Siyasetin dili alışık olduğumuz dilden çok uzakta... Bu durum tabanda etkisini zaman zaman gösteriyor, insanlar birbirlerine ağza alınmayacak sözlerle sataşıyor, hatta işi kavgaya kadar götürüyorlar...

Süreyya Oral

Tabandaki bu olumsuz tutumu daha ılımlı bir hale getirmek için acilen kullanılan dili yumuşatmaları gerekir siyasilerin…
Bir zamanların “Nabza göre şerbet” diyen Güven Partisi Genel Başkanı Turhan Feyzioğlu aklıma geldi… Bu söz  yıllardır gündeme oturdu. Yıllardır  parlamentoyu takip ederim.. Hiçbir  zaman  siyasilerin bu tür sözlerine  itibar  etmedim.
Parlamento muhabirliği yaptığım  dönemde itibar etmediğim bir  durum daha var.. O da her güzel söz  söyleyen  siyasinin  ilerde  zorda kaldığında tamamen aksi yönde çıkışlar yapabileceği gerçeği… Bugün senin yanında gibi gözüken siyasinin yarın senin en büyük düşmanın olacağı gerçeğini unutmamalıyız..

Bu arada Bülent Ecevit’in  siyasi ve normal hayatında konuşurken kişi ayrımı yapmadan kullandığı  “sayın” kelimesi ile tüm hayatımıza girer gibi olmuştur. Bir dönemin siyasileri bu durumu dikkate alarak konuşmalarında  daha dikkatli olmuşlardır. O dönem de de sert ve suçlayıcı konuşanlar vardı ama bunların sayısı bir elin parmak sayısı kadardı…
Teknolojinin ve iletişimin getirdiği serbestlik yaşanan güzellikleri ortadan kaldırmış küfür edebiyatını hayatımıza sokmuştur. Bu alan da kullanılan kelimeler siyasiler tarafından da benimsenince  işler çığırından çıkmıştır… Öyle ki bu dil  geçer akçe olmuş ve güzel Türkçemizi bize unutturmuştur.