Mehmet Necati GÜNGÖR
Tarihimizde göğsümüzü kabartacak sayfalar var.
Onlardan birisi de 108. Yılını idrak ettiğimiz Çanakkale Zaferimiz.
15’lilerin zaferi. Seyyit Onbaşıl...
Mehmet Necati GÜNGÖR
Tarihimizde göğsümüzü kabartacak sayfalar var.
Onlardan birisi de 108. Yılını idrak ettiğimiz Çanakkale Zaferimiz.
15’lilerin zaferi. Seyyit Onbaşıların güçleriyle elde edilmiş büyük zafer.
Onların çocukları olmaktan büyük gurur duyuyoruz.
Böyle bir günün yıldönümünü kutlaması gereken bir siyasetçimiz milliyetçiliği, Türklüğü kimseye bırakmaz.
Böyle bir günde, böyle bir zaferin yıldönümünü gururla anması gerekirken, yaptığı işe bakın.
Yine hızını alamayarak siyaset yaptı. Ağzına geleni söyledi.
Gündeminde Çanakkale yoktu.
Çanakkale’yi es geçen bir milliyetçilik olur mu?
Olmaz, olamaz! Diyenlerin milyonları aştığını tahmin etmek zor değil.
Siyaset yaptığını zanneden milliyetçi politikacımız, milyonlara rağmen Çanakkale gibi hepimizin göğsünü kabartan bu büyük zaferi es geçip, her zamanki haline döndü.
Rüzgârsız bir havada dinen fırıldağın mutlaka bir üfleyeni vardır diyeceğiz ama, böyle bir dönekliği hazmedecek dava arkadaşlarının bulunmadığını ifade etmek de bize düşüyor.
Nev-i şahsına münhasır bir siyasetçi diyelim, geçelim.
Bazı siyasi partiler veya onların başına tünemiş siyasetçiler milletimizi şaşırtsa da, büyük milletimiz tarihinden kopanlara yüz vermeyecek kadar olgunluğa sahip bir millet.
Nesini, hangi hatasını sayalım?
Hatası çok da, hatalarını görmezlikten gelenler de aynı çoklukta.
Siyaset, oy verenlerin gözünden kaçmayan gerçekleri ıskalayarak bir yere varamaz.
Ezberci kabullerle donanmış taraftar kitlelerine güvenerek farklı şekilde ahkâm kesenler şunu unutmasınlar: Siyasetin kaydına giren her hata, yıllar sonra da olsa karşılarına çıkar ve hesap sorar.
Devren hep sandıkları gibi gitmez.
Bazen de onları sigaya çeker.
Bu parti başkanını sigaya çekecek güç, zamanı gelince bunu yapmaktan çekinmeyecektir.
Oy veren, sigaya çekme hakkına da sahiptir.
Demokrasinin güzelliği de buradadır.