Onlarca vatandaşımız daha terörizm canavarına kurban verildi… Onlarca vatandaşımız ömür boyu terörün vücutlarında bıraktığı arazlarla yaşam mücadelesi verecekler… Depresyondayım. Yıkıldım. Olur mu böyle kalleşçe saldırı? İnsanlar birkaç saat sevdikleri takımın oyununu izlemek, hoşça vakit geçirmek için stadyuma gidiyorlar… Güvenlik kuvvetleri onları korumak için önlemler alıyorlar… Bir terörist organizasyon tonlarca patlayıcıyla alçakça bir saldırı düzenliyor ve hayattan koparıp alıyor canları, canlarımızı… Her ölenle, verilen her kurbanla aslında bizler de ölüyoruz. İnsanlığımız ölüyor. Vicdanımız ölüyor. Nasıl oluyor da böyle alçakça gelişmelere göz yumabiliyoruz? Nasıl oluyor da bu kadar beceriksiz insanları bu kadar önemli pozisyonlarda tutabiliyor, tutulmalarına göz yumuyoruz? İlk defa mı istihbarat zafiyeti? Hayır… Son olacak mı? Hayır. Cumhurbaşkanını, başbakanını, hükümetini koruyamayan, devletine yönelik saldırıyı görüp bildiremeyen, önlem alınmasını sağlayamayan istihbarat teşkilatı ne işe yarar? Ayıp mı sorması? Yasak mı sorması? Nerede bu devletin istihbarat teşkilatı? Hani şimdi bütçe görüşmeleri yapılıyor ya, niye ayırıyoruz onca parayı, örtülü ödenekleri imkanları eğer istihbarat teşkilatı güvenlikli bir ülke yaratılmasına katkı koymayacak ise? Yoksa “Teşkilat-ı Mahsusa” dönemine mi döndük? Tuz da kokuyor, tuzun konduğu kap da… Bunalıyorum… Depresyondayım… Ölen evlatlarına ağıt yakan, canlarını kaybeden, babalar, anneler… Yavuklusunu kaybeden kadını, erkeğiyle gençler… Babalarından analarından koparılan çocuklar ve feryatları… Gözlerimin önünde… Kulaklarımda… Bu ülke böyle olmamalı, bu durumlara düşmemeliydi… Milliyetçisi işbirlikçi, demokratı işgüzar, işadamı şakşakçı, yargı erki “emredin efendimci”, gazetecisi kalemşor olmamalı bu ülkenin… Olduğu zamanlarda ne olur? Yaşıyoruz ibretlik halimizi hep beraber, yarından ümidimizi kaybetmiş, dillerimiz, ellerimiz kelepçeli, ruhlarımız hapis… Bağışlayın kurban verdiğimiz polislerimizin, gençlerimizin, yavrularımızın, tıp eğitimi görmekte olan evladımızın babaları, anaları… Bu ülkeyi hep beraber bu hallere getirdik. Ne diyor içişleri bakanı? Türkiye hem PKK, İŞİD hem de FETÖ örgütlerinin hedefinde imiş… Kardeş, sen ne için maaş alıyorsun? Niye görevdesin? Eğer bu saldırıları engelleyemiyor, can ve kan akımını durduramıyorsan, bırak başkası yapsın görevi, bırak ağlamayı… Bunalımdayım. Şoktayım. Türkiye bu açıları yaşamamalı…