Domatesin kilosu nihayet 10 liranın altına indiğini gördük. Akdeniz’e nihayet yaz geldi, belli ki. Salatalık, maydanoz ve hatta mevsim meyveleri henüz fark etmemiş olsalar da sebze meyve fiyatlarında...

Domatesin kilosu nihayet 10 liranın altına indiğini gördük. Akdeniz’e nihayet yaz geldi, belli ki. Salatalık, maydanoz ve hatta mevsim meyveleri henüz fark etmemiş olsalar da sebze meyve fiyatlarında bir rahatlama var diyebiliriz. Geçen yıl bu zamanlar “Domates hala daha 1.5 lira, ne olacak bu pahalılık” demekteyse isek de, 10 liranın altında domates görmekten mutluyuz şimdi. Hayat pahalılığı, enflasyon demiyorum gördüğünüz gibi, elbette ki sadece ülkenin kötü yönetiminin sonucu değil. Ukrayna saldırganlığı olmasaydı Rusya’nın, savaş ve Rusya’ya yaptırımlar nedeniyle özellikle tahıl ürünlerinin dünya piyasalarına yeterince ulaşamamasının gıda fiyatlarında ciddi etkileri oldu. Ayrıca artan enerji fiyatları taşımacılığı daha pahalı hake getirdi, bu da doğal olarak ürün fiyatlarına yansıdı. Avrupa ülkelerinde de gıda fiyatlarında ciddi bir yükselme ve “hayat pahalılığında” artış yaşanmaya başladı. Tabii ki oralarda beceriksiz iktidarlar yüzünden bizdeki aylık fiyat artışı seviyesine ancak yıl bazında ulaşabiliyorlar. Savaş biterse normalleşme sağlanabilir mi? Çok uzun bir süre gerekeceği belli. Ancak savaş bitme eğilimine girdi mi? Göründüğü kadarıyla ne Rusya savaşın başındaki hedefinden ne de ABD önderliğindeki Batı dünyasının bu savaştan “kolu kanadı kırık bir Rusya” sonucu almayı terk etmiş değil. Savaşın başında satranç oyunundan ödünç aldığım bir kelime ile, “Ukrayna gambiti” tanımıyla iki ayrı yazıda her iki tarafın “oyun planını” yazmaya çalışmıştım. Belli ki kısa sürede bu savaş bitmeyecek. Peki savaş “son Ukraynalı” düşünceye kadar mı devam edecek? Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın savaşı sona erdirmek için koşullarını bir kez daha açıkladı geçen hafta. Buna göre, 1- Ukrayna, Kırım'ın Rus toprağı olduğunu tanımalı, 2-Donetsk ve Luhansk devletlerinin bağımsızlığını tanımalı, 3- Ukrayna'nın NATO üyeliği tamamıyla unutulmalı ve tarafsızlık resmi politikası olmalıdır. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye ve halen konuşabildiği diğer ülkelerle temaslarda, bu talepleri Freudyen yaklaşımla ve pek de diplomatik olmayan açıklamalar ekleyerek “olmazsa olmazlarımız” diye vurgulamaktadır. Daha önce de yazdım. Batı dünyasında “gerçekçi” olduğunu iddia eden Henry Kissinger gibi bir kesim de Rusya’ya toprak vererek, taleplerini kabul ederek kısa sürede bu savaşın bitirilmesini Batı ve ABD çıkarları açısından gerekli görüyor. Rus yenilgisiyle bitecek savaşın global dengeleri ciddi bir şekilde değiştirerek daha uzun süreli bir kaos dönemini başlatabileceğini düşünüyor bu arkadaşlar. Rusya’nın barış için öne sürdüğü ön şartların kabulü Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden ödün vermek düşünülebilirse belki de çok zor koşullar olmayabilir. Bu şartlar altında bunlar zor koşullar olmazdı. Esasında Ukrayna lideri Zelenskiy, çeşitli zamanlarda NATO üyeliğini tamamıyla dışlamaya ve tarafsızlık