2011’de başlayan Suriye İç Savaşı, 2024’ün son ayında muhaliflerin harekatıyla rejimin devrilmesine yol açtı. Esad Rusya’ya kaçtı.

Hakan Şanlıtürk

2011’den beri Suriye sahasında en büyük faturayı ödeyen komşu ülke herhalde Türkiye olmuştur.

Türkiye’nin Batı ile bozuk olan ilişkileri ödenen faturayı ağırlaştırdı. Türkiye hem Batı ile hem de Rusya ve İran ile zorlu bir mücadele yaşadı. Rusya ve İran Türkiye’nin Batı ile olan sorunlarından ve Suriye’deki durumdan istifade etti. Ruslar sıcak denizlere inme hayalini gerçekleştirirken İran da Hizbullah’la Suriye’de etki yarattı.

Bu iki ülke Türkiye’nin problemli dış ilişkilerinden faydalanarak bize sık sık zorluk yarattı. İsrail’in Suriye’de çeşitli noktaları bombalamasına göz yuman Ruslar, kontrol ettikleri hava sahasında Türkiye’ye aynı anlayışla yaklaşmadılar. İçerde milyonlarca sığınmacı ve onlardan yansıyan sıkıntılarla kötü günler geçiren Türkiye’ye, Suriye sahasında teröristlerle mücadele için engel olundu. Astana ekseninde verilen sözler de tutulmadı. Ruslar askerlerimizi bombaladı ve 33 şehit verdik.

Esad’ın, Türkiye’nin diyalog çağrısına uzun süre kulak tıkaması gelişmelere eklenince Türkiye’nin bir çare bulması şart olmuştu. Tabii çare arayışında olan sadece Türkiye değildi. ABD patronajlı Batı da aynı arayıştaydı. Türkiye’ye düşmanlık ederek bu topraklarda oyun kurmanın zor olduğu açıkça görülmüştü. Çare Türkiye ile Batı’nın (ABD öncelikli) uzlaşmasıyla ortaya çıktı.

Putin ve Hamaney, Türkiye’nin özellikle ABD ile arasının soğuk olmasını yıllarca çıkarları için kullandı. Gelinen aşamada hem Türkiye hem de ABD birbirleriyle didişmenin iki ülkenin de çıkarına olmadığının farkına vardı.

ABD ve Türkiye ilişkilerinin tekrar olumlu seyretmeye başlamasının en önemli etkisi Esad’ın devrilmesi ekseninde yaşanan gelişmelerde kendini gösterdi. İran, Suriye sahasından silindi. Rusya da pılını pırtısını toplayarak üssünün olduğu Tartus bölgesine çekildi. Muhtemeldir ki Suriye’de yönetim şekillendikten sonra bugünkü kazanımları da risk altında kalacak.

Türkiye’ye gelince…

Şu andaki gidişat Türkiye için kötü sayılmaz. Tel Rıfat temizlendi. Münbiç’te temizlik sürüyor. Türkiye’deki sığınmacıların Suriye’ye dönmesinin önündeki en büyük engel (Esad ve rejimi) artık yok. İşin bir başka iyi tarafı da yıllarca baktığımız Suriyeliler ülkelerine dönünce bizim gönüllü elçilerimiz olabilirler. TV'de izlediklerim böyle bir olasılığın güçlü olduğuna işaret ediyordu. Türkiye’ye teşekkür eden Suriyeliler ülkelerine dönünce Türkleri unutmayacaklarını söylüyordu. Umarım Suriyeliler dedikleri gibi vefalı çıkarlar. Onlar için yapılanları unutmazlar.

Tabloya tozpembe bakmadığımı vurgulamalıyım. Rusların, İran’ın bundan sonra yapacakları, kuracakları oyunlar soru işareti.

ABD ve Rusya’nın Suriye’deki ilişkilerinin bundan sonraki boyutu, İsrail’in ve AB ülkelerinin yaklaşımlarının nasıl gelişeceği ayrı başlıklar.

Suriye’de nasıl bir geçiş konseyi oluşacak, seçimler ne zaman yapılacak, muhalifler arasındaki uyum sürecek mi? Yanıtı merak edilen sorular.

Belki de en önemlisi müttefikimiz ABD’nin PKK’lılara karşı sergilediği tolerans son bulacak mı?

Batı, Suriye sahasındaki çözüm için Türkiye’nin tecrübesinin ve planlarını referans alırsa komşumuzdaki karmaşıklık tez zamanda son bulacaktır. Suriye'yi çözen Türkiye ile uzlaşı formülünün kıymeti bilinmelidir...