Evet başlık oldukça enteresan, “Bugünlerde kendimi hıyar gibi hissediyorum” merhum Barış Manço’nun 1981 tarihi çıkışlı “Cacık” isimli şarkısının sözlerinden alıntı birçoklarının hatırlayacağı üzere. Daha genç olan okuyuculara da mutlaka dinlemelerini öneririm şarkıyı.
Barış Durukan
Burada “hıyar”dan kasıt tabi salatalık değil. Hıyarın burada kullanıldığı kelime anlamı, şanssız, ezik, sıkkın vs. dir. Herkesin dönem dönem sarf etmesi mümkün samimi bir cümledir “Bugünlerde kendimi hıyar gibi hissediyorum”. Hıyar gibi, çok seven ya da sevilmeyen. Peki bu cümle ile ben neyi kast etmek istiyorum. Bunu anlatabilmem için öncelikle şarkının sözlerini paylaşmam lazım:
“Sözüm meclisten dışarı dostlar
Bugünlerde kendimi hıyar gibi hissediyorum!
Hani dilim dilim doğrasalar beni
Marmara, Ege, Karadeniz
Ve hatta Akdeniz cacık olur diyorum
Derdim öylesine büyük ki dostlar
Kırka yarıp yine kırka bölseler
Ve kırk bostana gübre diye serpseler
Kırk bin tane ot biter de
Kırk bin derde deva olur diyorum
Ne oldu bana böyle durup dururken
Oğlan aldı başını gitti, kız zaten lafımı dinlemezdi
Düğmem kopuk paçam sökük
Oramda buramda çengelli iğneler
Bir de çengelli iğne nazar bozar derler
Hanımın çorabı kaçık başında bigudiler
Karabaş bile, karabaş bile suratıma bakıp bakıp havlıyor
Öğünmek gibi olmasın ama dostlar
Kendimi hıyar gibi hissediyorum!
Hani ince kıyım doğrasalar beni
Akdeniz cacık olur diyorum
Ve hatta Atlas okyanusu
Ve hatta Hint okyanusu
Ve hatta hatta Büyük okyanus bile cacık olur diyorum
Böyle cacığa rakı mı dayanır
Çivi çiviyi söker derler soğuktan donanı buzla ovarlar
Ben zaten yanmışım dostlar peki beni fırına mı koysalar
Zeytin suyuna kuru ekmek böyle gelmiş böyle gidecek”
Ülkemizin geldiği durumda böyle “hıyar” gibi hissetmek, belki biraz ukelalık olacak ama az da olsa entellektüelliğin, biraz okumuşluğun, biraz olsun olan olaylar hakkında düşünüp yorum yapmanın, tepkisiz kalmamanın, rahatsızlık duymanın, bu gidişe bir dur demek istemenin, eleştirme iç güdüsünün, bir şeyleri değiştirme arzusunun, toplumun geldiği yerden memnun olmamanın ve buna bir çözüm arama istediğinin göstergesidir bence. İnsanların ekonomik sorunlarla artık baş edemediği, herkesin barut gibi olduğu, aslında aktif olarak içinde olduğumuz ama yok gibi davranılan bir silahlı savaşın var olduğu, insanların nezaketi bir yana bırakıp orman kanunları ile yaşamaya başladığı ve bu durumdan memnun olduğu, saygı ve sevginin ortadan kalktığı, kural tanımamanın cezasız kaldığı ve “marifet” sayıldığı, hadsizliğin doruk yaptığı bir ülkede yaşıyoruz ne de olsa. Halinden memnun olanlar elbet vardır günümüzde ama bence ya yalan söylüyorlar ya da zaten sistemin bir parçası olmuşlar ve farkında değil gibi davranıyorlar. Ters yöne ve yaya geçidine giren, yaya kaldırımında yol alan kuryelere trafik cezası kesilmediği, bağırıp çağırmanın normal sayıldığı, doktor dövmenin hak olduğunun düşünüldüğü, gece 23:00’de sonuçları sormak için doktora telefon etmenin ve bunu “şimdi aklıma geldi” demenin rasyonel olduğu, doktor cevap vermezse hakaret edilebildiği, sosyal medyadan doktora soru sorup, cevabını beğenmeyince ya da cevap verilmezse yine hakaret edilebildiği bir ülkedeyiz ne de olsa. Ne kadar garip değil mi? Ufak bir anektod anlatayım yeri gelmişken neden hıyar gibi hissettiğimin ufak bir nedeni olan. Ufak diyorum çünkü hekimler olarak günde en az iki üç böyle olay geliyor başımıza
Hasta onkoloji hastası, ameliyat etmişim, baya zaman olmuş. Benim çalışmadığım bir gün arıyor, çalışmadığımı ancak beraber çalıştığım hekim arkadaşımın kendisini görebileceğini söylüyorum. Bu arada aciliyetli bir durum değil anlattığı kadarı ile. Şehir dışından çat kapı gelmiş, randevusu yok, önceden konuşmamışız. Diğer hekim arkadaşıma bilgi veriyorum, hastayı kabul ediyor gelir gelmez. Onkoloji hastası olduğu ve şehir dışından gelip akşamına döneceğini belirttiği için normalde birkaç güne randevu verilen ultrasonunu yaptırıyor ve sonuçlara bakıp gerekli önerileri veriyor, nezaketli bir davranışla beni de sonuçtan haber ediyor. Herhangi bir sıkıntı yok sağlık durumunda, sevindirici bizim için. Normal insanlar bundan memnun olur. Sonuçta randevusuz, çat kapı, ben çalışmıyorum vs. Yani o gün çalışmadığımı, başka güne randevu alıp gelmesini de söyleyebilirdim. Neyse hastaya değer vermenin maalesef bir anlamı olmadığını öğretti bana. Neden mi? Hasta yorumlarına “Barış Hoca’ya istediğimiz zaman ulaşamıyoruz” deyip 5 üzerinden 1 puan vermiş. Allah razı olsun, yine bir puan vermiş. Bu vicdansızlık değil de nedir, bu haksızlık değil de nedir. Bunu ben mi anlamıyorum bilmiyorum. Ama bugünlerde kendimi fena halde hıyar gibi hissediyorum dostlar!