ilan etmeye hazır olduğunu ve Donbas konusunda esneklik gösterdiğini belirtmişti. Dahası, Zelenskiy, önceki Ukrayna yönetimi tarafından imzalanan ve Donetsk ve Lugansk'ı yarı bağımsız hale getirecek olan Minsk anlaşmalarını uygulamayı söz konusu eden bir platformda seçilmişti. Kırım'a gelince, Rusya’yı biraz tanıyan ve stratejik çıkarlarının farkındaki herkes Kırım'ın bir daha asla Ukrayna'nın bir parçası olmayacağını eminim görebilmektedir. Zelenskiy de bunu görebiliyor mu? Belki de, eğer savaş bu şartlarda sona erdirilebilecekse, derhal bitirilmelidir. Bununla birlikte, bütün bunlarla ilgili sorun, Rusya'nın bu koşullarının ilanının iyi niyetle yapılmış gibi görünmemesidir. Ruslar, eylemleriyle Kırım'a ve muhtemelen Ukrayna’nın tüm Herson oblastına sahip olmak, kara bağlantısı dahil çok geniş bir bölgeyi talep ettiği anlaşılmaktadır. Bunu, Ukrayna'yı ileriye dönük uygulanabilir bir devlet olarak sakat bırakmak için istediklerine inanıyorum. Putin, sonunda bir tür de jure tarafsızlık olsun ya da olmasın, Ukrayna'yı kalıcı olarak Batı'nın kollarına ittiğini biliyor ve Ukrayna'nın mümkün olduğunca zayıf ve işe yaramaz olmasını sağlamak istiyor. Bu tür bir diplomatik çözümün mümkün olduğu noktayı geçtiğimize inanıyorum. Putin'in maalesef şimdi böyle bir sonuca razı olmak için özellikle siyasi olarak çok fazla batık maliyeti var. Bu, diplomatik bir çözümün mümkün olmadığı anlamına gelmez; ancak bu aşamada bulmak eskisinden çok daha zor olacaktır. Bu trajiktir. Ve tabii ki suçlu sadece Rusya değil aynı zamanda ABD ve Batı dünyasının ikircikli yaklaşımlarıdır. Ukrayna yeterince desteklense ve müzakereleri iyi niyetle yürütebilmiş olsaydı, bu koşullar üzerinde bir anlaşmaya dayanarak savaşın sona erdirilebileceğine inananların sayısı herhalde hiç de az değildir. Bununla birlikte, savaşı önleme daha sonra durdurma konusunda maalesef ABD ve Batı dünyası hiç de ciddi değildi. Kendi istikrarsız konumu nedeniyle ABD'den ve Batı’dan güçlü destek almadan hiçbir şey yapamayan Zelenskiy görüşmelerde Rusya’nın beklediği performansı gösteremedi. Bence bu, görünüşe göre uzun bir savaşın Rusya'yı zayıflatacağına ve “çok daha zor bir barışı kabule zorlayacağına" inanan Amerikan dış politika kurumuna çok yakışıyor. Zelenskiy, birkaç kez tarafsızlık teklif etti, ancak onu desteklemeyerek, Ukrayna'ya NATO üyeliğinin gerçekleşmeyeceğini özel olarak söylense de, ABD Ukrayna'nın NATO üyeliğini masaya koymaya hiç sıcak bakmadı. Sanırım adeta Batının istediği ve şimdi elde etmekte olduğu uzun savaş, Rusya ile Ukrayna arasında değil, Nikolay Patruşev'in alıntıladığı gibi Rusya ile Batı arasında başladı ve maalesef devam edecek. Jeopolitik rakipler arasındaki tüm ilişkilerin doğası gereği uzun bir mücadele olduğunu varsayan Neocon bakış açısından, ABD’nin daha güçlü olduğu ve sonunda “rakibi ezebildiği" sürece bunda yanlış bir şey yoktur. Ancak bu, Avrupa'daki güvenlik ve istikrar üzerindeki korkunç etkiyi, sürekli daha geniş bir sıcak savaş riskini, nükleer savaş riskini görmezden geliyor ve elbette bu, Ukrayna halkının korkunç acılarını görmezden geliyor.