılan zararlar indirim konusu yapılamayacak…

Uygulamanın yorumunu siz kıymetli okurlarıma bırakır durumdayım…

2025 yılının yeni sürprizi… E-Defter…

2025 yılına ilişkin sürprizlere bir ilave: “Elektronik Defter” uygulaması…

Ne olacak şimdi…

2025 yılından başlamak üzere “Bilanço Esasına Göre Defter Tutan” tüm işletmeler Elektronik Defter tutmak durumunda olacaklar.

Yapılan açıklamalar doğrultusunda 1.000.000 civarında işletmenin E-Defter uygulamasına geçiş yapması zorunlu hale gelecektir.

Kıymetli okurlarım,

Sürekli dillendirir durumdayım, idarenin varlığının hissedilmemesi gerektiği ya da yeni uygulamaların paydaşları mutsuz etmemesi konusunu…

Elektronik Defter Tebliği 08 Kasım 2024 tarihinde yayımlandı…

Uygulama 01.01.2025 tarihinde başlayacak…

Dilerim ki bir aksaklık olmaksızın e-defter başvurusu süresinde yapılabilir durumda olur…

Envanter Defteri, Pay Defteri, Yönetim Kurulu Karar Defteri, Müdürler Kurulu Karar defteri, Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri” e-defter kapsamında olmadığından geçmişte olduğu gibi kağıt ortamında (fiziki olarak) tutulmaya devam edilecek olup, buradan hareketle yalnızca “Yevmiye Defteri”  ve  “Büyük Defter (Kebir)”  elektronik ortamda tutulacaktır.

Yayımlanan tebliğ doğrultusunda; kağıt ortamında (fiziki olarak) tutulan (Yevmiye ve Büyük Defter) defterler geçersiz sayılacaktır.

Peki paydaşlar mutlu mu? Ya da en azından mutsuz değiller mi?

Bundan pek emin değilim kıymetli okurlarım…

Zira muhasebe ofislerinde defter tutan muhasebe meslek mensuplarının iş yüklerinin biraz daha artmış olacağı aşikar durumdadır.

Muhasebe meslek mensubu deyince kıymetli okurlarım…

Mesleki faaliyet dışında neredeyse nefes alamaz durumda olan bir camiadan söz eder durumdayım.

Diliyorum ki 2025 yılına ilişkin mesleki ücret tarifesi muhasebe meslek mensuplarını rahatsız etmeyecek şekilde yayımlanmış olsun…

Sözün özü…

Bir defada doğru uygulamaların yürürlüğe konulması dileğiyle…