Hakan ŞANLITÜRK Trump 'önce Amerika' demişti. Biden ise 'Amerika geri döndü' diye ortaya çıktı. Bu açıklamayı seçimi kazanır kazanmaz ayağının tozuyla yaptı. Göreve başl...

Hakan ŞANLITÜRK Trump 'önce Amerika' demişti. Biden ise 'Amerika geri döndü' diye ortaya çıktı. Bu açıklamayı seçimi kazanır kazanmaz ayağının tozuyla yaptı. Göreve başladıktan sonra da Amerika geri döndü çıkışının altını doldurmaya başladı. Biden'in adımları aynı zamanda dünyada yeni bir dönemin başladığının habercisiydi. İşte bu değişimin en önemli işaretleri G7, AB, NATO ile gerçekleştirilen toplantılarda gün yüzüne çıktı. Ve Rus Lider Putin ile görüşmede işin diğer boyutuydu. Biden temasları sırasında eski Başkan Trump’ın altüst ettiği ABD-NATO ve ABD-AB ilişkilerini yeniden ele aldı. Ciddi bir onarım hamlesi yaptı. Biden’ın, G-7’yle başlayıp daha sonra NATO, AB zirvelerine ve Cenevre'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmeye varan 5 günlük Avrupa turu diplomaside pozitif bir başlangıcın ilk adımları olarak değerlendirildi. Biden ziyaretleri sırasında konulara vakıf olduğunu ve hazırlıklı geldiğini gösterdi. Biden’ın, Rusya ile de diyalog köprüsü kurması Çin konusunda da müttefikleriyle ortak bir noktaya yaklaşması başarı olarak aktarılıyor. Fransa'daki Le Monde gazetesinde NATO zirvesinden sonra bir analiz yapıldı. O yazıda Biden için, "Avrupalı meslektaşlarına karşı samimi ve özenli, basın toplantılarında can sıkıcı formüllerden kaçınan, iklim, ticaret ve uluslararası vergilendirme konularında yeniden yapıcı bir diyaloğa girmeye istekli olan Joe Biden, Trump'ın yüzünü tersine çevirmek istediğini göstermek için hiçbir çabadan kaçınmadı" denildi. AB ve ABD'nin birlikte yeni stratejik zorluklarla nasıl yüzleşmeleri gerektiğine dair doktrininin henüz tam olarak sonuçlanmadığına vurgu yapılan başyazıda "Biden'ın Avrupalılar’ı buna olduğuna ikna etmesinin biraz daha zaman ve somut adımlar gerektireceğini" görüşü savunuldu. AB yöneticileriyle bir araya gelen Biden, 17 yıldır süren Boeing ve Airbus kavgasına son verdi. Bu da ABD ile AB arasında sıcak bir dostluk adımıydı. demekti. VOA'dan Arzu Çakır'ın konuştuğu Fransa Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkan Yardımcısı Didier Billion, Biden'ın NATO ve AB buluşmasını değerlendirirken, "Biden, Çin ile çok sert bir rekabet olduğunu ve Trump'tan farklı olarak buna karşı tek başına mücadele edemeyeceğini anladı. NATO bildirisi çok uzundu. Bir sonuç bildirgesinin bu kadar uzun olması da çok ilginç. 30 sayfayı aşkın bir bildiri. Bu bildiride Çin ‘sistemik bir rakip ya da düşman’ olarak tanımlandı. Bu Biden'ın istediği bir konuydu, bunun ilk adımını başardı" dedi. Billion, "Biden'ın AB içindeki bölünmelere oynaması da ikinci önemli tespit. Avrupa içinde öncelikli muhatap olarak Almanya'yı aldı. Merkel'i ABD'ye davet etti. Daha güvenilir ve güçlü müttefik olarak Almanya'yı gördü. Üçüncü tespit ise, sürekli demokrasiden söz etmesi oldu. Otoriter rejimlere karşı demokrasi bloku oluşturmayı önerdi. Çin'in yanısıra Rusya da konuşuldu. Biden ve ekibi şaşırtıcı derecede iyi hazırlanmıştı. Gerçekten şapka çıkarıyorum. Trump'ın doğaçlama diplomasisinden sonra fark çok açık görüldü. Zirvenin bilançosu ABD açısından gerçekten çok başarılı oldu. Avrupalılar için henüz net değil. Bir konuda endişeliyim. Batı dünyasının diğerlerine karşı demokratik birlik oluşturma fikri, artık bu yüzyılda tutmuyor. Latin Amerika, Asya, Ortadoğu, yavaş yavaş kendi otonomilerini ellerine alıyor. 20. yüzyıl bitti, 21. yüzyıldayız ve bu anlayışın değişmesi gerekiyor" sözleriyle durumu analiz etti. Billion, zirve nezdinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un görüşmesinin de diğer olumlu bir gelişme olduğunu belirtiyor. Fransa ile Türkiye arasında yaşanan krizin başından bu yana "daha barışçı bir diyalog" çağrısı yaptığını hatırlatan Billion, "Şimdi bu noktaya gelinmesi çok iyi. Eğer Libya'dan resmi ordular dışında kalan paralı savaşçılar çıkarsa, bu Türk-Fransız ilişkilerinin yeniden örülmesi konusunda önemli ve somut bir adım olacak. Elbette temkinli olmakta fayda var. Somut gelişmelerin olması lazım. Ama gelinen noktadan sadece memnun olabiliriz. Karşılıklı hakaret etmektense, sakin bir şekilde oturulup konuşulması herkes için iyi. Bu önemli bir gelişme" ifadelerini kullandı. NATO sonuç bildirgesinde Atlantik İttifakı için Çin rakip olarak tarif ediliyor. AB, Biden'den Avrupa'nın endişelerini Amerikan dış politikasına dahil etmesini bekliyor. Biden ise Avrupa'dan, kendi içlerinde Çin ve Rusya konusunda birlik içinde hareket etmelerini bekliyor. Washington-Moskova arasındaki uzlaşma arzusu da belirginleşti. Biden, Obama’nın aksine Rusya'yı 'orta' değil 'büyük' güç olarak tanımladı. İki ülkenin de büyükelçiliklerini karşılıklı yeniden açma kararı Biden-Putin zirvesinden çıkan bir başka önemli sonuçtu. Bazı uzmanlar, bu iki unsuru ABD ile Rusya arasında diyalog köprüsünün yeniden kurulduğu şeklinde yorumladı. Gorbaçev-Reagan zirvesinde soğuk savaşa son veren bir bildiri yayınlanmıştı. Biden-Putin buluşmasında da benzer bir yaklaşım ortaya çıktı. ABD başkanı Biden ülkesinin Rusya ve Çin'e karşı Batı kampının doğal lideri olarak konumlandırdı deniliyor. Görüntü de bunu doğruluyor. Dünya adeta yeniden şekilleniyor...