Cumhurbaşkanının dizileri milli güvenlik meselesi olarak gördüğünü açıklaması aslında bir gerçeğin itirafıydı...
Süreyya Oral
Şöyle ki televizyonda yayınlanan dizilerin bir hayal ürünü olmadığı ülke gerçeklerini gözler önüne serdiğini herkes bilir… Bir dönemin popüler dizisi olan ve herkesin zevkle izlediği “Bizimkiler” dizisi bir mahalle de bir sokakta yaşananların ekranlara aktarılmasından başka bir şey değildi. Romanlardan esinlenerek perdeye aktarılan diziler de var... Toplumsal olayları iyi irdeleyip diziye dönüştürülmesi bile zevkle izlenen diziler arasındaydı... Tarihi içerikli dizilerde öyleydi…. Ama sadece bir konuyu ele alan dizilerin milli güvenlik sorunu olarak. adlandırılması bana göre bazı gerçeklerin saklanılmaya çalışılmasından başka bir şey değil.. Tarikatların dergahlarında yaşanan birçoğu kamuoyuna yansımasına rağmen hiçbir soruşturma geçirmemesi aslında gerçek milli güvenlik sorununun gizlenmeye çalışılmasından başka bir durum içermemektedir…
Yönetimin sivil toplum örgütü olarak gördüğü birçok devlet kapısını açtığı tarikatların neler yaptığını nasıl bir çalışma içinde bulunduklarını herkes biliyor… Diziler de bunlar ele alınıyor ama bu durum bazılarını rahatsız ediyor... Siyasi görüşünüz ne olursa olsun bu dizilere yansıyan olayları milli güvenlik sorunu olarak görmek gerektiğine inanıyorum… Bunun aksini düşünmek birtakım olayların üstünü örtmekten başka bir şey değildir…
Mesela seçim öncesinde PKK ve Apo için muhalefeti dibine kadar suçlayıp “bunlar gelirse Apo’yu serbest bırakacak” derken şimdi Apo’nun serbest kalması için çaba harcanması da samimiyetten uzak bir girişimdir... Eski siyasiler de Turhan Feyzioğlu’nun dediği gibi “nabza göre şerbet” vermekten başka bir şey değildir...
Siyasetin alacağı kararlar günlük değil uzun vadeli olmak zorundadır... Bu da ileriyi geleceği görmekle ve bazı şeyleri öngörmekle mümkündür...
Dizileri milli güvenlik sorunu yaratmakla suçlamak yerine gerçekleri görmek en temel düstur olmalıdır.