Teknoloji her yerde kendisini göstermeye bütün hızıyla devam ediyor…Bundan 70, 60 hatta 50 yıl önce spor karşılaşmalarında fotoğraf çekmek isteyenlerin karşılaştıkları zorlukların hiçbiri bugün ortada yok.

Süreyya Oral

Ben de foto muhabirliği yaptım yıllarda yaşadığım ve bizzat tanık olduğum olayların başında hepimizin kale arkasında toplanması ve dört gözle bir karambol, bir korner atışı veya bir penaltı atışını beklemekti. Çünkü hepimizin kullandığı makinalar normal objektifli, bir kısmı Laica, bir kısmı 6X6 bir kısmı 6X9 film çeken makinalardı... Fotoğrafı çektikten sonra çekilen kareyi atlatmak da zaman alırdı.. Kısacası seri fotoğraf çekme şansımız hiç yoktu...

Genelde de maçlarda kazanma şansı olan takımın değil rakip takımın kalesinin arkasında bekler bir gol bir karambol  fotoğrafı çekmeye çalışırdık… Bazen karşı kalede penaltı atışı olurdu.. O zaman yaptığımız tek hareket bir kaleden diğerine depar atmaktı… 

Çünkü makinalarımızın hepsi normal objektifliydi ve bu nedenle bizler bir kaleden diğerine koşmaz zorundaydık..
Bazen de fanatik seyirciler nedeniyle kale arkasında beklerken yediğimiz hakaret ve küfürlerin haddi hesabı olmazdı.. Çünkü bu seyirci bizim bulunduğumuz kale arkası kendi takımlarına ait olduğu için bizlere peşinen bu tepkiyi gösterirlerdi.

İçimizde en ağır ve o koşullarda en kaliteli ama bugün en hantal diyeceğimiz makine olan Hasselblad’ı kullanan bir ağabeyimiz vardı… Bizler ona imrenirdik makinasının kalitesi ve ihtişamından dolayı… Ama o hiçbir zaman seri halde bir çekim yapamamıştı bu makinasıyla. Çünkü çekim sonrası filmi sarmak seremoni istiyordu.. Bu abimiz 19 Mayıs Stadı'nda yapılan bir Galatasaray maçında Turgay Şeren’in yediği golü çekmek için deklanşöre basmakta gecikmiş ve kendisinden bir plonjon yapmasını istemişti.. Ama Turgay Şeren bu isteğe sinirlenmişti..

Teleobjektifler ile motorlu makinalar hayatımıza girince işler daha kolaylaştı artık kale arkasında kalmaz zorunda kalmıyorduk… Bu tele objektiflerin bir rahatlığını da eylemler sırasında yaşadık, normal makinayla biraz yakından fotoğraf çekmeye çalışsak polis muamelesi görürdük… 

Şimdilerde ise fotoğraf çekmek çocuk oyuncağına döndü.. Kale arkasına gitmiyorsun üç ayaklı sehpaya makinanı koyuyor ve uzaktan kumanda ile fotoğraf çekiyorsun.. Elindeki tele objektifli makine ile de sahanın her yerinden fotoğraf çekme şansına eriyorsun… 

Bu teknolojiye bir de dijital teknoloji eklenince her şey tadından yenilmez oldu… Eski makinayla bizler bir kare fotoğrafı ancak çekerken şimdi sayısız  kare çekilebiliyor… 

Bunlara bir de karanlık odaya girmeden çektiğin fotoğrafları anında karşıya aktarmakta eklendi.. Bu da işin cabası….