Koç, Ford, Mesut Yılmaz...
Hakan Şanlıtürk
Hakan ŞANLITÜRK
Merhum Mustafa Koç, merhum Başbakanımız Mesut Yılmaz'a ‘siyasi risk aldınız, biz de başardık. Teşekkür ederiz’ demişti.
Mektupta şöyle yazıyordu Koç:
"Başbakanlığınız döneminde 1998 yılında, Ford ile ortak olduğumuz Ford Otosan şirketimizin ihracata dönük yeni Kocaeli Fabrikası projesinin onaylanması sürecinde uzak görüşlü ve ülke ekonomisinin yararına karar alarak uygulamaya aldığınız Bakanlar Kurulu Kararnamesi neticesinde 2001 yılında faaliyete geçen Kocaeli fabrikamızın 2004 yılı neticeleri hakkında bilgi arzetmek istiyorum. 2004 yılında 200 bin 500’ü Kocaeli Fabrikası, 6 bin 50’si ise İnönü Fabrikası olmak üzere toplam 206 bin 600 adetlik üretim gerçekleştirdik. Bu dönemde 140 bin 529 adet araç ihraç ederken, 1.8 milyar dolarlık ihracat cirosu elde ettik. 2004 yılı sonu itibariyle 1265’i memur ve 6 bin 495’i işçi olmak üzere toplam 7 bin 760 kişiye istihdam sağlıyoruz."
1998'de 55. hükümetten onay alan ve 2001'de faaliyete geçen tesis üst üste üç yıl Ford’un dünya ve Avrupa’daki en iyi fabrikası seçildi. Ford Otosan Fabrikası, 2004 yılında elde ettiği karla Ford Europe’nin karını 4’e katladı. 2004 yılı sonuçlarına göre Ford Otosan vergi öncesi 322 milyon Euro net kár elde ederken, tüm Avrupa kıtasının bağlı olduğu Ford Europe’nin kárı ise 87.6 milyon Euro'da kaldı.
Mesut Yılmaz'ın vizyonu ve kararlılığı sayesinde dünya devi bir şirket yerli ortağıyla Türkiye'de büyük bir yatırıma imza atmıştı. Koç-Ford sahipli o şirket, söz konusu yatırım sayesinde bugün otomotivde ülke lideri, toplam sanayi kuruluşları arasındaysa ikinci sırada. 12 bin işçi çalıştırıyor. 440 bin araç üretiyor. Satış Gelirleri 6,9 milyar dolar. İhracat Gelirleri 5,9 milyar dolar.
'Öncü fabrika ağı'na giren tek Ford fabrikası Türkiye'de kurulduysa bu merhum Mesut Yılmaz'ın çok sayıda zorluğu göğüslemesenin sayesinde oldu. Eğer Yılmaz kararlı davranmasaydı dünya devinin yatırımını başka ülke kapacaktı.
Merhum Mustafa Koç, Ford-Otosan'a tahsis edilen ve kamuoyunda 'SEKA arazisi' diye bilinen yerde öncü bir şirketin doğması nedeniyle sevinçliydi. Yatırımın önünü açan Mesut Yılmaz'a vefa gösterisiydi aynı zamanda yazdığı satırlar.
Fırtınaların koparıldığı tahsis uygulaması, sanayileşmekte olan ülkelerin dünyanın her yerinde benimsedikleri bir yöntemdi. 1997'de Brezilya Ford'a 8 milyon metrekarelik bir araziyi sembolik bir fiyata verdi. 75 milyon dolarlık altyapıyı da hükümet ücretsiz olarak yaptı. Hindistan 1 milyon metrekare araziyi yine Ford'a sembolik bir fiyata verdi. Bu iki örnekte kurulacak fabrikalar tamamen iç pazara yöneliktir. Portekiz'de 1 milyon 500 bin metrekarelik arsa Ford-Volkswagen ortak kuruluşu olan Autoeuropa'ya ücretsiz tahsis edildi. İngiltere, Jaguar'a ücretsiz yer verdi..
Halbuki daha sonra Tayyip Erdoğan'ın kurduğu partiye katılan ve bakanlık yapan dönemin Fazilet Parti Kocaeli Milletvekili Osman Pepe ve 60 arkadaşı Meclis'te gensoru önergesi verip engellemeye kalkmışlardı böylesine önemli ve büyük yatırımı. Yılmaz ve bakan Yalım Erez'i Yüce Divan’a sevk etme girişimi sonuç vermemiş CHP'nin son dakika tavrıyla bu girişim başarısız olmuştu.
