Asgari ücret tespit komisyonunun mesaisi başlarken asgari ücretliler, memurlar ve emekliler yeni yılda maaşlara yansıtılacak artışı merak ediyor. Bu süreçte, hem enflasyonun etkilerinin giderilmesi hem de yaşam standartlarının iyileştirilmesi adına yapılacak düzenlemelerin, toplumun tüm kesimlerini tatmin edecek bir dengeyi sağlaması bekleniyor.
Kıymetli okurlarım,
Bugün sizlerle iki konuda sohbet edeceğiz…
Asgari ücret…
Şimdilerde asgari ücret tespit komisyonunun mesaisinin başlayacağını ve kısa süre içerisinde tamamlanacağını bilir durumdayız…
Daha önce de ifade etmeye gayret gösterdiğim üzere diliyorum ki, emek üzerindeki yükümlülükler gerek iş gören gerekse işveren tarafından katlanılabilir seviyelerde olsun ki, istihdam konusunda tam ya da kısmi kayıt dışılık oluşmasın…
Bu ifademden murad olunan tüm dengelerin bir defada doğru olarak hesaplanması ve tarafların mutsuz olmaması gayesiyle adımlar atılması yönündedir.
Zira tanık olunduğu üzere, yapılan düzenlemeler ya da alınan kararlar zaman zaman paydaşları mutsuz edebilmektedir…
Peki asgari ücret 2025 yılında ne olmalıdır ki paydaşlar mutsuz olmasınlar…
Güzel ülkemde kurumlar güvenilirdir… Ya da güvenilir oldukları genel olarak kabul edilmektedir/edilmelidir.
Zira kurumlarımıza ve yapılan açıklamalara güvenmek durumundayız…
En azından bireysel düşüncem bu yöndedir…
Biraz gizemli ya da kapalı konuşma oldu gibi…
Demem o ki…
Güzel ülkemde istatistik tutan ve yayımlayan kurum olan TÜİK'in verileri oldukça kıymetli olsa gerek…
TÜİK’in açıkladığı oranlar dikkate alınarak Yeniden Değerleme Oranı belirlenmektedir. Yeniden değerleme oranı Vergi Usul Kanunda “Yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Devlet İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Genel Endeksinde (Üretici Fiyatları genel Endeksi) meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır” şeklinde tanımlanmıştır.
Bu bilgilerden sonra kendimce bir öneride bulunmuş olayım izninizle,
2025 yılı için yeniden değerleme oranı %43,93 olarak belirlenmiş durumda.
Buna göre aksine bir belirleme yapılmadıkça birçok harç, ceza ve vergi (Motorlu taşıtlar vergisi, emlak vergisi, araç muayene ücretleri, trafik cezaları, idari para cezaları…) %43,93 oranında artacaktır.
Bir başka anlatımla yeniden değerlemeden etkilenen ve hazine için gelir olan kalemlerde artış meydana gelecektir.
Buradan hareketle asgari ücretin yeniden değerleme oranında artırılmış olması esasen enflasyon karşısında bir düzeltme olarak kabul edilebilir. Basit bir hesaplama yapalım izninizle,
Mevcut Net Asgari Ücret : 17.002,12 TL
Yeniden Değerleme Oranında artış olması durumunda Net Asgari Ücret : (17.002,12 X 1,4393) = 24.471,15 TLolarak ortaya çıkmaktadır.
