Hakan ŞANLITÜRK Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün akşam televizyon programında yaptığı açıklamalar seçim ateşini yükseltti. Erdoğan’ın sözlerine sıcağı sıcağına yanıt v...

Hakan ŞANLITÜRK Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün akşam televizyon programında yaptığı açıklamalar seçim ateşini yükseltti. Erdoğan’ın sözlerine sıcağı sıcağına yanıt veren tek lider Muharrem İnce oldu. Halbuki Tayyip Bey, bütün muhalif liderleri sıraya dizdi, hedef aldı. En sert sözleri de Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu’na yöneltti. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener sosyal medya hesabından “Giderayak seni çok gergin gördüm Recep Bey. Akşamları papatya çayı iç, iyi gelir” karşılığını verdi. Akşener ciddi yanıt verme yerine, makara anlamına gelecek bir tavır takınmayı seçti. Herhalde Kılıçdaroğlu uykudaydı, yada 6’lı Masa toplantısı yaptıktan sonra ancak cevap verebilecek! İnce-Erdoğan polemiği, “Bu Erdoğan gitmelidir, 5 dakika dahi ülkeyi yönetmemelidir..” ifadesiyle başladı. Muharrem Bey bu açıklamayı kendisini ziyarete gelen Kılıçdaroğlu’nu uğurlarken yaptı. Tayyip Bey akşam katıldığı tv programında bu sözlere, “'Türkiye'nin Erdoğan'dan kurtulması lazım' diyor. Erdoğan sana ne yaptı?" tepkisini gösterdi. Muharrem İnce bu açıklamadan sonra sazı eline aldı ve bindirdikçe bindirdi. Yanıtları okkalıydı. Kafa yaracak kadar ağır, sendeletecek kadar şiddetliydi. Ne demedi ki.. Gelin birlikte söylediklerinden bazılarına göz atalım: “Ülkenin ekonomisini batırdın, Merkez Bankası kasasını boşalttın. Adaleti yok ettin, yargı hiç olmadığı kadar senin döneminde siyasallaştı. Gençlerin umutlarını bitirdin, sonra da giderlerse gitsinler dedin. Demokrasimizi gerilettin, meclisi etkisizleştirdin, bütün yetkileri kendinde topladın. İsraf ettin, milletin parasını çarçur ettin, kendine kışlık yazlık saraylar yaptırdın, uçaklar arabalar aldın. İnsanımızı birbirinden ayırdın, ayırımcılık yaptın, insanlar gerildikçe sen kazandın. Devlette liyakati bitirdin, her yere liyakatsiz insanları doldurdun.Eğitim sistemini çökerttin, bilimsel olmaktan uzaklaştırdın, tarikatların eline terkettin. Özgür basını elinden geldiğince susturdun, yalandan suçlamalarla gazetecileri içeri attın. Korku imparatorluğu kurdun, insanlar söylemez, yazamaz, çizemez oldu. Camiye günlük siyaseti soktun, insanları dinden soğuttun. Yolsuzluk, hırsızlık, devlet malına çökme işlerini teşvik ettin, bunlara göz yumdun. Devlet yönetiminde şeffaflığı, hesap vermeyi ortadan kaldırdın. Kibrin o kadar arttı ki şahsın ile devleti aynı görmeye başladın. Kendi kurduğun düzenin karşısında olduğunu düşündüğün herkesi yok etmek istedin, zulm ettin. 21 yıldır iktidardasın, ülkenin temel hiç bir sorununu çözemedin. Kendin zenginleştin, dostların, arkadaşların, akrabaların, berberin, şoförün zenginleşti; ama halk fakirleşti. Üniversiteleri binadan ibaret zannedip, her yere üniversite diye binalar diktin, gerçek üniversiteleri düşman belledin, zayıflattın. Cumhuriyetimizin kurucularına saygısızlık yaptın, Atatürk'e sövenleri cesaretlendirdin. Sınırlarımızı kevgire çevirdin, elin Afgan’ı, Suriyelisi kontrolsüz bir şekilde ülkeyi işgal etti. En kötüsü; insanımızı ayrıştırdın, birbirine düşman haline getirdin. Vesaire vesaire... Sabaha kadar sayarım. Özet geç dersen; senin bu ülkeye yaptığın kötülüğü, gavur gelse yapamazdı.” İnce, 21 yıldan beri iktidar olan Erdoğan’ın günahlarını 27 maddede özetledi. Ses getiren ifadelerdi. “Erdoğan’ın hakkından ben gelirim” der gibiydi. Muharrem İnce tabandan gelen bir siyasi figür. Kılıçdaroğlu’ndan daha eski CHP’li. Ve Atatürk misyonuna daha uygun biri. CHP onu 2018’de aday yaptığında, 'kazansın diye değil kaybetsin diye vitrine konulduğunu' savunanlar