Kıvanç El / Fotoğraf: Efekan Akyüz Tarihin en büyük deprem felaketlerinden birinin üzerinden 2 ay geçti. 50 bin insanı k...
Kıvanç El / Fotoğraf: Efekan Akyüz
Tarihin en büyük deprem felaketlerinden birinin üzerinden 2 ay geçti. 50 bin insanı kaybettik, yüzbinlerce insan ise hayatlarının sonuna kadar yaşayacağı, unutamayacağı bir travma ile artık yaşamlarına devam edecek.
"Asrın felaketi" olarak adlandırılan deprem elbette hiç unutulmayacak… Lafı çok uzatmadan söyleyelim, şimdi sırada İstanbul depremi var… Peki biz ne yapıyoruz?
Depremin ardından Meclis'te mart ayının ortasında kurulan Deprem Araştırma Komisyonu'nun neredeyse tüm toplantılarının tutanaklarını inceledim. Onlarca kurum ve kuruluş, bilim adamı, yetkili komisyona bilgi verdi. Siyasi görüşü ne olursa olsun, ortak fikir ise netti: "Deprem sürpriz değildi, bunun olacağını biliyorduk, bundan sonraki de sürpriz olmayacak…"
Bilim insanları bu depremden yeterli dersin çıkarılması gerektiğini vurgularken çok acil bir de uyarı yapıyor ve özellikle İstanbul depreminin çok büyük bir yıkıma yol açacağını vurguluyor. Bilim adamlarına göre gerçekten "asrın felaketi" henüz yaşanmadı… Yani ölüm de kapımızda hazır bekliyor.
Boşa yazılan raporlar…
Meclis'te 4 Nisan'daki toplantıda konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Okan Tüysüz'e göre; depreme hazırlık konusuna adım atılmıyor.
İstanbul'da beklenen deprem 7,5 büyüklüğünde olacak.
Saygın bilim insanlarından Okan Tüysüz'ün verdiği bilgiye göre; İstanbul için 2003 yılında üniversitelerin katılımı ile "Deprem Master Planı" hazırlandı. Bu plan üzerinden 20 yıl geçti herhangi bir adım atılmadı. Planda her ilçe için, her sokakta nerede tsunami olacağına, nerede hangi binaların yıkılacağına kadar çalışıldı ama fazla bir şey maalesef yapılamadı" dedi.
Sadece bu rapor değil, 2002 tarihli "Deprem Zararlarının Azaltılması ve Ulusal Strateji Raporu", 2004’te gerçekleşen Deprem Şurası'nın raporu, çok değil 2 yıl önce kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun 268 önerisi olan 524 sayfalık raporu… Bu raporlardaki önerilere dair de bir adım atılmadı.
Bu raporlara dair adımlar atılmazsa yeni depremde biz gazetecilerin "bakın uyarmışlar" şeklindeki haberlerinin, siyasilerin "raporda yazılmış" söylemlerinin ötesinde bir anlamı olmayacak…
Büyük ihtimal şu an Meclis'te hazırlanacak rapor da raflardaki yerini alacak ve hiçbir adım atılmayacak.
Yine komisyonda konuşan uzmanlara göre İstanbul depremi gerçekleştiğinde eğer şu anki önlemler artırılmaz ise Türkiye ekonomisinin çökme riski var…
Kötü şeyleri konuşmadığımız zaman o hiç yaşanmayacak gibi gelse de gerçekler pek öyle değil.
İstanbul depremi olacak. Belki 2024'te, belki 2124'te ama olacak…
"Peki ne yapmamız gerek?" sorusunun yanıtı da az önce bahsettiğim raporlarda fazlasıyla yazıyor, hem de en ince detayına kadar. Yeni "asrın felaketi" kapıdan bize göz kırparken herkese düşen sorumluluklar artık uygulanmalı.
Yoksa İstanbul depremi olduğunda ekranlar yine "ben demiştim" açıklamaları ile dolacak.