Yerli malı “869”, yeterli değil
Ergun Mengi
Yerli Malı Haftası (Resmî adıyla Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası), 12-18 Aralık tarihleri arasında Türkiye'de tüm okullarda kutlanır. Niçin okullarda dedim, çünkü okul gelecektir. Öğrenciler ülkemizi ileriye götürecek sosyal sermayemizdir.
Başbakan İsmet İnönü, Büyük Buhranın yaşandığı yıllarda, 12 Aralık 1929 tarihinde TBMM’de bir konuşma yapar. Bu konuşmasında, ulusal ekonomi, yerli malı ve tasarruf konularının önemini anlatır. İşte bu konuşmanın yapıldığı 12 Aralık günü, ülkemizde yerli malı haftası olarak kutlanır.
Haftanın amacı, yerli malı tüketimin artmasıdır. Bu hafta süresince tutumlu olmanın, yatırım yapmanın ve;yerli malı kullanmanın önemi; vurgulanır.
Kurtuluş savaşından yeni çıkan ülkemiz, daha Lozan Antlaşması dahi imzalanmadan, savaşın ayak sesleri susmadan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refah Türkiye idealinin belkemiğidir” hedefiyle 17 Şubat - 04 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir İktisat Kongresini toplamıştır. Alınan kararlarda özetle; “İstiklalin tamamiyeti ancak istiklal-i mali (ekonomik bağımsızlık) ile mümkündür. Unutmayalım ki başkasının parasıyla zengin olunmaz sadece onun boyunduruğu altına girilir, gerçek özgürlük için prangalardan kurtulmak için ekonomik bağımsızlık şarttır. Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır. Türkiye halkı, sarf ettiği eşyayı mümkün mertebe kendi yetiştirir.
Türk kadını ve kocası, çocuklarını iktisadi misaka göre yetiştirir” denmektedir.
Günümüzde benzer ekonomik sıkıntıları çekmekteyiz. Ancak, etrafımıza baktığımızda üretmekten ziyade ithal eden, üretmeden tüketen bir toplum haline geldiğimizi üzüntü ile görüyoruz. Üretmemenin yanı sıra ne varsa yerli-milli yabancı sermayelere satıyoruz. Yabancı sermaye, eğer milli sermayeniz yoksa, tabii ki önemlidir. Ama yabancı sermaye hizmet (banka, sigorta vb) ve tüketim (içme suyu, Tv kanalı, yoğurt, zeytinyağı vb) sektörüne değil, ithal ettiğimiz, üretemediğimiz sanayi ve üretim yatırımına gelmeli, yeni istihdam sağlamalı ve işsizlik oranlarını düşürmelidir. Bugün, araba, uçak, motosiklet, tekne, elektrik türbini vb sanayi mallarından bahsetmiyorum, isimleri dahi Türkçe olmayan deodorant, krem, losyon standına gidin, el aletleri reyonuna gidin pense, tornavida, akülü el aletlerine bakın, belki bir ikisi hariç hepsi ithal maalesef. Diğer taraftan yerli malı sandıklarımızın çoğunluğu yabancılara satılmış. Üreten biziz ama kazanan yabancı ülke. Bu nedenle bu hafta neyi kutlayacağımızı tespit etmekte zorlanıyoruz.
Yazının başlığına gelecek olursak, Satılan malların üzerinde yer alan numarada “Bargot” ilk 3 rakam ülke kodu olup, Türkiye’nin ülke kodu “869”dur. Yani mal Türkiye’de üretildiyse numara 869 ile başlar. Ama KAV kibritte olduğu gibi, her 869 yerli üretim olmasına rağmen Türk Malı değildir. Ama yine de “Haydi, 869” bilincini başlatalım. Paramızın hiç olmazsa bir kısmı ülkemizde kalsın.
Yorumlar