TBMM'de gensoru görüşmeleri sırasında ANAP'lı Yaşar Okuyan, Osman Pepe'ye, "Yalova'ya verin siz istemiyorsanız..Osman Bey, Kocaeli istemiyorsa, Yalova hazır, yer bile var" diye tepki göstermişti.
Fabrika'nın yapılacağı İlçe'nin Belediye başkanı da Fazilet Partili'ydi ve genel merkezinin aksine, "Bilen bilmeyen konuşuyor. Otuz yıldan beri ihmal edilen, unutulan arazi şimdi kıymete bindi. Bu arazinin büyük bölümü bataklıktır; sivrisinek, pislik yatağıdır. Biz, İhsaniyeliler olarak, bu bataklıktan otomobil çıksın istiyoruz, hem bölgemiz hem kentimiz hem ülkemiz kazansın istiyoruz" diye destek açıklaması yapmıştı yatırım için.
ANAP'ın Kocaeli Milletvekili Bülent Atasayan muhalefetin eleştirilerine yanıt verirken çarpıcı bir hesap yapmıştı. Onu da hatırlatalım ki hem bugünkü vekiller hem de halkımız hatırlasın:
"Meclisinin 1 saatlik çalışmasının gideri 4,5 milyar lira. Şayet, Fazilet Partililer, memleketin zararını bu kadar çok düşünüyorsa, yoklama ve diğer ertelemeleriyle beraber, sadece Vergi Kanunu Tasarısında yaptıkları 60 küsur saatlik ertelemeyi çarptığımız zaman, 261 milyar lira yapar, sene başından beri de 1 trilyon lira yapar. İlk başta, Gelin memleketin bu zararını önleyin..."
Kaderin garip cilvesi olmalı ki; yıllar sonra Fazilet'ten ayrılıp Ak Part'yi kuran ve iktidar olan Erdoğan ve arkadaşlarının başına da SEKA hadisesi geldi. Onlar SEKA diye bir yer bırakmadılar. Erdoğan bunu övünülecek şeymiş gibi, "Şimdi SEKA diye bir şey kalmadı. Biz SEKA'yı hem müze hem millet bahçesi haline getirdik. Bunlarda böyle bir zevk de yok" ifadeleriyle anlattı..
Yine SEKA arazisinin Koç'a bedelsiz devrine karşı çıkan Osman Pepe, Orman Bakanı oldu ve 'orman yağması' yapmakla suçlandı.
Erdoğan'ın, Ford Otosan’ın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 'Gelecek Vizyon' toplantısında önceki yıllarda sergilediği eleştirel tutumunun aksine övgü dizen sözlerini duyunca aklıma bunlar geldi.
Erdoğan'ın Ford ve Koç'a alkış dolu cümlelerinden kısa özet şöyleydi:
"Ford-Otosan'ın yüzde 70e varan yerlilik oranı, yüzde 90ı bulan ihracat oranı ile ülkenin kalkınmasında çok kritik bir yer oynuyor. Ford Otosan araştırma geliştirme, ihracat ve katma değer etkisi 10 yıla yayılacak büyük bir vizyon ortaya koymaktadır. Proje tamamlandığında Ford Otosan'ın 440 bin olan üretim kapasitesi, 650 bine yükselecek, Kocaeli'nde üretilip Avrupa'ya ihraç edilen araçlarla Türkiye'nin liderliği daha da perçinlenecektir.Yatırımla bölgede doğrudan 3 bin kişilik ilave istihdam oluşacak, Ford Otosan'ın toplam istihdam sayısı böylece 15 bini aşacaktır. Ford Otosan ile Ford Avrupa arasında yapılacak satın alma sözleşmesinin imza töreniyle Türkiye’yi küresel rekabette ileriye taşıma, teknoloji ve üretim üssüne dönüştürme yolunda önemli bir adım atacak."
Dün o yatırımın önünü açmak için, ülkeye kazandırmak için bedel ödemeyi göze alan Mesut Yılmaz'a 'haksızlık ettik' demesini beklemezdim ama hiç olmazsa 'Allah razı olsun Mesut Bey'den ki böyle bir yatırımın önünü açtı' ifadesini arzu ederdim.
Mesut Yılmaz, siyasî yaşamı süresince dürüstlüğü ve ülke menfaatlerini ön planda tutan kararlılığıyla Türk siyasetine damgasını vurdu.
Allah gani gani rahmet etsin...
NOT: Yazıdaki milyarları milyon olarak okuyun. Sıfırları atmamıştık o dönem...
Yorumlar