var. Yaşananlar bu fikri haklı çıkarır nitelikte. Siz hiçbir Genel Başkan’ın aşağılarcasına ‘Gel bakalım Muharrem’ diyerek adayını yarışa soktuğunu gördünüz mü? Halbuki Kılıçdaroğlu’nun onure ederek anons etmesi gerekirdi Muharrem İnce’yi.. “Etme bulma dünyası” deriz ya.. İşte dünkü buluşma da, ‘Gel bakalım Muharrem’in yanıtını ‘Hoş geldiniz, güle güle’ diyerek verdi İnce. 2018’in intikamını aldı. Haklıydı da.. Merhum ve kıymetli tarihçimiz Halil İnalcık, "Bizim talihsizliğimiz iki bağnaz grubun kavgasından; yani bağnaz İslâmcılar yanında bir de bağnaz devrimciler var, bu ikisinin kavgasından Türkiye daima kaybediyor" demişti. Bugün CHP’deki hastalık bundan başka izah edilemez. Kılıçdaroğlu’nu siyasete sokan, hızla büyüten, milletvekili ve genel başkan yapan irade de soru işaretleri vardır maalesef. Muharrem İnce’ye tuzak kuran, partiden dışlayan CHP’lilerin bugün ondan şikayet etmeleri hangi akla ve ahlaka uygun? SP, DP, Deva, Gelecek gibi Muharrem İnce'nin çeyreği olmayan partileri ittifaka alan, onlara koltuk dağıtan Kılıçdaroğlu ve tayfasının İnce'ye saldırmadan önce başka adreslere kızgın olmaları gerekmez mi? İnce siyaset yapıyor. Kılıçdaroğlu ve yanındaki bazılarının ‘bitirdik’ dediği adam ‘hayır, ben daha ölmedim’ diyor. Yapılan kamuoyu anketlerinde hızla yükseliyor. Ciddi bir kanaldan geçen günlerde yüzde 10 rakamını işitmiştim. Bugün ise 16’lardan bahsediliyor. İnce kartopu misali katlanıyor. Asırlık parti CHP’nin oyu 23’lerdeyken, İnce’nin yeni kurduğu partinin 16’lara ulaşması birilerinin düşünmesini sağlamalı kanaatimce. Bu tablo, Kılıçdaroğlu isminde diretenlerin eseri. “Kılıçdaroğlu doğru tercih değil” diyenlere inat aday yapıldı. Oysa, Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu isminden biri aday olsaydı bugün muhalefetin kaybetme ihtimalinden dahi bahsedilmeyecekti. Siyaset mühendisleri zamanın ruhunun farkında değiller. Zorlama ile başaracaklarını sanıyorlar. “Biz adayı belirleriz, seçmen de onu oylar” zannediyorlar. Ama daha ilk dönemeçte işin öyle olmadığı anlaşılıyor. İktidarın bunca rezilliğine rağmen muhalefet ipi zorlanarak göğüsleyecek. Belki de kaybedecek. CHP’lilerden Muharrem İnce’ye yönelen ‘oyları bölüyor’ tepkisi de anlamsız. Hedefleri ve iddiası var İnce'nin. O zaman Erdoğan’da çekilsin, herkes çekilsin Kılıçdaroğlu kazansın. Kim bilir belki de bir yana Erdoğan’ı diğer tarafa da Kılıçdaroğlu’nu koyanların planı, aslında muhalefetin kazanması değil, iktidarın devam etmesi hedefidir. Kılıçdaroğlu'nun seçim kaybetme geçmişine bakarsanız bana hak verirsiniz. Lider olacak kişi gittiği yerde heyecan yaratır. Çekim merkezi olur. Kemal Bey'de var mı? Yok. Muharrem Bey, 2018’de aday olduğunda o talihsiz geceyi sevenlerine yaşatmasaydı bugün daha güçlü olacaktı. 'Oylara sahip çıkamayan adam' algısı peşini hiç bırakmayacak. Sinan Ogan ve Muharrem İnce’nin halk desteği ile 'Cumhurbaşkanı Adayı' olmaları seçmen için de ülke için de şanstır. İktidarın değişmesi gerektiğini, muhalefetin yanlış aday çıkardığını anlatmaya çalıştım. ÇELEBİ’NİN ANAP’INA KAPIYI GÖSTERDİLER Yakın zamanda ANAP’ın Cumhur İttifakı içinde yer alacağı kamuoyuna yansımıştı. Genel başkan İbrahim Çelebi’ye sorduğumda bu beklentiyi doğrulamıştı. Aradan geçen sürede Erdoğan ittifaka Erbakan ve Hüdapar’ı kattı. ANAP’a ise kapıları kapattı. Öğrendiğime göre Cumhurbaşkanı Özel kalem Müdürü Hasan Doğan, İbrahim Çelebi’yi aramış. “Binali Bey (Yıldırım) 1 saat sonra sizi arayacak bu konuda..” demiş. Aradan 3-4 saat geçmiş. Binali bey yerine Cumhurbaşkanlığı’ndan Fatih isimli başka biri Çelebi’yi aramış. “Size ittifakta yer kalmadı” mesajını vermiş. Aktarıldığına göre, bu durum Çelebi’nin zoruna gitmiş. “Biz BBP değiliz. Bizi başkasıyla karıştırmayın” diye öfkeli öfkeli söyleniyormuş.