Anayasa Mahkemesi, TRT’nin Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği HTŞ’den plaket almasını sendika.org’ta yazan gazeteci Ali Ergin Demirhan’ın TRT’nin açtığı dava sonucunda tazminata mahkûm edilmesini “ifade özgürlüğü ihlali” olarak nitelendirdi. Kararda, “Şüphesiz ki ülkenin resmî bir yayın kuruluşunun, mal varlığının dondurulmasına karar verilen bir örgütten plaket alması güncel, kamu yararı ve haber değeri taşıyan bir meseledir” denildi.
Alican Uludağ
Anayasa Mahkemesi, Türkiye’de gazetecilerin sürekli tazminat cezalarına mahkûm edilmesine karşı örnek bir karara imza attı.
Gazeteci Ali Ergin Demirhan, sendika.org haber sitesinde 8 Temmuz 2019 tarihinde "TRT 'onurlandırıldı': Türkiye’nin ‘terörist’ saydığı HTŞ’den plaket aldılar" başlığıyla bir haber yayımladı. Haberde, “Suriye’nin İdlip vilayetini büyük oranda kontrol eden Heyet-i Tahrir’uş Şam’ın (HTŞ) siyasi yapısı ‘Kurtuluş Hükümeti’, TRT’ye ve TRT World çalışanlarına ‘devrime katkıları’ dolayısıyla ayrı ayrı plaket verdi” ifadesi kullanıldı. Haberde, bu anlara ilişkin fotoğraflar da kullanıldı.
Bunun üzerine TRT, haberdeki ifadelerin sert eleştiri sınırını aştığını, gerçeklerin manipüle edildiğini ileri sürerek gazeteciye 20 bin TL manevi tazminat davası açtı. Dilekçede, plaket alma iddiasının asılsız olduğu, bu haberle TRT’nin yasa dışı bir örgütle bağlantılı olduğu izlenimi verilerek toplum nezdindeki saygınlıklarının zedelenmesinin amaçlandığı sürüldü.
Yerel mahkeme, davayı reddetti. Ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, kararı bozarak Demirhan’ın TRT’ye 20 bin TL tazminat ödemesine hükmetti. Kararda, haberde davacının terör örgütü ile ilişkili olduğu algısı oluşturulması, yararlı ve ilgili olmayan nitelemeler ve yorumlar yapılması, tahrik edici, kamuoyunda husumet ve kuşku yaratıcı, güven zedeleyici bir üslup kullanılması, özle biçim arasındaki dengenin korunmaması ve haberin gerçek olmaması sebebiyle davacının kişilik hakları ihlal edildiği öne sürüldü.
Demirhan’ın avukatı Doğukan Tonguç Cankurt, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
AYM’den ders gibi karar
Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm, Demirhan’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Yeniden yargılama kararına da imza atan AYM, ayrıca Demirhan’a devletin 30 bin TL tazminat ödemesine hükmetti.
Kararda, “ülkenin önde gelen bir yayın kuruluşu” olan TRT’nin “özerk kamu tüzel kişiliğine haiz ilk ve tek yayın kuruluşu” olduğuna dikkat çekildi. TRT’ye HTŞ tarafından ödül verildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı belirtilen kararda, “Davacı bahsi geçen haberde kişilik haklarına saldırıldığının, terör örgütü ile bağlantılı olduğunun ima edildiğini iddia etmiştir. Oysa başvurucunun, haberini nesnel verilerle kurguladığı ve söz konusu olgulardan yola çıkarak ilave yorum dahi yapmadığı açıktır” tespitine yer verildi.
‘Haber uydurma değil, gerçektir’
Anayasa Mahkemesi, “Gerçekten de 31/8/2018 tarihli Resmî Gazete'de HTŞ'nin mal varlığının dondurulmasına karar verildiğini” anımsattı. Kararda, TRT’ye karşı şu çarpıcı değerlendirmeler yapıldı:
“Haberde HTŞ'nin terör örgütü olduğu ve TRT çalışanlarına ödül verdiği, bu ödülle ilgili Kurtuluş Hükûmetinin resmî internet sitesinde mevcut duyuruda geçen ifadeler dışında gazetecinin habere bir katkı sunmadığı anlaşılmaktadır. Hatta ihtilaflı haberin başlığında "onurlandırdı" ifadesinin tırnak işareti içerisinde kullanılması da gazetecinin örgütün duyurusuna atıf yapmasından ileri gelmektedir. Şu hâlde, haberde gerçek dışı, uydurma bilgi bulunmadığı, keyfî ve sebepsiz bir saldırı da olmadığı ortadadır.
Şüphesiz ki ülkenin resmî bir yayın kuruluşunun, mal varlığının dondurulmasına karar verilen bir örgütten plaket alması güncel, kamu yararı ve haber değeri taşıyan bir meseledir. Üstelik kişilik haklarına saldırıldığını iddia eden davacı, başvurucuya cevap verme imkânını ve bu cevabı geniş kitlelerin dikkatine sunacak araçları haizdir.”
‘Haber yapma şekline yargı karışamaz’
İstinaf mahkemesini de eleştiren Anayasa Mahkemesi, “mahkemenin kamu yararına ilişkin meseleleri kapsayan alanlarda ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasına çok az yer bıraktığını” kaydetti. Kararda, mahkemenin haberdeki hangi ifadenin yararsız ya da ilgisiz olduğunu da açıklayamadığı kaydedildi. AYM; “Hâlbuki basının yerine geçip belli bir durumda benimsenecek haber yapma şeklinin ne olacağını belirlemek, yargı mercilerinin görevi değildir” uyarısını yaptı.
Kararda, istinaf mahkemesine de şu hukuk dersi verildi:
“Somut olayda, başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık geldiği söylenemez. Bu noktada özellikle bir medya kuruluşu hakkındaki haberle ilgili, somut olayda olduğu gibi soyut bir gerekçelendirme ile ifade özgürlüğünü kısıtlamak, gazeteciler üzerinde caydırıcı etki doğurduğundan, çatışan haklar arasında dengeleme işlemi titizlikle yapılmalı ve mahkemeler ulaştığı sonucu ilgili ve yeterli şekilde gerekçelendirmelidir.”