Utku ŞENSOY

Utku ŞENSOY Hamas’ın binlerce havan topu ve füze eşliğindeki kanlı baskınının ardından İsrail’in karşı saldırısıyla Ortadoğu’da son yıllarda hiç görülmediği kadar büyük bir felaket yaşanıyor. Silahlı Kassam Tugayları militanlarının İsrail’in Gazze sınırına yakın bölgelerine sızıp esir aldığı İsraillilerden haber alınmazken, karşılıklı yoğun bombardımanda her iki taraftan da yaşamını yitirenlerin sayısı artık birkaç binle ifade ediliyor. İsrail güçleri, dört bir yandan sarıp gece gündüz yoğun bombardımana tuttuğu Gazze’de taş üstünde taş bırakmıyor, kara harekatı korkusuyla on binlerce Filistinli bölgeyi terk ediyor. Her zamanki gibi olan masum sivil halklara oluyor. Bir yanda acıyla inleyen susuz, elektriksiz Filistin halkı, diğer yanda sakin yaşam sürdürürken bombalar altında baskın yiyen İsrail halkı. Bölge üzerinde herkesin ayrı hesabı var. Din paravanı ardında kimi kendilerine vaat edilmiş topraklar için mücadele ederken, diğeri atalarından yadigar kutsal toprak ve emanetleri ölesiye muhafaza etmek için kanıyla canıyla savaşıyor. Büyük Ortadoğu ve Büyük İsrail hedefiyle ortalığı karıştıranlar ise hamlelerini yaparken her zamanki gibi piyonları öne sürüyor. ABD ve Rusya kendi çıkarları doğrultusunda saflarını belirginleştirip kozlarını oynuyor. Biri bu çatışma ortamında çıkan yangının Tahran’a kadar ulaşmasının hesaplarını yaparken, diğeri bölgedeki etkinliğini Şam ve Tahran yönetimlerinin hayatta kalmasına bağlı olduğunu düşünüp var gücüyle desteğini sürdürüyor. Bu kirli hesaplar yapılırken, sivil halkın kayıpları, masum çocukların yaşamını yitirmiş olması oyun kurucuların umurunda değil. Varsa yoksa çıkarlar ve siyasi hesaplar… *** MİLYONLARCA ÇOCUK MAĞDUR Erkek egemen dünyada, tarih boyunca çıkarlar ve egoların tavan yapması sonucu, bazen din-mezhep veya ırk, bazen de toprak nedeniyle çatışmalar, savaşlar yaşanır. Toplumsal travmalar ve kitlesel karmaşalarda her zaman olan masum sivillere, çocuk, kadın ve yaşlılara olur. Savaş ve çatışma ortamlarının en büyük mağdurudur çocuklar… Onlar öylesine masum ve savunmasızdır ki, bırakın çatışma ortamlarını iklim değişikliklerinden etkilenecek kadar kırılgandır. BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, küresel iklim değişikliğinin ve olağanüstü hava olaylarının yol açtığı felaketlerle milyonlarca çocuğun yerinden olduğunu açıkladı. UNICEF’in raporuna göre, dünya genelinde 2016-2021 yılları arasında 44 ülkede 43 milyondan fazla çocuk yerinden oldu. Bu, sel ve fırtınalar sebebiyle her gün 20 bin çocuğun yerinden edilip mağdur olduğu anlamına geliyor. Dominika ve Vanuatu gibi küçük ada ülkelerinde yaşayan çocuklar fırtınalardan, Somali ve Sudan’daki çocuklar ise sellerden, bazı ülkelerde ise nehir taşkınlarından 100 milyona yakın çocuğun yerinden olma potansiyeli mevcut. Dünyamızın geleceği çocuklar, her tür felaket ve çatışmalardan uzak tutulmalı, bakıp, yetiştirip, koruyabileceğimiz kadar çocuk yapmalıyız. *** ŞİDDET; TOPLUMLARIN BAŞBELASI Şiddet her yerde, hemen her yanımızda kol geziyor. Yurdumuzda 60-70’li yıllara kadar sevgi, saygıdan büyükleri saymaktan, küçükleri korumaktan söz ederken, hastane, sağlık ocaklarında ulu orta doktor, sağlık çalışanı dövüp tartaklayan bir topluma dönüştük. Artık öğrencisine sıradan kınama veren öğretmen bile ebeveynlerin şiddetine maruz kalıyor. Sokaklarda eşini, kız kardeşini bıçaklayanlar, toplu taşım araçlarında kavga edenler, sokakta, trafikte tartışıp araç önünü kesip camı çerçeveyi indirenler, şehir ortasında silahlı baskınlarda adam öldürenler… Tam bir korku filmi gibi! Geçim derdinden bunalanlar kafayı bozdu veya milyonlarca mülteciyle toplumun dokusu bozuldu diyebilir, hatta köyden kentlere hızlı göçlerle ahlak tefessüh etti diye düşünebilirsiniz. Köyümüzde, semtimizde kentimizde alışkın olmadığımız saygısız, insanlıktan nasibini almamış, kent kültüründen yoksun farklı bir güruh türedi. Birlik, beraberliğimiz ve toplumsal barışımız için bu garabetten hızla kurtulmamız lazım. Toplum huzurunu bozan bu insansı türe caydırıcı cezalar verilmedikçe bu şiddet asla durmaz. Yapanın yanına kar kalmamalı, ağır para cezaların yanı sıra mutlaka hapis de verilmeli aksi takdirde şiddet sarmalından kurtulamayız. *** ŞİDDETSİZ, SİLAHSIZ, TEMİZ TÜRKİYE! Ülkemizin başat sorunlarından biri olan, evde, işyerinde, okulda, sokakta şiddeti sona erdirmek için, buna meyillilere sıfır tolerans öngören kapsamlı bir yasanın yaşama geçirilmesi gerekir. Bu hedef doğrultusunda, “Şiddetsiz Toplum Derneği” nin yıllardır çabaladığı, “ŞİDDETSİZ, SİLAHSIZ, TEMİZ TÜRKİYE” için, kadın-erkek dayanışmasıyla, işbirliği içinde; “İnsana, Hayvana, Çevreye, Doğaya Yönelik Şiddete Karşı, Ulusal Uzlaşı ve İttifak” hedefiyle toplumsal mutabakatımızı hızla hazırlamalıyız. Bu mutabakatı, önce bölgemiz ve Ortadoğu’da sonra tüm dünyada büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Yurtta sulh cihanda sulh”, ilkesi doğrultusunda, savaş ve şiddetin her türüne karşı duran nesillerin yetişeceği iklimin altyapısını hazırlamak üzere yaymalıyız.