Bazı şeyleri okuldan, bazı şeyleri de hayattan öğrenirsiniz!
Okulda öğrendiklerinizi, eğer kullanmazsanız zamanla unutabilirsiniz...
Ama hayattan öğrendikleriniz; Asla!
Hayatınız boyunca yanınızda kalır.
Çünkü o derslerin içinde yediğiniz sert tokatlar, uğradığınız ihanetler, kaybettiğiniz paralar vardır.
Paradan da önemlisi; ömrünüzden boşa harcadığınız zaman, yani gençliğiniz, geride bıraktığınız kırık kalpler vardır…
Kendime döndüm ve sordum;
“Ergin! Bu hayattan neler öğrendin?”
Öğrendiğim en önemli şey: Hiç kimseye ederinden daha fazla değer vermemek...
Eğer değersiz birini “değerlendirirseniz” bunu kendi değerinizden çaldığınızı fark edersiniz.
“Vay be ben ne kıymetli adammışım meğerse” der.
İlk küçümsediği de siz olursunuz...
“Ben de bu adamı gözümde çok büyütmüşüm” der ve ilk küçümsediği siz olursunuz.
Bunu yaşadım ve biliyorum.
Şunu da düşündüm:
İnsanlarla kurduğum ilişkiyi, zarar görmeden, hırpalanmadan nasıl sürdürebilirim?
Bunun cevabı da hayat tecrübesi...
Yani bilgi birikiminiz. Önce kendinize sonra da başkalarına karşı ölçülü, saygılı olmanız.
Tek kelimeyle: abartmamanız!
Hiç kimseye “vay ben neymişim!” dedirtmemeniz...
O zaman daha az yaralanırsınız, ilişkilerinizi daha uzun sürdürebilirsiniz.
Bir başka öğrendiğim şey:
Kendinden başkasını dinlemeyenlere hiçbir şey anlatmaya çalışmayın, boşuna yorulursunuz.
Çünkü insanlar sizin anlattıklarınızdan değil, yaşadıkları musibetten, yedikleri kazıklardan ders alır.
Bırakın yaşasın... Sonucunu kendisi gözlemlesin, deneyimlesin...
Yine insanları değerlendirirken sıkça yaşadığım bir durum;
Hiç kimseye tepeden bakmayın!
Size de tepeden bakılmasına asla müsaade etmeyin.
Eğer bu durumu kabullenirseniz, karşınızdakini onaylamış, küçüklüğünüzü tescil etmiş olursunuz.
Ve o kişiyle bir daha asla eşit iki insan gibi ilişki kuramazsınız.
Bunu siz yaparsanız, hayatınıza renk, değer, güzellik katacak birini kaybetmiş olursunuz…
Aslında bu farklı gibi görünen hayat derslerinin bir ortak noktası var:
Tek kelime:
Ölçülülük…
Ünlü filozof Aristoteles’e göre “ölçülülük erdemlerin erdemidir.”
Ne insanları gözünüzde büyütürken, ne onlara tepeden bakarken ölçüsüzce hareketler yapmak, ya da onlara bilgiçlik taslamak, kilitledikleri zihinlerini yanlış anahtarlarla zorlamak…
İşte mesele burada...
Bütün bunlar bize bir şey ifade ediyor:
Erdemli, dürüst, mütevazı bir hayat yaşamak...
BAŞKALARINA SAYGI DUYMAK, ONLARDAN SAYGI GÖRMEK.
Bu kapıyı açan bir tek anahtar var: Bilgi... Yani gözlem, yani deney, yani akıl…
Sizi mutlu edecek başka bir şey yok! Boşuna aramayın…
ŞİMDİ BEN SİZE SORUYORUM: DÜŞÜNÜN BAKALIM; BU HAYATTAN SİZE NELER KALDI?