Devlet Tiyatroları Genel Müdürü, oyuncu Tamer Karadağlı’nın sene içindeki oyunlarda görev almayan oyunculara yönelik, “Lale Devri bitti, istifa etsinler” sözleri tiyatrolarda kriz çıkardı.

Kıvanç El

Bu sözler doğal olarak eleştirildi. Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncusu Gaye Filiz Alacacı, bir sosyal medya platformunda bu sözleri eleştirince genel müdürlüğe çağrıldı ve kendi iddiasına göre 3 saat alıkonularak yaptığının “yanlış olduğu” anlatıldı. Elbette bu iddialara dair bakanlık devreye girip bir soruşturma açmış durumda. Soruşturma sonucunda gerçekler detayları ile ortaya çıkacak. Ancak Alacacı’ya yapılanın yanlış olduğu bir gerçek. Disiplin süreçleri çerçevesinde bir işlem yapılacaksa bunun yapılması varken “makama çağırıp” bir de üzerine “mafyatik” bir yöntemle “odaya alıp tehdit eder gibi” konuşmak pek devlet geleneği değil; tiyatroların geleneği hiç değil. 

Gelelim konunun özüne; bir genel müdürün hem de “sahneden gelmiş” bir genel müdürün kendi kurumunda “Lale Devri” olduğunu söylemesi en başta kamuoyuna verilmiş yanlış bir mesaj. Yönetmekten sorumlu bir kişinin kurumunda Lale Devri varsa bundan şikayet etmekle değil çözmekle mükellef. 

Tiyatrolarda bazen oyuncular 1 dönem 2 dönem oyunlarda yer almayabiliyor. Bu repertuvar ile ilgili bir düzenleme. Elbette bu onların çalışmadığı anlamına gelmez. Şunu da belirtmek gerek ki oyunlarda görev almak isteyen ancak nedense bir görev verilmeyen oyuncular da oldukça çoğunlukta.  

Tamer Karadağlı, kendisine yönelik eleştiriler sonrası DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Ben 3 bin 500 kişilik tiyatroyu yönetiyorum. Bu yaşanan tartışmalar benim önceliklerim arasında değil. Yeniliklere alışmak bazı insanlar için zor olabilir. Ortada konuşulan söylenen şeylerin hepsi birer iddiadan ibarettir” diyor ve kendisine mobbing yapıldığını iddia ediyor. 

Karadağlı’ya göre tiyatrolar 2.2 milyon seyirci ile de geçen yıl rekor kırdı ve her şey yolunda.

Tiyatrolara kamuoyunda bir ilgi olduğu, biletlerin satışa çıktığı an bittiği bir gerçek. Böylesine önemli bir kurumda, içeride bürokratik kavgalarla birlikte sanatçılar ve yönetim arasında yaşanan krizler ilk başta oyunlara zarar verecektir. Ayrıca genç tiyatrocu kuşakların bu alandan uzaklaşmasına da yol açabilir. Bu nedenle tartışmalar yapılırken öncelikle sanatçıları, emekçileri yıpratmamak gerek.