Bu kadar çok AVM yoktu… Bu kadar çok kafe, pastane yoktu. Altımızda arabamız yoktu.. Cep telefonunu daha hayal bile edemiyorduk.. Çünkü evdeki telefonlar basmalı değil çevirmeliydi.. Başkaları telefon etmesin diye bakkallar ve pastanelerdeki telefonlarda kilit kullanılırdı.. Öyle önüne gelen kullanmasın diye…
Gezmek dolaşmak için fazla alternatifimiz yoktu… Yaz aylarında ya Atatürk Orman Çiftliğine, Ya Çucuk Barajına, ya da Kızılcahamam veya Çamkoru’ ya giderdik. .Hafta içi en büyük eğlencemiz Atatürk Bulvarın da volta atmak veya Ali Baba’nın oyun salonuna girmekti… Koskoca Kızılay da tek tabanca gibi duran bir mekandı.. Büyük Sinema binasının ikinci katında yer alıyordu…
Büyük sinema demişken bahsetmesek olmaz Sıhhiye ile Kızılay arasındaki sinema sayısı bugünkü AVM sayısından fazlaydı.. Büyük sinemanın yanında Ankara, Gölbaşı, Ulus, Mini, Eti bölgenin sinemalarıydı…Kavaklıdere, Çankaya, Talip, Alemdar da yakınlardaki sinemalardı… Her semtte de kendine özgü hem yazlık hem kışlık sinemalar vardı…
Büyük sinemanın popülerliği, parti kongrelerinin ve konserlerin burada yapılmasından geliyordu…. Filmler güzel olduğunda biletler mutlaka karaborsadan alınırdı.. Emniyet karaborsaya önlem almak ister ama bir cezası olmadığından yakaladığı karaborsacıların saçlarını sıfıra vurarak insan içine bırakırdı…
Ulus sineması ”love story” filmiyle bir ilke imza atmıştı.. Film iki aydan fazla gösterimde kalmıştı.
Hayatımız hep sinema değildi… Bazen bira içmek ister soluğu ya Sakarya Caddesinde veya Piknik’ de alırdık….Hem biramızı içer hem karnımızı doyururduk….Sonra’dan buralara Gökdelen’in yapılmasıyla SET Kafe de eklendi….
Bu arada Kızılay’ın yüz akı mekanlarından olan Ankara Sanat Tiyatrosunu es geçmemiz mümkün değil… Sanatında ve devrimciliğinde hep önde yer alan tiyatro Ankara’mızın yük akı mekanlarından biriydi….
Biz gazetecilerinde vazgeçilmez mekanıydı Kızılay.. İşimiz bittiğimiz de tatil günlerinde tek geçtiğimiz yerdi Kızılay…. Bunun nedeni Cemiyetimizin kurulduğu tarihten itibaren uzun yıllar Cemiyet yeri olarak kullanılan mekanın Piknik’in üzerinde yer alması idi….
İnsanlar Kızılay da aşağı yukarı volta atarken karşılaştıkları resmi kıyafetli güvenlik görevlileri olurdu… Onlar polis değil askeri inzibatlardı ve genelde de çarşı iznine çıkan askeri öğrencileri denetlerlerdi..
Bütün gün etkinlikleri için veya belli bir zaman aralığı içindeki etkinlikler için buluşma yerini konumla bildirme şansı yoktu.. Ağızdan iki kelime çıkardı “saat dört, gökdelen önü” veya “saat dört Karamürsel önü”
Küçük bir Ankara nostaljisi
Süreyya Oral
Yorumlar