Nazım Hikmet’in bu kiminin tamamına, ama neredeyse herkesin bir kısmına hakim olduğu muhteşem eserinin “yasaklandığı”, “sansürlendiği” iddiaları ile yeni haftaya başladık. Elbette çok önemli bir iddia idi.
Kıvanç El
Nazım Hikmet’in ünlü “Kuvâyi Milliye” eseri son günlerde yeniden gündemde. 8 baptan oluşan, işgale karşı direnen milletin hikayesini anlatan bu eser aslında herkesin bildiği dizelerle başlıyor:
“Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar;
korkak, cesur, câhil, hakîm ve çocukturlar ve kahreden yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.”
Nazım Hikmet’in bu kiminin tamamına, ama neredeyse herkesin bir kısmına hakim olduğu bu muhteşem eserinin “yasaklandığı”, “sansürlendiği” iddiaları ile yeni haftaya başladık. Elbette çok önemli bir iddia idi.
Ancak haberlerdeki “Nazım Hikmet’in kitabına sansür”, “Nazım Hikmet kütüphanelerden çıkarıldı” başlıklarının doğru olmadığı ortaya çıktı.
Nazım Hikmet’in eserini çizgileriyle anlatan ve “gençlik hayalini” gerçekleştiren çizer Nuri Kurtcebe’nin söz konusu kitabına dair bir karar alındığı ortaya çıktı. Kitapta bazı tasvirlerin “erotik” ve “cinsel içerikli” bulunması nedeniyle kitabın çocukların erişimine kapatıldığı açıklandı. Kitaba yetişkinlerin erişimi ise sürüyor.
Sonuç olarak ortada bir “sansür”, “engelleme” kararı olduğu açık. Bu sansür “çocukları korumakla” gerekçelendiriliyor. Kitabın yazarı da Nuri Kurtcebe, karara ilişkin şaşkın ve tepkili. Kitabın ilk baskısı 2001 yılında yapılmış. Yani çeyrek asırdır kitap kütüphanelerde, kitapçılarda…
Kurtcebe, bir velinin şikayeti üzerine alınan kararı, “Nazım Hikmet’e saldıramadıkları için benim çizgi romanıma saldırıyorlar. Kültür dışı, sanat dışı, bilim dışı davranışlar bunlar, yakıştıramıyorum” sözleriyle değerlendiriyor.
Eserin ikinci babında “Ve teşrinlerinde geçen yılın dört düvele teslim ettiler bizi, gözü kanlı dört düvele anadan doğma çırılçıplak. Ve kurumuştu ve kan içindeydi memelerimiz.” dizelerindeki bazı tasvirlerin, inceleyen bürokratları rahatsız ettiği açık… Ancak eserin geneliyle uyumlu olmayan çizim yok denebilir.
Yaşadığımız, sosyal medya ve dijital medyanın artık her alanda etkin olduğu çağda “çocukları korumak” adına alınan bu kararı anlamak çok da kolay değil. Çocukların kaçının kütüphaneye gittiğini, gidenlerin kaçının bu kitabı aldığını okuduğunu ve “ahlakının bozulduğunu” söylemek çok zor.
Kütüphane Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın bu kararını gözden geçirip böyle gereksiz tartışmalara neden olmaması gerek.