Günümüzde insanlar kalemi yerden alırken bile yere yavaşça eğiliyor, özenle tutuyor, elini bükerek alıyor ve yukarıya doğru gösterişli bir biçimde kaldırarak arkadaşına gösteriyor.

Artun Talay

Tüm bunları kişiler arasında ya da kamuoyunda kendisine bir imaj sağlamak için yapıyor.

Ne yazık ki, atletizmde Atatürk Koşusu tanıtımı için bile bir imaj çalışması yapılmıyor.

Sanki Atatürk Koşusu laf olsun diye yapılıyor.

Sporda imaj, bilinç altına bir yolculuktur.

Atatürk Koşusu tarihsel bir yolculuktur.

Teknolojik gelişmeler bu tarihsel imajın günümüze ve gelecek kuşaklara aktarılmasını kolaylaştırmaktadır.

Bu açıdan Atatürk Koşusu’nun imajı değerine uygun bir biçimde yansıtılması önemli olmaktadır.

Sporda tüm değerlerin sil baştan yeniden oluşturulduğu yeni toplumsal düzende, Atatürk Koşusu’nun niteliğinin ve tanıtımının yetersiz yapıldığı düşüncesindeyim. Bu durum atletizmi yalnızlığa itmektedir. Bu yalnızlığı unutturmanın yolu Büyük Atatürk Koşusu’nu dünya düzeyinde ilgi çekecek bir duruma getirmekle sağlanabilir.

Her gün çok sayıda insan Anıtkabir’e Atatürk’ü ziyarete gelmektedir. Yarış dünya düzeyinde etkili bir konuma getirilirse bu insanlar Atatürk Koşusu’nu
izlemek için yol kenarında yerlerini alacaklar ve yarışın coşkusunu ve izlenebilirliğini arttıracaklardır. Yarış sırasında izleyiciler ve teknik adamlarla yapılan röportajlar hoş bir ortam oluşturacaktır.

Günümüzde algı ve imaj oluşturmak ‘yumuşak güç’ olarak değerlendirilmektedir. Bu anlamda Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) olimpik partner olarak uluslararası etkinlikte bulunan markaları seçmektedir

Bunu örnek alarak THY, Eurolig’e isim sponsoru olmuştur. Yine THY ve Lassa, Barselona takımlarına sponsorluk yapmaktadır.

Bu nedenle; Atatürk yarışına güçlü sponsor bulmak, seyirciyi yol kenarına toplamak, medyanın üst düzeyde ilgisinin çekmek yarışın akılcı bir planlama ile yeniden farlı bir donanımla düzenlenmesini gerektirmektedir.

Kısaca atletizmde Atatürk Koşusu neyi eksik yaptığımızı fark etmekten geçmektedir.