Utku ŞENSOY Bilimsellikten uzak, rant hırsıyla yapılan çarpık yapılaşma nedeniyle, yüzbinlerce insanımız yakınlarını, evini, işini kaybetti büyük acılar yaşadı. Bu çarpık...

Utku ŞENSOY Bilimsellikten uzak, rant hırsıyla yapılan çarpık yapılaşma nedeniyle, yüzbinlerce insanımız yakınlarını, evini, işini kaybetti büyük acılar yaşadı. Bu çarpıklığın sonucu; “50 binden fazla yurttaşımızı yitirdik, evsiz, issiz kalan yüz binlerce yurttaşımız ise çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor.” Ekonomideki kuralsızlık ise toplumdaki eşitsizlik makasını iyice açtı. Birileri giderek daha fazla zenginleşti, bedelini fakirleşip yardıma muhtaç hale gelen büyük çoğunluk ödemeye başladı. Bu çarpıklığın sonucu; “13 kişinin gelirinin 45 milyonun gelirinden daha fazla olduğu bir tabloyla karşı karşıya kaldık.” Kadın-erkek yurttaşlarımız arasındaki adaleti sağlayamadığımız, kadınlarımız gerektiği biçimde koruyamadığımız için, kadınlarımızın sözde kocaları, sevgilileri ya da yakınları tarafından katledilmelerine seyirci kaldık. Bu çarpıklığın sonucu, “Ocak ayında 31, Şubat ayında 11 kadınımız öldürüldü, 37 kadının ölümü ise şüpheli olarak kayıtlara geçti.” Yukarıdaki üç başlıkta özetlediğimiz, bilimi reddeden, özgürlüklere saygı göstermeyen ve kural tanımaz tavrımız nedeniyle, depremlerde binlerce insanımızı yitirdik, halkın önemli bir kısmını yoksulluğa mahkum ettik, kadınlarımızın hak ve özgürlüklerini savunamadık, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinin ardından en az 603 kadın yurttaşımız katledildi, 464 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Fazla söze gerek var mı? *** HAK VE ÖZGÜRLÜK KARNEMİZ Her alandaki bilimsel verileri ve ekonomik gerçekleri “ben daha iyi bilirim” diyerek görmezden gelme, “hak ve özgürlüklere sıcak bakmama” alışkanlığımızdan, yaşamsal öneme sahip pek çok konuda yönetim olarak da toplum olarak da uluslararası standart karnemiz çok kötü. Sürekli “muz cumhuriyeti”, “göçebe” ya da “çöl bedevisi” diye küçümsediğimiz, 60-70 yıllık geçmişi olan bir çok ülke, bilimsel veri ve toplumsal barış sayesinde ekonomik refaha ulaşırken, bin küsur yıllık tarihi olan yüce Türk milleti, barınma-eşitlik-adalet gibi başat konularda geri kalmış ülkeler seviyesinde olması can sıkıcı. Demokrasilerin vazgeçilmezi, dördüncü kuvveti medyaya yönelik, sansür ve baskı ortada. Gazetecilerin sindirilip, tartaklanıp dövülmesi-kurşunlanması ya da cezalandırılması ise başlı başına bir demokrasi ayıbımızdır. Bu alandaki notumuz ne yazık ki koskoca bir sıfır. Sözde değil özde demokrasi ve ileri refah seviyesine ulaşmak toplum olarak ortak hedefimiz olmalı. Farklı bakış açısı ve düşünceden korkmadan, farklılığı zenginliğimiz olarak kabul ettiğimiz zaman epey yol kat ederiz. Uygar Batı’nın muasır medeniyet seviyesine, farklılıklarını zenginliğe çevirmesini bildiği için ulaştığını unutmayalım. *** GERİ SAYIM SÜRÜYOR Seçime 40 gün kala, Cumhurbaşkanı adaylarının pusuladaki sıralaması belli oldu. Deprem ve sel felaketlerinin yasının sürmesine rağmen, ittifaklar arasındaki sözlü atışma, karşılıklı suçlama ve sataşmaların, hakaret ve örtülü tehditlere kadar varması, İyi Parti Genel Başkanı Sayın Akşener’in ifadesiyle, “provakatif saldırılara zemin hazırlamaya” başladı. İttifaklar arasında oy kapma yarışı kıyasıya sürerken, taraflar yaşanan mevcut gerilim ikliminden birbirlerini sorumlu tutuyor. Nefret ve hiddet dili, farklı düşüncelere karşı bedensel ve sözel şiddetin kullanılması bırakın makam sahibi siyasi şahsiyetlere, sokaktaki sıradan insanımıza bile yakışmıyor. Karşıt görüşlülerin kullandığı şiddet dilinin, sokaktaki hayvana yapılmasını bile doğru bulmuyoruz. Şiddetsiz Toplum Derneği’nin ifadeleriyle, “yalan, hakaret, tehdit, iftira ve silah yöntemlerini kullananlara, cinayet işleyenlere karşı el birliğiyle toplumsal direnç göstermemiz gerekir.” “Kadın hak ve özgürlükleri”, “yerli ve milli”, “hayat pahalılığı”, “ekonomik sorunlar” ve son olarak da “seccade tartışması”, benzeri konuların üst perdeden tonlandığı kritik bir seçim sürecindeyiz. Ümidimiz, bu zor dönemi, şiddetten, ötekileştirmeden uzak, sevgi, saygı, hoşgörü, kardeşlik ve dostluk havasında sağ salim tamamlayabilmektir. Sandıktan hak edenin, ülkemiz için en yararlı ve hayırlı olanların çıkması temennisiyle.