Ergun Mengi
Ancak ülkede herkes judocu sanki durmadan judo maçları, boks maçları; onun dışında sabah saatlerinde yapılan bant yayınları hariç tenis, basketbol, tramplen, jimnastik, voleybol maçlarını kendi takımımız haricinde izleyemedik. Nedir sorun anlamadım. Bazı yayınların ücreti TRT’ye daha pahalı mı geliyor ki yayınlamıyor. Biz TRT’de, zaman zaman sabah erken saatteki tekrar yayınlar hariç ne futbol, ne ABD basket rüya takımı, ne tramplen, ne de jimnastik, ne de tenis mücadelesi izleyebildik.
Eurosport olimpiyat için 7 adet ilave kanal açmış:
Eurosport 1-2: Günün önemli finallerine odaklı iken;
Eurosport 3 :Tenis;
Eurosport4: Jimnastik;
Eurosport 5: Futbol;
Eurosport 6: Basketbol;
Eurosport 7: Boks ve ferdi sporlar;
Eurosport 8:Hentbol;
Eurosport 9: Voleybol odaklı olarak yarışmaları yayınlamaktadır. 01 Ağustos’tan itibaren kanallardan birisini atletizme ayıracaktır.
TRT sunucuları da çok enteresan. Özellikle bizim sporcuların maçlarını anlatırken, avaz avaz, heyecan had safhada, karşı sporcuya olumsuz betimlemeler. Ne oluyoruz, olimpiyattayız, nerede olimpiyat ruhu, harpte değiliz. Erkekler 51 kilo maçında milli boksör Samet Gümüş, Saken Bibossinov’a 5-0 yenilerek olimpiyata veda etti. Ancak sunucunun “Olmaz böyle şey, daha ne yapsın Samet, hakem taraf tutuyor; Fransız rejisi de hakemlerle birlik olmuş sadece Samet’in yediği yumrukları veriyor” ifadeleri de kabul edilemez. Judocu Kayra Özdemir yarı finalde İsrailli Raz Hershko'ya ilk saniyelerde ipponla mağlup oldu. TRT hemen yayını kesti, sonra özetler dahil tüm TRT spikerleri İsrail ve sporcunun adını anmadan, “Kayra yarı finalde kaybetti, bronz madalya müsabakasında ise karşılaştığı Güney Koreli Hayun Kim'e yenilerek madalyaya ulaşamadı” şeklinde anlatmışlardır. Burasının olimpiyat arenası olduğunu, siyasetle olimpiyatın bir ilişkisinin olamayacağını maalesef anlayamadılar.
Diğer TRT sunucusu, durmandan “sekans” diyor. "Son 3 dakikalık sekansta Çinliler sayı atamadı." Herhalde sekanstan kastı bölüm demek istiyor.
Bir diğeri, Sen Nehri'nde yapılan yarışlarda köprü adlarını söylerken 100’lerce kez “invalides” köprüsü diyor. Ya Türkçesi “gaziler- engelliler” köprüsü diyebilir veya “anvalid” diye doğru telaffuz edebilirsin.
TRT Sunucuları kendilerini radyo programında sanıyor galiba, bazen susmaması gerekir, ama hep konuşuyor. Bazı sporlar vardır, sessiz izlenir, tenis, tabanca atışı vb. oyun sırasında kimse konuşmaz, sessizlik vardır. Bu kural TV sunucuları için de geçerlidir. Havalı Tabanca 10 m. takım finaldeyiz, hepimiz heyecanla takip ediyoruz, herhalde yanında bir federasyon yetkilisi var, atışlar yapılırken, sporcuları olimpiyata nasıl hazırladığını anlatıyor. Sonuçlar dâhil, her şeyi tekrar tekrar söylüyor. Sanki konuşmaz susarsa görevi eksik kalacak. Devamlı konuşmak zorunda, malzeme bulamıyor, “Sayın seyirciler tekrar söylüyorum” cümlesiyle devam ediyor.
Bu sayıyı atsaydı fark 15'ten 12'ye düşecekti vb. diye konuşuyor bazen. Halbuki, sunucu konuştu mu, seyredenler ondan bir şey öğrenmeli, bilgilenmeli. TV’de laf olsun diye konuşulmaz, devamlı hiç konuşulmaz.
Temel’e sormuşlar sunucunun iyisini nasıl anlarsın. Temel “Ben daha ilk üç cümlesinde kalitesini anlarım, fazlasına gerek yok” demiş. “Ya hiç konuşmazsa ne yaparsın” dediklerinde ise “Daha o kadar iyisine rastlamadım” der.