Devletin içine girip, devlete değil de başka yerlere hizmet edenler bu ülkenin ciddi sorunudur. Kimi tarikata, kimi yabancı ülke çıkarlarına hizmet ederken kimi de devletin ceketini, üniformasını kullanarak kendisine ve çevresine menfaat, rant devşirmektedir. Nitekim FETÖ örneğinde görüldüğü gibi iş darbeye kadar uzanmıştır. Nitekim Susurluk sürecinde devlet-mafya-siyaset ilişkisine tanıklık edilmiştir.
Hakan Şanlıtürk
Bizim denetim noktasında eksiklerimiz, sıkıntılarımız büyük. Ve bu durum devam ettiği müddetçe başımız beladan kurtulmayacaktır.
15 Temmuz Darbe Girişimi'nin 8. yıldönümünde dikkatimi çeken 3 açıklamadan bazı bölümleri sizlerle paylaşmakta yarar görüyorum.
Emekli Komutan Türker Ertürk, "15 Temmuz Darbe Girişimini siyasi iktidarın desteği ile TSK’ya kumpaslar kuran ve itibarsızlaştırma operasyonları yapan İmamın Ordusu tezgahlamış KEMAL’İN ORDUSU engellemiştir. Gerisi lafı güzaftır." dedi.
CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "BOP Eş Başkanının 'Allah’ın lütfu' olarak gördüğü 15 Temmuz darbe girişimi, darbe girişimidir ama 20 Temmuz; görevli eş başkanın, sivil darbesidir. 20 Temmuz darbesiyle demokrasi bitmiştir. Meclis feshedilmiştir. Tek adam rejiminin fiilen uygulamaya girdiği gündür. Siz, aynı maklubeye kaşık sallayan abi kardeşsiniz! Abi-Kardeş ilişkiniz, oğluna; 'parayı tamamen sıfırlamanızda fayda var' dediğin gün bozuldu. Vatansever duygularla 15 Temmuz'da Şehit olmuş vatandaşlarımızı rahmetle ve minnetle anıyor, Gazilerimize şifalar diliyorum" çıkışı yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bilinmelidir ki, emperyalizmin hain ve haşhaşi maşaları kurulan şiddet ve dehşet sahnesinde ederi bir dolarlık rolleriyle zehir, zelil ve zilletin fail ve figüranları olarak ilelebet anılacaklardır. Türk Silahlı Kuvvetleri, 'Mürekkep Damlası Stratejisi'yle PKK/YPG'ye karşı sürekli operasyon evresine nasıl geçmişse, FETÖ'yü, FETÖ'nün iç ve dış uzantılarını yıldırıcı ve yok edici, bununla mündemiç proaktif nitelikli seri operasyonların bir an evvel icra ve ifa edilmesi beka düzeyinde mecburiyettir." yorumu yaptı.
***
Siyasette sonbahardan sonra hareket artacak gibi. Ortada çok sayıda iddia var. Onların en başında da Erdoğan ve Özgür Özel'in parlamenter sisteme dönüş planı geliyor. İddiaya göre Bülent Arınç aracılık yapmış ve Erdoğan'ın yetkileri azaltılacak ve Özel'de Başbakanlık koltuğuna oturacak.
Bu iddia doğruysa; "Erdoğan'ın iktidarını korumak için atmayacağı adım yok" diyenler bir kez daha haklı çıkacak. Zira hem iç politikada hem dış politika Erdoğan'ın zikzaklarına öyle çok tanıklık ettik ki.. İşte Suriye son örnek. 'Katil Esad'la görüşmek için neredeyse kırk dereden su getirir hale geldi iktidarımız...
İktidara gelenler kanun kadar zengin oluyor. Bakıyorsunuz üstünde donu olmayan adamlar milyarder oluyor. Yine iktidarlar halkın vergilerinden oluşan bütçeyi hesapsız, kitapsız harcıyor. Yanlış yatırımlar halkın refahını yerlere seriyor. Ve kimse bunun hesabını sormuyor. Türk milleti ve Türk devleti ivedilikle bunu çözmek zorunda. "Yapanın yanına kar kalır" anlayışını yıkmak zorundayız.
***
Ülkemizde hastalıklı anlayışlardan biri de bu ülkede üretilenlere çamur atma anlayışı. 85 milyonluk ülkenin bir araba markası yoktu. İyi kötü bu yönde adım atıldı ve Togg ortaya çıktı. Küçümseyen, tu kaka yapanlara şahitlik ettik. Böyle davranacağınıza "neden bu zamana kadar bir araba markası ortaya çıkaramadık?" sorusunun yanıtını aramanızda fayda var.
Yine yerli ve milli savaş uçağı konusunda da benzer tutumlara rastladık. Kötülemeyin, alkışlayın. Bugün eksik de yapsanız yarın geliştirirsiniz, gurur duyarsınız. Özellikle teknolojik ilerlemeler halkın refahına da pozitif katkı sunar.
***
Son olarak emeklilerimizin içinde bulunduğu kötü ekonomik şartlara dikkatinizi çekelim. Emeklilerin rahat yaşayamamasının yegane nedeni iktidarlardır. Demirel 35 yaşında emekli etti yıktı. ANAP döneminde Sosyal Güvenlik Reformu çıkarıldı işler yoluna koyuluyordu ama AKP ile sistem tekrar bozuldu. EYT'den şikayet eden iktidar oy için bunu çıkarmasaydı emeklilere verilen maaşlar daha yüksek olabilirdi. İktidar kur korumalı mevduat, faiz-enflasyon politikası yüzünden dengeleri yıkıp zarara yol açmasaydı emeklilerimiz daha yüksek maaş alabilirdi.
Bu yanlışları yapan yöneticiler hesap veriyorlar mı? Tabi ki hayır... Aksine bir elleri yağda öbür elleri balda misali günlerini gün ediyorlar. Bir de İngiliz vatandaşı Mehmet Şimşek kurtarıcımız oluyor. Aynı 'sömürge valisi' denilen, Ecevit'in getirdiği Kemal Derviş gibi...