DEM’li bazı belediye başkanlarının ‘terörle iltisak’ ekseninde görevden alınarak yerlerine kayyum atanması gerilim yaratmıştı. MHP’den gelen bir açıklama konunun çözüme kavuşturulması açısından önemliydi. Buna CHP’den yükselen ‘destek’ mesajı eklenince ‘çözüm’ için ışık doğdu.

Hakan Şanlıtürk

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, kayyum geriliminin devam ettiği bir atmosferde şu çarpıcı açıklamayı yapmıştı:

“Her seçimden sonra adaylık konusunda 'Bu aday olmalıydı, olmamalıydı', 'Niçin aday yapıldı' tutuklamalar ya da son uygulamalarla kayyum atamalarının önüne geçmek için biz Seçim Kanunu'nu, Siyasi Partiler Kanunu'nu yeniden ele alıp soğukkanlılıkla, suçsuzluk karinesini unutmadan bu işi tartışmak zorundayız. Onun için de bu kanunlara ihtiyaç vardır.”

Medyanın ve kamuoyunun yeterince dikkatini çekmeyen bu sözler CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sözlerinden sonra ehemmiyet kazandı. Özel, MHP’li Yıldız’dan gelen açıklamadan memnuniyetini ‘teşekkür’ ederek ortaya koyarken şöyle dedi:

“Milliyetçi Hareket Partisi’ne de diyoruz ki ‘Bu sefer bu değerlendirme, samimiyse ve eğer ittifak ortağınızın her dediğine, her yaptığına bugüne kadar verdiğiniz kayıtsız ve Meclis tarihi için takdire şayan desteğe bu sefer iktidar partisinden bir seferlik istediğiniz bu yaklaşıma destek bulabilirseniz, Türkiye’yi büyük bir ayıptan, demokrasimizi büyük bir cendereden kurtarmış olursunuz.’ Milliyetçi Hareket Partisi’nin o yaklaşımını da kıymetlendirdiğimi ve dikkatle takip edeceğimizi, bu hafta içinde de kendileriyle temas kuracağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum.”

Özel ardından da, “Meclis’teki bütün partiler bir araya geldiler. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yanında DEM’in, İYİ Parti’nin, Saadet’in, Gelecek’in, DEVA’nın, Demokrat Parti’nin, Yeniden Refah’ın, Emek Partisi’nin ve Türkiye İşçi Partisi’nin birlikte imza attıkları bir teklifle, bu kayyum uygulamasına son verecek teklifimizi Meclis’e ilettik” ifadeleriyle adım attıklarını duyurdu.

Gelinen aşamada Meclis’te konunun çözümü ve doğru bir çizgiye çekilmesine yönelik bir birliktelik belirdi. MHP’ye, Cumhur İttifakı’nın büyük ortağı AKP’nin de katılması halinde toplumu geren, enerjimizi alan kayyum meselesinin yasal bir çerçeveye oturtulması sağlanabilecek. Hem de Meclis’te oluşturulacak büyük bir uzlaşmayla…

ABD ve İsrail Kürt düşmanı

MHP’nin bir başka Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı’dan da dikkat çeken bir açıklama geldi. Kalaycı, 'Bir ve Birlikte Hilal'e Doğru Türkiye Toplantısı' kapsamında Konya bölge toplantısına katılmıştı. Orada, “Amerika ve İsrail'in Türk ve Kürt düşmanı” olduğunu söyledi. Türkiye'nin terörle müzakere etmeyeceğini vurgulayan Kalaycı, toplumun bazı kesimlerinin kafasında beliren şüpheleri giderecek şu sözleri paylaştı:

“Devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin. Devlet terör örgütüyle pazarlığa tutuşmaz, müzakere etmez, sonuna kadar mücadele eder. Teröre tolerans sıfırdır, terör örgütünün ürediği neresi varsa orası meşru hedeftir. Kürtler başka, terör örgütü başkadır. İkisini birbirine karıştırmak en vahim cinayet, ülkemize ve milletimize yapılacak en şedit kötülüktür. Terörizm, bir yandan milli birlik ve bekamızı tehdit ederken bir yandan da Türkiye'ye yönelik emperyalist ve siyonist düşmanlığın bir aracı halindedir. Milyonlarca Müslümanı hunharca katleden başta ABD ve İsrail olmak üzere emperyalist ve siyonist güçler İslam düşmanıdır, Türk düşmanıdır, Kürt düşmanıdır. Türkiye'nin sorunu Kürtler değil, bölücü terör örgütüdür. Terörü hayatımızdan söküp çıkarmanın vakti gelmiştir.”

Bahçeli el öptü

MHP Lideri Devlet Bahçeli genelde el öptürmesiyle bilinir. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla MHP Genel Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte bunun tam tersi bir durum yaşandı. 

Bahçeli bir araya geldiği engelli vatandaşlardan bazılarının anne ve babasının elini öptü. Ve o kareler de önemli bir ayrıntı olarak not edildi. Ben de bu tablonun altını çizme gereği duydum…

Suriye’deki gelişmeler

Suriye’de muhalif grupların başlattığı operasyonlar baş döndürdü. Esad’ın bütün kaleleri neredeyse zapt edildi. Esad’ın konutu da girilen yerler arasındaydı. 

Türkiye dikkatli şekilde gelişmeleri izliyor. Göründüğü kadarıyla, Suriye tam bir arapsaçı. Kırk düşünüp ona göre adım atmak gerekir. SMO’nun iki havaalanında kontrolü sağlaması ve Tel Rıfat’taki adımları Türkiye açısından olumlu sayılır.  

Dilerim ki komşu ülkede sağduyu kazanır ve huzur getirecek bir barışa ulaşmak mümkün olur…