Eski İçişleri Bakanı, AK Parti İstanbul milletvekili Süleyman Soylu, Cumhur İttifakı içerisinde bir süredir devam eden huzursuzlukların ortaya çıkması üzerine ittifakın dağılmaması için devreye girdi.

Kıvanç El

Süleyman Soylu, "manifesto" olarak okunabilecek bir yazı kaleme aldı. Yazıda özetle; "dış güçler"in yanı Batı'nın "ittifakı hedef aldığı" anlatılıyor. Türkiye, uzun bir süredir "dış güçler" vurgulu teorilerle yoğun bir mesai yaparken gelen bu açıklama oldukça dikkat çekici. 

Önce şunu söylemek lazım, bir süredir AK Parti ve MHP arasında "Sinan Ateş davası", "Etki ajanlığı düzenlemesi", "yargıdaki bazı reform adımları", "Gezi davası" temelinde derin bir fikir ayrılığı var. Elbette AK Parti içerisinde de MHP gibi düşünenler var. Ancak AK Parti'nin geleneksel tabanını oluşturtan ve "liberal" ya da "özgürlükçü" olarak adlandırılan ve geniş tabanı oluşturan kesimde bazı "söylenmeler", "rahatsızlıklar" mevcut. 

Bu konular gazeteciler tarafından dile getirildiği dönemde o gazeteciler hem MHP hem de bazı AK Parti veya Külliye yöneticileri tarafından hedef alındı. Gazetecilerin gerçeği yazdıkları da Devlet Bahçeli'nin "AK Parti içerisindeki gayrı-memnunlar" olarak adlandırıp eleştirdiği bir açıklama kaleme aldığında bir kez daha ortaya çıkmış oldu…

Gelelim son tartışmalara. AK Parti içerisinde MHP'den; MHP içerisinde AK Parti'den rahatsızlıklar duyan isimler oldukça fazla. Bu durum elbette liderlerin de kulağına gidiyor. Muhtemel yeni dönemde iki lider bir araya gelip birliktelik mesajı verecektir ancak yapılacak yasal düzenlemelerde ve söylemde bir "orta yol" bulunmazsa karşılıklı rahatsızlıkların daha fazla dillendirileceği de kesin. Türkiye "normalleşme" ya da "yumuşama" adıyla bir süreç geçirdiği dönemde MHP'nin net şekilde buna karşı çıkması da boşa değil. Bulunması beklenen "orta yol"a bugünden duvar çekerek şimdiden ortağına mesaj veriyor. Ancak "siyasi diplomasi" devreye girecek mi, zaman gösterecek. 

Süleyman Soylu'nun yaptığı son çıkış ile hem MHP içerisinde hem de AK Parti içerisindeki "milliyetçi" kesimde gücünü artırdığı kesin. Soylu'nun özellikle "Osman Kavala" davasına yani Gezi davasına atıf yaparak bunu tuzak olarak görmesi ve yeniden yargılamaya karşı çıkması da AK Parti içerisine net bir mesaj…

Soylu'nun diğer bir mesajı ise aslında Erdoğan'a. Kimilerine göre de Erdoğan'ı "ikna eden" yakın çevresine. Soylu yüzde 50+1 sisteminde değişikliğe net şekilde karşı çıkıyor ve bunu "Cumhur İttifakı'nı parçalamak isteyenlerin" hedefi olduğunu söylüyor…

Ancak ufak bir hatırlatma yapmakta yarar var. Yüzde 50+1 sistemine ilk karşı çıkanlardan birisi aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan. Çok değil daha 7 ay önce Erdoğan yani 2023 yılı Kasım ayında Almanya seyahati dönüşü, "Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil" sözleri ile değiştirilmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Özetlersek; Soylu AK Parti içerisindeki tartışmada en üst perdeden tavrını belli edip, "MHP'lileşme" kanadında yer aldığını açıkça ifade etti. AK Parti ile MHP'nin yoluna devam edeceğinde bir şüphe yok. Ancak "uzlaşılamayan" başlıklarda nasıl "orta yol" bulunacak, bunu zaman gösterecek. 

AK Parti'deki "revizyon" ve "yenilenme" süreci de MHP ile ilişkiler ile bağlantılı. Gecikmesi ya da sürecin başlamaması da tüm bu tartışmalar ile birlikte okunmalı.