Dünkü yazımızda kısaca, 1876’dan 1923’e genel seçimlere değinmiştik. Bu kez, 1923’den 1950’ye kadar olan döneme göz atacağız.
1923 Seçimleri
Bu seçimler Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi döneminde kabul edilen yeni seçim kanununa göre yapıldı. Yeni bir devletin kurulması, sınırlarının ve nüfusunun Osmanlı coğrafyasına göre değişiklik göstermesi nedeniyle seçim kanunu yenilendi. Osmanlı döneminde her 50 bin kişiye bir olan milletvekili temsil oranı yeni kanunda 20 bine bir şeklinde düzenlendi. 25 olan seçmen yaşı da 18’e indirildi. Seçim kanunundaki yeni düzenlemede mecliste, “Tek dereceli seçim sisteminin” millet egemenliğine daha uygun olduğu dile getirilse de, “İki dereceli seçim sistemine” devam edildi. Milletvekili olmak için aranan şartlar arasında ise, Türkiye Devleti halkından olmak, 30 yaşını bitirmiş olmak, Türkçe konuşmasını bilmek gibi şartlar yer almadı.1923 seçimlerinde her il bir seçim çevresi sayılmış, 72 ilde yapılan seçim neticesinde 287 milletvekili seçildi. Seçimi birinci grubun adayları kazanırken, TBMM 11 Ağustos 1923’de ilk toplantısını yaptı. “Lozan Barış Anlaşmasını onaylayan, Cumhuriyeti ilan eden, Halifeliği kaldıran, 1924 Anayasasını kabul eden meclis bu meclistir”. 1923 Meclisi, 11 Ağustos 1923-26 Haziran 1927 tarihleri arasında 4 yıl 1 ay açık kaldı.
Tek Partili Dönem; Her seçimde farklı uygulamalara başvurulan tek partili seçimler dönemi 1927 yılında başlayıp 1946 seçimlerine kadar devam etti. Bu dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çalışma süresi 1924 Anayasasında öngörüldüğü gibi 4 yıla çıktı. Tek parti olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin yer aldığı 1927, 1931, 1935, 1939, 1943 seçimlerinde savaş döneminde de 4 yıl kuralına uyuldu. “Bu dönemde bağımsız adaylara kontenjan ayrıldı, azınlıklar ve kadınlar mecliste yer aldı”.
Yerel Seçimler; İlk çok partili ve kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığı 1930 Yerel Seçimlerini, tek parti dönemindeki 1934, 1938 ve 1942 yerel seçimleri izledi. Çok partili siyasal yaşamla birlikte Türkiye'de 1946 ve 1950 ve 1955 yıllarında yapılan yerel seçimlerin ardından, 1960 Askeri Darbesiyle demokratik yaşam kesintiye uğradı, “1961 Anayasası'nın kabulüyle yerel yönetimlere ilişkin seçim mevzuatı değişti. Belediye başkanları halk tarafından doğrudan seçilmeye başladı”. 1963 yılındaki belediye başkanlığı seçimleri ilk kez tek dereceli yapıldıktan sonra, 1968, 1973 ve 1977 yıllarındaki yerel seçimler bunu takip etti. 1980 Askeri Darbesiyle bir kez daha kesintiye uğrayan yerel seçimler 1984, 1989, 1994, 1999, 2004, 2009, 2014 ve 2019 yıllarında düzenli olarak yapılmaya devam etti.
1946 Seçimleri; “Bu seçimlerle Türkiye’de gerçek anlamda çok partili seçimler dönemi başladı”. İlk önce 1945 tarihinde Nuri Demirağ’ın önderliğinde Milli Kalkınma Partisi, MKP kuruldu, bunu 1946’da Celal Bayar başkanlığında, Adnan Menderes, Fuad Köprülü, Refik Koraltan tarafından kurulan Demokrat Parti, DP izledi. DP’nin kurulmasıyla meclis içinde CHP karşısında bir muhalefet oluştu, TBMM’deki tek parti dönemi sona erdi. “21 Temmuz 1946 tarihinde yapılan seçimler Osmanlı’dan bu yana ilk tek dereceli seçimlerdir”. Tek dereceli olarak yapılan seçim sonucunda, CHP 390, DP 65, bağımsız adaylar da 7 milletvekillik kazandı. Bu dönemde ayrıca Sosyal Adalet Partisi, Liberal Demokrat Partisi, Çiftçi ve Köylü Partisi, Türk Sosyal Demokrat Partisi, Türkiye Sosyalist Partisi, Ergenekon Köylü ve İşçi Partisi ile birkaç küçük parti ve DP’den kopanlar tarafından Millet Partisi kuruldu.
1950 Seçimleri; “14 Mayıs 1950 seçimleriyle Türkiye’de iktidar ilk kez halkın arzusuna uyarak sakin biçimde el değiştirdi”. Böylece Cumhuriyet Halk Partisi’nin 27 yıllık iktidarı sona erdi. Bu seçimler, ülkemizin yakın tarihinde demokrasi açısından özel bir öneme sahiptir. “Tek Dereceli” ve “Liste Usulü Çoğunluk” sistemine göre yapılan 1950 seçimlerinde, her bir seçim çevresinde seçilecek milletvekili sayısı kadar aday belirlendi. Bu sistem ülkemizde 1946-1960 yılları arasında uygulandı. 1960 yılından sonra siyasi partilerin veya adayların aldığı oyun parlamentoda orantılı olarak yansıtıldığı “Nispi Temsil Sistemine” geçildi. Belçikalı hukukçu ve matematikçi Victor D'Hondt tarafından 1878'de tasarlanan nispi temsil hesaplama yöntemi, ülkemizde 1961’den bu yana, 1965 Millet Meclisi genel seçimleriyle 1966 Millet Meclisi ara seçimleri dışında tüm milletvekili genel ve ara seçimlerinde uygulanmıştır.
Sonuç olarak, Osmanlı Devleti’nde Muhassıllık meclisleriyle başlayan halkın yönetime katılma süreci, 1876 Anayasası ile genel seçime dönüşmeye başladı, gerçek anlamda seçimler ise 1908 sonrası yaşandı. Seçimlerin süresi 1923 ve 1927 yıllarında yaz aylarında, 1931 seçimi ilkbahar, 1935 seçimi ise kış aylarında yapılmıştır. 1931 seçimleri ile seçimlerin aynı gün yapılması uygulamasına geçildi, o seçimler ve sonraki seçimler ülkenin her tarafında aynı gün yapıldı. Böylece Cumhuriyet döneminde hedeflenen çok partili demokratik yaşama 1946 yılında geçilmiş oldu. Türkiye’de bugün de yürürlükte olan “D'Hondt sistemi, stratejik oy kullanımından dolayı büyük partilere ve koalisyonlara küçük partilerden daha fazla avantaj sağlaması” nedeniyle bazen yoğun eleştirilere neden olur.
1923’den 1950’ye genel seçimler
Utku Şensoy
Yorumlar