Son günlerde toplu taşıma araçlarını çok fazla kullanınca ve etrafı yaya dolaşınca dikkatimi çeken çok fazla konu oldu…. Özellikle sürücüler açısından yaşananlar yürek yakar cinsten… Ve ben bunları gördükçe acaba bu araç sürenlerin ehliyetleri var mı diye düşünmeye başladım…

Süreyya Oral

Sizlere birkaç örnek vermeden önce takıldığım bir soruyu da açıklayım... O soru çok basit... “Acaba araçlarda fren sistemi var mı?”

Nedenine gelince özellikle ışıklı kavşaklarda ışık kırmızıya geçti geçecek dediğimiz bir anda sürücülerin fren yerine gaza basmaları ve hızla kavşağa girmeleri… Aynı yöntemi kavşakta bekleyip te yeşil ışığın yanmasına fırsat vermeden aracının gazına basanlar için de söyleyebiliriz…. Böyle sabırsız davranışlar ya kazaya meydan veriyor ya da sürücüler kıl payı kurtarıyorlar kendilerini….

Birkaç kez yurtdışına gitmiş ve trafikte sürücülerin nasıl davrandıklarını gören birisi olarak bu anlattıklarımın hiç birisiyle karşılaşmadığımı söylesem abartı olmaz... Sokakların da kaldırım olmayan, okul önlerine yaklaşıldığında kasis olmayan sadece uyarı tabelası olan şehirler gördüm… 

Öyle tam otobüs duraklarına, yol kenarlarına gelişi güzel park etmiş araç görmedim desem yeridir… Ha bir de sürücüler özellikle toplu taşıt yollarına girmemekte çok hassaslar… Birçok Avrupa ve Uzak Doğu şehirlerinde gördüğüm bir gerçek daha var… O da seyir halinde iken asla şerit değiştirmemeleri….

Biz de ise üç şeritli yolda dört şerit halinde giden sürücülerin haddi hesabı yok… Hiç park edilmemesi gereken ana bulvarlarda tek şerit park sanki Allah’ın emri gibi... Buna bazen sadece dörtlülerini yakıp bir ikinci sırada beklemeye çalışan araçları katmıyorum…

O kadar köprülü kavşak yapıldı ama hepsi beterin beteri durumda… Neden çünkü onları kullanmasını dahi bilmiyoruz. Bir an önce gideceğimiz yere varmak için seyir halindeyken yaptığımız atraksiyonlar hem kendimizin hem karşımızdakinin gideceği yere vaktinde ulaşmasını engelliyor…

Direksiyon başındayken en büyük meziyetin karşıdakine saygı duymak olduğunu öğrenmediğimiz sürece bu işkenceleri daha çok çekeriz…