Son günlerdeki popüler adıyla, hayvanların "uyutulması"na dair yasa taslağı çalışmalarında son aşamaya gelindi. Ancak "uyutma" denilerek yumuşatılacak bir düzenleme ortada yok. Adını net konulması gerek, "hayvanların öldürülmesi"ne dair yasa tasarısı Meclis gündemine gelmek üzere.

Kıvanç El

AK Parti'nin geçtiğimiz hafta Meclis'te yaptığı bilgilendirme sonrası hayvanların öldürülmesine dair düzenleme kamuoyunda tartışma yarattı.  AK Partililerin verdiği bilgiye göre; belediye, barınaklarındaki kapasite kadar köpeğin fotoğraflarını çekerek internet sitesinde sahiplendirme ilanı yayınlayacak. Köpeklerin sahiplendirilmesi için 1 ay beklenecek. Bu süre sonunda sahiplenilmeyen köpekler ilaçla uyutulacak.

Ancak bu taslağın kamuoyuna açıklanması sonrası tartışmalar hayvan hakları örgütleri, siyasilerin de katılması ile büyüdü. AK Parti de kendi açıkladığı bu taslağı aslında sahiplenmedi. 

Çalışmaların yeniden yapılması için AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu görevlendirildi. Yenişehirlioğlu hayvan hakları örgütleri, barınak temsilcileri ve belediyeler ile görüşmeler yapmaya başladı. Taslağın yenilenmesi gündemde. Cumhurbaşkanı Erdoğan da "son çare" olarak öldürülmeyi işaret etti. Peki ölüm gerçekten son çare olabilir mi? 

Burada ana sorun 2021 çıkarılan yasa ile "topla, kısırlaştır aldığın yere bırak" formülü hayata geçirilecekti. Kısırlaştırılmanın yaygınlaştırılması düzenlemesi getirilmişti. Ancak CHP'li, AK Partili belediye ayrımı yapmadan hiçbir belediye ne yeterli barınak açtı ne de kısırlaştırmayı yeterli düzeyde yaptı. 2021 yılındaki yasa görüşmeleri sırasında kısırlaştırmanın kontrollü ve gereken şekilde yaygınlaştırılması halinde en fazla 2,5 yılda bu sorunun ortadan kalkacağı savunulmuştu. Ancak ne belediyeler ne bakanlık görevini yapmadı. Görevin yapılmamasının bedelini ise saldırıya uğrayan çocuklar, insanlar veya hayvanlar ödemek zorunda mı? 

Veterinerler, sivil toplum örgütleri bu konuda nasıl mücadele edeceğine dair yüzlerce sayfalık rapor açıkladı. Ayrıca Meclis'in de yüzlerce sayfadan oluşan araştırma raporu var. Tüm bunlara kulak tıkayıp, "öldürelim gitsin" demek en basitinden vicdansızlık ve kolaycılık… Elbette hastalığı tedavi edilemeyecek durumda olan, kuduz hastalığı artık tedavi edilemeyecek olan, gerçekten artık saldırganlığı önlenemeyecek durumda olan hayvanlar da var. Bunlar için bir formül geliştirilebilir. Ancak bunun da çerçevesinin dar olacağı kesin. 

Ayrıca çip uygulamasının da Avrupa'da olduğu gibi katı şekilde uygulanması ve bu konuda taviz verilmeden cezaların uygulanması da şart. 

Türkiye'de başıboş sokak köpeği sayısının 4 milyon olduğu tahmin ediliyor. Belediyelerin kapsamlı ve gerçekten organize bir çalışması ile bu sorun 2 yıl içerisinde tamamen çözülebileceğine dair çalışmalar hala ortada duruyor.