Yerel seçimlerde ittifak yapmayacağını açıklayan ve bu karar nedeniyle siyasi tartışmaların da yaşandığı İYİ Parti’de bir süredir başka iddialarla da gündemde. 

Kıvanç El 

Partinin kuruculuğunu yapan, uzun süre mali işlerinin emanet edildiği “kasayı yöneten” isim Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır tarafından dillendirilen iddialar arasında, “milletvekili adaylıklarının parayla satılması”, “Akşener’in ailesinin çıkar karşılığı belediyelerle işbirliklerine girmesi”, “Akşener’in oğlu Fatih Akşener’in seçim kampanyasını yönetmesi, hatta bazı isimlere para dağıtması” gibi başlıklar yer alıyor. Bu iddiaları gündeme getiren Ümit Dikbayır disipline sevk edilirken bu isim hakkında da taciz ve Akşener’in hesaplarını yasa dışı şekilde incelettiği iddiaları ortaya atıldı. Dikbayır, bu iddialar üzerine kendisi hakkında suç duyurusunda bulundu.

“Ümit Dikbayır bu iddiaları gündeme getirene kadar taciz suçlaması varsa neden gereği yapılmadı?” sorusunu sormak gerek… Ortadaki iddialar çok ciddi. Taciz iddiasının acaba “parti yönetimi ile ilişkiler iyi iken üzeri mi kapatıldı” sorusu da akla geliveriyor.


Tam yerel seçimlere giderken Türkiye’nin en önemli siyasi hareketlerinden biri, bu iddialar hakkında “yalan”, “ispatlamayan şerefsiz”, “komplo” dışında/ ötesinde bazı açıklamalar yapmak zorunda. İYİ Parti “kasadan para eksildi” iddiası ile ilgili bir bilgilendirme ve açıklamayı yaptı. Peki ya diğer iddialar? Bunların üzerine diğer başlıkta gidildiği gibi gidilmeyecek mi?  Görünen o gidilmeyecek. Sadece bir açıklama ile “yalan” denilecek…

Ne olursa olsun bu iddia ve tartışmaların sonunda yıpranacak ilk kişi partinin Genel Başkanı Meral Akşener olacak. Meral Akşener’in eğer yerel seçimde de başarılı olamazsa görevde kalmasının zor olduğu birçok İYİ Partili tarafından konuşulan bir başlık. Tüm bu iddialar varken yerel seçimde başarı beklemek de elbette hayal…

Akşener’in yakın çevresi de partinin bu sancılı süreci yaşamasını “ittifak kararına” bağlıyor. Akşener ve çevresinde ittifak yapılsaydı bu iddialarla karşılaşmayacağı düşünülüyor. Bu düşünce bile ortadaki iddiaların vahimliği gerçekliğini değiştirmiyor. Ortada “taciz”, “parayla vekillik satıldı” gibi çok ciddi iddialar var. Bunlar net bir şekilde açıklığa kavuşturulmalı. 

İYİ Parti’de bir rahatsızlık da Fatih Akşener ve Akşener’in özel kalemi Esma Bekar ile ilgili. Fatih Akşener’in partiye “gönüllü destek verdiği”ne dair açıklamalar yapıldı. Bir liderin ailesi siyasi parti işlerine girdiği zaman oradaki gönüllülük her zaman her ne kadar yüzde 100 masum bile olsa tartışmalı hale gelecektir. Bunu öngöremeyen bir siyasi hareket, baştan hata yapmış demektir. 

Elbette İYİ Parti’ye veya herhangi bir partiye “psikolojik harp”, “saldırı”, “kumpas” kurulabilir. Ancak bu iddialar o kumpasın bir parçası ise burada da oldukça şeffaf şekilde hareket edilmesi gerekir ki o kumpas boşa çıkarılsın. 

Özetle İYİ Parti ne kadar şeffaf olursa bu süreçten güçlenerek çıkar. Yoksa diğer her türlü adım siyasette yıllardır gördüğümüz “örtme” politikaları ötesine geçemeyecek…