Adı “Hayvanları Koruma Kanunu” olan ancak ne yazık ki adı ile çelişkili olayların yaşanmasına neden olan yasada yapılan düzenlemeler 2 Ağustos tarihinden bu yana yürürlükte.

Kıvanç El

Giresun’dan Adana’ya, Erzurum’dan Aydın’a birçok yerde hayvanlara yönelik şiddet haberleri, görüntüleri geldi, gelmeye de devam ediyor. Av tüfeği ile vurulan köpekler, tarım aletleri ile vahşice öldürülen köpek görüntüleri kamuoyuna yansıdı. Yavru kediler öldürüldü. Mahallenin “bilindik” bakımlı köpekleri barınaklara kaldırıldı. 

Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) yasa geçmeden önce “eğer bu yasa geçerse hayvanlara yönelik yasa korumaktan çok öldürmeyi teşvik edecek. İnsanlar şiddete başvuracak” diye uyarmıştı. Haklı çıktılar. HAYTAP’ın temsilcisi Pelin Sayılgan’a göre, insana şiddet ile hayvana şiddet aslında iç içe. Belediyelerin ve bakanlığın sorumluluğunu yerine getirmemesinin faturasını ise köpekler ödüyor. 

“Komşunum Nöbetteyim” platformuna göre kanun sonrası yaklaşık 50 olay yaşandı. Hayvanlar öldürüldü. Elbette bu sadece tespit edilebilen. Barınaklarda neler yaşandı neler oldu ya da kamera kaydı dışında neler yaşandı bunu kimse bilmiyor. 

Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Güven Taştekin de “Bu yasa şiddete eğilimli kişilerin cesaretlendirilmesine zemin hazırladı” tespitinde bulunuyor. Vahşi görüntülere bakınca; hele ki, “kanun bana öldür yetkisi verdi” sözleri ile hayvanları vahşice öldürenleri görünce Taştekin haksız değil.

Muhalefet yani CHP’li belediyeler de bu yasayı uygulamayacaklarını ve kısırlaştırma hamlesi ile sorunu çözeceklerini açıklamıştı. Ancak görüldü ki ve hayvan hakları örgütlerinin tespitlerine göre kısırlaştırmada da bir seferberlik yok. Ankara Büyükşehir Belediyesi bu hafta dev bir barınak ihalesi de açtı. Ancak kısırlaştırma konusunda ek bir yatırıma dair henüz bir veri ortada yok. 

Özetlersek; yasanın yürürlükte olduğu dönemde yaşananlar pek de iç acıcı değil. İşte tam da bu noktada Anayasa Mahkemesi’nin yeni bir başvurusu var. CHP’nin açtığı iptal başvurusu esastan önümüzdeki günlerde görüşülecek. Ankara Barosu da “amicus curiae” yani Türkçesi “mahkeme dostu” denilen başvuru ile AYM’ye gitti. Hukuki terimlerden kurtularak açıklarsak bu başvuru mahkemeye; “Bakın yasa uygulamaları ortada hayvanlar vahşice öldürülüyor. Kamu çıkarı için hemen bu yasanın hızlıca yürütmesini durdur” demek.

Anayasa Mahkemesi’ne hukukçuların da hayvan hakları örgütlerinin çağrısı ortak:

“Katliam yasasını, katliamlar daha fazla vicdanları yaralamadan iptal et.”