Utku ŞENSOY Türkiye İstatistik Kurumu, "Hayat Tabloları, 2018-2020 ve 2019-2021" istatistiklerini açıkladı. Buna göre, ülkemizde daha önce ortalama 77,7 yıl olarak hesapla...

Utku ŞENSOY Türkiye İstatistik Kurumu, "Hayat Tabloları, 2018-2020 ve 2019-2021" istatistiklerini açıkladı. Buna göre, ülkemizde daha önce ortalama 77,7 yıl olarak hesaplanan doğuşta beklenen yaşam süresi kısalmış! Gavur olarak tanımlanan pek çok ülkede yaşam süresi her yıl kademeli olarak yükselirken, bizde tam tersi olmuş! "Doğuşta beklenen yaşam süresi" Türkiye'de 2018-2020'de 78,3 yıl iken, 2019-2021'de 77,7 yıla düşmüş. Erkeklerde doğuşta beklenen yaşam süresi 75 yıla, kadınlarda 80,5 yıla inerken, genel olarak kadınların erkeklerden 5,5 yıl daha uzun süre yaşadığı bir kez daha tescillenmiş! Sebep-sonuç ilişkilerini doğru kurabilenler için bu durum pek de şaşırtıcı olmasa gerek. Sağlıklı yaşam, beslenme ve çalışma hayatı koşullarının medeni seviyelere getirememiş olmamızın doğal sonucudur bu. Aile bütçesini denk getirebilmek, mutfak, fatura vb. giderlerin üstesinden gelebilmek için, bu ülkede cambaz olmak gerekir. Ebeveynlerin omuzlarına binen bu yüklerin altından kalkıp günlük yaşamda her tür stresten uzak kalıp sağlıklı olması, çocukların mutlu, gençlerin huzurlu olarak geleceğe bakabilmesi büyük maharet işidir bu topraklarda. Hal böyle olunca da sağlık ve huzur temenniden öte gidemiyor ne yazık ki! HİNDİSTAN’IN DURUMU 2020 Ülke Ekonomileri Raporu’na göre, dünya ortalama asgari ücret sıralamasında Türkiye 49’ncu sırada yer alıyor. Hindistan ise, 149 ülke arasında 128’nci sırada. Sağlıksız yaşam koşulları, enflasyon altında ezilen ücretler ve alım gücü, insanın yaşamından alıp götürüyor. Hindistan, yakında Çin’i sollayıp dünyanın en kalabalık ülkesi olacak. 2022 yılında Hindistan’da asgari ücret günde 178 Hindistan rupisiydi, dolar bazında günde 2,28 dolara, Türk lirası olarak yaklaşık 40 liraya denk geliyordu. Bu rakam, Hindistan’da bir işçinin sağlık, eğitim, haysiyetli bir yaşam, huzurlu bir gelecek kurması bir yana, temel yaşam standardını sağlamasından bile çok uzaktadır. Hindistan’da durum böyleyken bizdeki 8 bin 500 liralık asgari ücretle insani koşullarda geçim standardını yakalayabilmek mümkün mü? Soğanın 30 lira, daire kiralarının 8-10 bin lira olduğu, otomobil fiyatlarının milyona, satılık daire fiyatlarının birkaç milyon liraya dayandığı bir ülkede kişilerin ruh ve beden sağlığından, gençlerin huzurlu, sağlıklı bir geleceğinden söz edilebilir mi? UZUN YAŞAYANLAR ABD'li bir araştırma grubu tarafından yayınlanan raporda hava kirliliğinin, Hintlerin yüzde 40'ının ki bu yarım milyardan fazla insana tekabül ediyor, ortalama yaşam süresini 9 yıl azaltacağına dikkat çekiliyor. Aşırı nüfusuyla, istihdam sorunları, elverişsiz yaşam koşulları, ülke kaynaklarının kast sistemi yüzünden adaletsizce dağılımı, yetersiz beslenme, kirlenen havasıyla, suyuyla Hindistan’da ağır yaşam koşulları nedeniyle insanların pek de uzun yaşadığı söylenemez. Oysaki Monako’da, Japonya’da, Singapur’da, San Marino ya da İzlanda’da durum böyle değil. İnsan yaşamını her şeyin üstünde tutan bu ülkeler, dünyada yaşamın en iyi ve en uzun olduğu yerler. Bu gelişmiş ülkelerde 2030 yılı sonrası doğacak olanların, ortalama ömrünün 90 yılı geçeceğine kesin gözüyle bakılıyor. [caption id="attachment_287508" align="alignright" width="461"] Arjantin ekonomisi bir kez daha zorda[/caption] ARJANTİN ÖRNEĞİ G20 üyesi olmakla övünüyoruz ama muhalefet, gerek yaşam standardı gerekse kişi başına düşen milli gelir ve gelir dağılımındaki uçurumlar açısından “Gelişmekte Olan Ekonomiler” arasındaki yerimizin bile tartışmalı olduğu iddiasında. Bu bağlamda ekonomimize benzerliği ve kırılganlığıyla anılan Arjantin ekonomisi son zamanlarda sıkıntılı günler yaşıyor. Hatta bazı uluslararası gözlemci ve ekonomistler, “yüzde 100'ün üzerindeki enflasyon ve ülke ekonomisinde resesyona neden olabilecek problemler nedeniyle ciddi bir ekonomik darboğaz yaşandığını” iddia ederek, Arjantin’in çöküşün eşiğinde olduğuna dikkat çekiyor. Gerçekten Latin Amerika’ nın kırılgan ülkesi Arjantin’de 3 haneli enflasyon, siyasi çalkantılar ve kuraklık nedeniyle yaşanan resesyonun ardından patlak veren döviz kıtlığı, ülke ekonomisini dar boğaza soktu. Arjantin Merkez Bankası döviz rezervlerinin erimesi, karaborsadaki paralel döviz kuru ile resmi döviz kuru arasındaki makasın iyice açılması, Buenos Aires yönetiminin canını sıkıyor. Arjantin için aktardıklarımız nedense bize hiç de yabancı gelmiyor değil mi? Şeytan kulağına kurşun sözleriyle, tahtaya vuralım, benzer bir durumdan ülkemizi Allah korusun diyelim. 10 GÜN SONRA SANDIK BAŞINDAYIZ Sandık için geri sayım sürüyor, ittifaklar, liderler kendilerinin ve yakın çalışma arkadaşlarının sağlığını hiçe sayıp, meydanlarda sesleri kısılıncaya kadar nutuklar atıp, cansiperane son hamlelerini yaparken, ittifakların karşılıklı salvoları dur durak bilmeden sürüyor. Seçmenin gönlünü almak, oyuna talip olmak için vaatler havalarda uçuşuyor. Kararsız seçmen onlarca anket firmasından hangisine itibar edeceğini şaşırmış durumda. Meclis dengelerini mi düşünsün, başa kimin geleceğini mi? Kafalar karma karışık! Bize soracak olursanız, henüz belli olan bir şey yok, her şey hala bıçak sırtı gidiyor. Bildiğimiz tek şey, seçimin sonuçlarını, anahtar konumdaki; gençler, kadınlar ve Kürt yurttaş seçmenlerin belirleyeceğidir. Onlar isterse düğüm çözülür, her şey ilk turda bitebilir!