Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İstanbul’da devleti dolandırmak amacıyla kurulan yenidoğan çetesine ilişkin hazırladığı bin 399 sayfalık iddianamenin ayrıntıları Türkiye’nin gündemini sarstı.

Alican Uludağ

İddianameye göre, yenidoğan çetesi Dr. Fırat Sarı tarafından kuruldu. O Fırat Sarı ki 1998 yılında PKK üyeliğinden 12 yıl hapis cezası almış. 

Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi Dr. Fırat Sarı, İstanbul’da 12 özel hastanenin yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin işletmesini yasaya aykırı olarak devraldı. Bu hastaneler arasında eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun sahibi olduğu Özel Avcılar Hospital Hastanesi de var. 

Sarı, kendisine bağlı sağlık çalışanlarını bu hastanelere yerleştirdi. 

Örgütün yöneticiliğini ise Dr. İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir yapıyordu. Özdemir, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde hastane sevklerini yapan ambulans şoförü olarak çalışıyordu. 112 Acil Hastane sevklerini yapan Renan Kılıç da organizasyonun içindeydi.

Örgütün temel amacı, devlet hastanelerinde ya da farklı özel hastanelerde doğup tedavisinin yoğunluktan dolayı başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları, anlaşmalı oldukları bu hastanelere sevk edilmesini sağlamaktı. 

Böylece anlaşmalı bu hastanelerin doluluğu sağlanacaktı. Özellikle, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK'dan üst sınırdan ödeme almak, hastaların mevcut durumlarını evrak işlemlerine farklı yansıtarak SGK'ya fatura etmek, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK'dan yüksek ücret tahsil etmek ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde edildi. 

Yani asıl amaç SGK'yı dolandırmaktı. Çete, bunun için bebeklerin ölümünü dahi göze aldı.

Buna göz yuman hastane sahipleri ve başhekimler de yenidoğan ünitelerini doldurarak maddi çıkar sağladı. Böylece yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde elde edilen kazanç 3-4 katı artırıldı. Hastane yönetimleri, elde edilen kârı oransal olarak Fırat Sarı ile paylaştı.

İddianameye göre, asıl amaç “bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi”ydi. Bu nedenle 10 bebek ya yanlış tedavilerle ya da yoğun bakım ünitelerinde enfeksiyon kaparak hayatını kaybetti. 

İddianameye göre, bebeklere pasif ötanazi uygulandı. Bu bölümlerde aylarca doktor çalışmadı. Bebeklerle yalnızca hemşireler ilgilendi. Hastaların tanı ve tedavilerini hemşireler yönetti. Yanlış tedaviler uygulandı. Bebek beslenmeleri uygun yapılmadı.

Sanıklar arasında Haliç Üniversitesi Tıp Fakültesi Avcılar Hospital Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Fetin Rüştü Yıldız de yer alıyor. Ancak hastanenin sahibi eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu hakkında ise hiçbir işlem yapılmamış. Oysa çetenin Avcılar Hospital’ın yenidoğan servisinin işletmesini almasından Müezzinoğlu’nun haberinin olmaması mümkün değil.  

Mehmet Müezzinoğlu’nun hastanesinde ölen bebeklerden biri de Kerem Muhammet Tokluoğlu. 37 hafta gebelik sonucunda 18 Ağustos 2024 tarihinde ikinci ikiz eşi olarak 1,640 kg doğdu ve aynı gün hayatını kaybetti. 

Şüphelilerin tape kayıtlarında, hastaya canlandırma uygulanmasına gerek olmadığı şeklinde konuşmalar yapıldı. Ancak hasta dosyasında 20 dakika canlandırma yapılmış gibi gösterildi. Savcı, bu durumu hastaya pasif ötenazi olarak yorumladı.  Oysa Türkiye’de ötenazinin her türlüsü yasak. Dr. İlker Gönen, telefon görüşmesinde bebeğin böbrek rahatsızlığı bulunduğunu söyledi. Ancak dosyasında böyle bir rahatsızlık kaydı da bulunmadı.

Tüm bu cinayetler işlenirken dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü ise Kemal Memişoğlu, şu an Sağlık Bakanı olarak görev yapıyor. Memişoğlu’nun bu özel hastanelerinde yaşanan ölümler ve vurgunda sorumluluğu var mı, araştırılması gerekiyor.