Bilal beyin şoförleri
Mehmet Necati Güngör
Bilâl bey, Kültür Bakanlığı’nda çalıştığım yıllarda Erzurum Kültür Müdürlüğü’nü yürüten değerli bir arkadaşımızdı.
Görevinin ehliydi.
Sevimli bir insandı.
Anlatımları çok güzel ve etkileyici idi.
Tek talihsizliği, torpille atanmış şoförleri idi.
Bilal beyin vücudunda, kazalardan dolayı zedelenmemiş neredeyse bir yeri kalmamıştı.
Bir ay, başı sarılı olarak, bir başka ay herhangi bir kolu askıya alınmış bir şekilde karşımıza çıkardı.
Bilal beyin şoförleri meşhurdu.
Sabah bir kanalda Özdemir İnce ile yapılan konuşmayı dinlerken, Bilal beyin şoförleri aklıma geldi.
İnce diyordu ki: “Bir otomobil düşünün. Otomobil devlettir, kontağı çevirip onu yürüten ise hükümettir. Devletle hükümet arasındaki ayırımı iyi bilmek gerekiyor.”
İnce’nin sözlerine katılmamak mümkün değil.
Bir otomobil ne kadar iyi, ne kadar sağlam olursa olsun, şoför ehil bir şoför değilse, o arabanın bir hendekten aşağı yuvarlanması kaçınılmaz olur.
Bilal bey, zaman zaman bu şoförleri uyarmasına rağmen, geçirdiği kazalar eksik olmuyordu.
Bazen şoförlerini azarlarmış: “Ola oğlum gözün kor mu? Buradan get sene.” Sözleriyle uyardığı şoförleri bildiğini okur, kazalar peşi sıra gelirmiş.
Şoförleri değiştirmesine rağmen, torpille işe alınan şoförler Bilal beyi okşamaya devam etmişler.
Torpil dediysek, dönemin bakanı rahmetli Danışman, yoksulluğun kol gezdiği seçim bölgesinden sınavla eleman alırken, araya hatır gönül işleri de girerdi. Tabii, sayın Bakanın bunlardan haberi olmazdı. O’nun tek amacı yoksul hemşerilerine iş vermekti.
Günümüze gelirsek;
İnce’nin dediği gibi, otomobil diye tarif edilen devlet, maalesef Bilal beyin şoförleri elinde bir oraya, bir buraya savruluyor.
Sonunda bozulmadık aksam, bozulmadık düzen kalmıyor.
Kaşı gözü yarılanlar ise o otomobilin yolcuları oluyor.
Yolcuların kimler olduğu malûm.
Hepimizi Allah korusun.
Aman dikkat! Şoförünüzü iyi seçin!
Yoksa, başınız dertten kurtulmaz, Bilal beyin başına gelenler, sizin de başınıza gelebilir.
NOT: Rahatsızlığından dolayı yazılarına ara veren köşe yazarımız Mehmet Necati Güngör’ün rahatsızlanmadan önceki yazılarını gazetemizde yayınlıyoruz.
Yorumlar