Yıllar yılları kovalayadursun, antik çağlar döneminde çeşitli ülkelerin kendilerine göre adlandırdıkları futbol, bugünlere kadar değişim içinde gelişim sağladı… Bununla birlikte bazı ülkeler değişim ve gelişime ayak uydururken, bazıları istikrarsızlığın pençesinde debelendi durdu…
Mehmet Kısmet
Ülkelerin milli takımlarını oluşturan liglerin kalitesi 1993 yılından bu yana yapılan sıralamalarla derecelendirildi FIFA tarafından… O gün bugündür, A Milli Futbol Takım’ı 1993’lerde 67. sırada başladığı yolculuğu 2004’de 5’nci olarak en üst seviyi gördü.
Ardından sıralama konusunda ülke futbolu uluslar arası düzeyde bir aşağı bir yukarı gezindi yıllarca… Öyle gerilediği anlar oldu ki; bir öncekini aratır hale geldi. Aratmadığı dönemler içinde 2002 Dünya üçüncülüğü ile 2008 Avrupa Şampiyonası üçüncülüğü sıralama konusunda ilerleme kaydedilmesini sağladı.
Bunların paralelinde uzun süre yaşanan istikrarsızlık ülke futbolunu olumsuz etkiledi. Dünya ve Avrupa Şampiyonalarında üçüncülük derecelerini elde eden bir takımın bu süreçte hep finalist yarışçı bir görüntü çizmesi gerekirken devamlılığı sağlayamadı.
Çok kurtuluş reçeteleri yazıldı yazılmasına fakat uygulamaya geçilemediği için hep teoride kaldı… Biriktikçe biriken ve istikrarsızlığa sürüklenmesine neden olan sorunlar siyasallaşmanın da etkisiyle içinden çıkılmaz bir hal aldı…
Türkiye; FIFA Erkek Milli Futbol Takımları sıralamasında en son yapılan açıklamaya göre 28. görünüyor… Özellikle 2025’in Mart ayında Macaristan ile eleme usulü UEFA Uluslar Ligi Play-Off maçı, üst sıralar konusunda sonucu itibarıyla bir hayli önem kazandı.
Uluslararası müsabakalarda alınan beraberlik ve galibiyetlerin yanı sıra toplanan puanların sıralamaya katkısı oldukça fazla. UEFA Uluslar Ligi B Gurubu son maçında Karadağ karşısında alınan yenilgi nazar boncuğu sayılmasının ötesinde istikrarsızlığın da somut örneği…
Böylesine bir moral bozukluğunun elbette Mart’a kadar düzeltilmesi mümkün… Macaristan karşısına çıkacak bir Milli Takım’ın alacağı sonuç her açıdan bu manada çök ama çok önemli… İstikrar adına yol alınmak isteniyorsa, siyasallaşmanın ve kavgaların ötesinde bir yol haritasının ortaya konulması şart oldu artık.