Geçmişte AKP’nin Suriye politikası Türkiye’nin başına olmadık belalar açtı. Şimdi ise daha farklı bir pozisyondayız. Esad’ın devrilmesiyle dezavantajları avantaja dönüştürme fırsatı yakaladık. Umarım Erdoğan yönetimi bu sefer de çuvallamaz ve süreci iyi idare eder.

Hakan Şanlıtürk

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın en fazla eleştirildiği konuların başında Türkiye’yi sığınmacı-mülteci barınağı haline getirmesi bulunuyordu. Suriye’deki devrim bu hususta Erdoğan’ın elini rahatlattı. Suriyelilerin ülkelerine Türkiye sevgisiyle dolu olarak dönmeleri halinde ülkemiz önemli bir kazanım sağlayacak.

Sığınmacı-Mülteci konusu başka ülkelerde de gündemde. Onlardan biri de Almanya. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Esad rejiminin devrilmesiyle ülkelerine dönmeye hazırlanan Suriyeli mültecilere seslenirken şöyle dedi:

“Son günlerde yapılan bazı açıklamaların Suriye kökenli yurttaşlarımızı derinden istikrarsızlaştırdı. Burada çalışan, iyi entegre olmuş kişiler Almanya'da hoş karşılanmaya devam edecektir. Bu çok açık.” 

İşin garip tarafı ise Scholz’un bu sözlerinin Erdoğan’ın, “Misafirler geri dönüş yoluna geçti. İnşallah Suriye'nin diğer kısımlarını da terör örgütlerinden ve işgalcilerden temizleyerek bu kardeşlerimizin tamamının evlerine ulaşması için gereken zemini oluşturacağız. Tabii ki burada kalmak isteyenin başımızın üstünde yeri var” demesinin ardından gelmesiydi.

Anlaşılan o ki, Scholz, Erdoğan’dan kopya çekerek Suriyelilerin gönlünü kazanmaya yönelik çaba harcamış. Tabi ki kötü bir şey değil. İnsanın insana sahip çıkması gayet doğal.  Batı, sadece çıkarları için değil, insanlık değerlerini esas alan politikaları rehber edinse zaten dünya daha yaşanılabilir yer olurdu.

***

Suriye’de Türkiye açısından mülteci-sığınmacı başlığıyla birlikte diğer önemli başlık YPG/PKK varlığıydı. Tel Rıfat ve Münbiç, Suriye Milli Ordusu (SMO) unsurlarınca temizlendi. Bu temizlik yapılırken YPG/PKK’ya  kaçmaları için koridor açıldığını yetkili ağızdan öğrenmiş olduk. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Tel Rıfat’tan ve Münbiç’ten koridorlar açılarak gittiler” dedi. 

Bizim popülist medyanın atladığı başka ayrıntılar da vardı. Onları da Bakan Fidan’ın NTV’deki röportajından öğrendik. Fidan, 'YPG/PKK içindeki yabancı teröristlerin Suriye’yi terk edeceklerini, YPG/PKK yönetiminin de sürgüne gönderileceğini anlattı. Kalanlara da silah bıraktırılacağı' mesajını verdi.

Bu gerçekler, Suriye’de terör unsurlarının temizliğinde müzakereye öncelik verildiğini ortaya koydu. “Terk et ve silah bırak” formülü işliyor orada. Zira YPG/PKK terör unsurlarının üzerine oturduğu zemin çökünce başka alternatiflerinin kalmadığı görülüyor. Artık, Rusların, İranlıların ve rejimin olmadığı bir zemin var. Bakan Fidan bu tablo için, “Yeni bir Suriye var ve yeni Suriye toprak bütünlüğünü sağlama konusunda da mutlaka kararlı olacaktır. Şimdi vatanlarını tekrar alıyorlar ve tabii ülkenin bütünlüğünü sağlama yönünde adım atacaklar” değerlendirmesini yaptı.

***

Esad Rejimi,  Sednaya Hapishane’sinde barbarlık örnekleri sergiledi. İnsanları presten bile geçirmişler. Orası yakınlarını arayan acılı ailelerle dolu. Türkiye, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) aracılığı ile mağdurlara yardımcı olmayı kararlaştırdı. Sednaya Hapishanesi’nde mahsur kalmış olabileceği düşünülen kişileri kurtarmak için 80 kişilik arama kurtarma ekibi gönderilecek. AFAD ekibi bugün çalışmalarına başlayacak.

Bunlar Türkiye’nin insan odaklı politikasının yansıması. Türkiye insani adımları atarken stratejik hamlelerini de ihmal etmemeli...