Yapılan hesaplama ile yalnızca 2024 (yeniden değerleme oranı dikkate alındığında) yılına ilişkin enflasyondan etkilenmenin bir anlamda ortadan kaldırılmış olacağı görece olarak kabul edilebilir…
Bunun üzerinde (enflasyon oranının üzerinde) yapılacak artışın zam olarak isimlendirilmesi sanki daha anlamlı olacaktır…
Kamu görevlilerine yıl içerisinde enflasyon farkı ödemesi yapılıyor. Bu nedenle daha şanslı addedilebilirler… Hal böyle iken fark ödemesinin yalnızca Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan enflasyon etkisini elimine eder olduğunu ifade etmek durumundayım…
Emekliler ne olacak? Oldukça az sayıdaki emeklinin mevcut maaşlarıyla hayatlarını idame ettirme gayretinde olduğu, çoğunluğunun ise açlık – tokluk sınırında yaşam mücadelesi verdiğini ve maaşlarında enflasyon karşısında düzeltme dahi yapılamamış olduğunu söylemek sanırım zülfü yâre dokunmak sayılmaz…
Asgari ücreti konuşalım derken, kamu görevlileri dahil tüm ücretlilerin ücretlerinin yeterli olmadığını, enflasyon oranlarının uygulanması ile ulaşılan sonucun enflasyon karşısındaki düzeltme olduğunu, bunun üzerindeki artışların ise zam olarak isimlendirilebileceği konusundaki düşüncemi yineleyerek bu bölüme şimdilik ara vermiş olayım izninizle…
Vergi toplamada yeni dönem…
Verginin toplanmasında yeni bir dönem başlıyor, ya da bir anlamda geçmişte var olan uygulamanın 2025 yılında uygulamaya alınması…
Nasıl bir uygulama bu;
Belirlenmiş vergi mükellefleri belli aralıklarla (ayda 3 ve yılda 12’ den az olmamak koşulu ile) vergi idaresince ziyaret edilebilecek, söz konusu ziyaret sırasında hasılat tespitleri yapılacak, günlük tespitler neticesinde aylık hasılat hesaplaması, aylık hesaplamalar neticesinde de yıllık hasılat ortaya konulacak ve ilgili mükellefe bir yılda elde ettiğiniz hasılat en az bu olmalıdır denilecek…
Peki bu doğru sonuç verir mi, ya da kanunun madde gerekçesinde yer aldığı şekli ile bu uygulama bir anlamda vergi güvenliğine hizmet eder mi?
Eğer öyle ise geçmişteki uygulamalar neden sürdürülmemiştir sorusu akıllara gelir durumda…
Kıymetli okurlarım,
Vergi mükelleflerini genellediğimizde, kazanç elde etme gayesinin bulunduğunu ve bu gaye ile işletme, ofis, muayenehane oluşturulmakta olduğunu ifade etmek hatalı olmasa gerek…
Aylık yoklamalar, yıllık yoklamalar her daim bir defada doğru netice verir mi?
Yaklaşık kırk yıldır muhasebe ve vergi uygulamalarını yakından takip eden bir yurttaş olarak görüşüm bu uygulamanın pratikte vergi güvenliği müessesesine arzu edilen katkıyı sağlamayacağı yönündedir.
İşletmeler bir anlamda canlı organizma gibidirler kıymetli okurlarım.
Fiili bir tespit olmaksızın bir kısım işlemlerini kayıt dışı bıraktıkları yönünde yapılacak ve yapılması muhtemel uygulamalar hukuk devletinde karşılık bulmayabilir…
Uygulama ya da düzenleme ile, dolaysız vergi olarak isimlendirdiğimiz yıllık kazanç üzerinden alınan vergilerde bir artış sağlanmasının beklendiği bilinmektedir.
Burada da bir öneride bulunmuş olayım izninizle…
Kıymetli okurlarım,
Verginin adaletli dağılımı önem arz etmektedir. Verginin adil dağılımı neticesinde ancak vergide ahlak daha anlamlı olarak oluşabilecek olup, vergide adillik ile vergi ahlakı birlikte ve aynı yönde hareket eder durumdadır.
Vergi oranlarının tüm mükellefler tarafından katlanılabilir seviyelerde olması ile birlikte görece değerlendirilebilecek geleneksel vergi toplama yöntemlerinin vergiye uyum konusunda sorunlar çıkarabileceği, kayıt dışılığın artabileceği, ya da matrah aşındırma eğilimlerinin artacağı değerlendirilerek,
Bir defada doğru ve paydaşları mutsuz etmeyecek düzenlemeler yapılarak vergi - sosyal güvenlik sisteminin sürekli ve gelişerek işler durumda olması oldukça kıymetli görülmekte olup, bu doğrultuda düzenlemelerin yapılması / uygulamaların oluşturulması arzu edilmektedir…
Tıpkı verimlilik çemberi misali, her daim en iyisini bulma ve yapma gayretinde olmak dileğiyle…
Kalın sağlıcakla…