Kıvanç El Schengen ülkelerine başvuran tüm Türk vatandaşlarını çeşitli bahaneler ile ya uzun süre bekletiyor ya...

Kıvanç El

Schengen ülkelerine başvuran tüm Türk vatandaşlarını çeşitli bahaneler ile ya uzun süre bekletiyor ya da randevu bulmak imkansız hale geliyor. Elçilikler, her ne kadar tüm başvurulara benzer şekilde yaklaştıklarını ve süreçleri “hızlı” işlettiklerini beyan etseler de bu yaşanan somut durumun gerçeklikten uzak olduğu açık.

Kamuoyundaki genel kanı “Türk vatandaşlarına gizli ve örtülü bir ambargo” uygulandığı şeklinde.

Her ne kadar arada bazı “haklı” örnekler olsa da her başvuranın “kendi ülkelerine iltica edeceği” ön yargısı ile hareket etmek de çok sağlıklı bir düşünce değil. Avrupa ülkelerinin bu “genel anlayıştan” kurtulmaları ve konuya daha sağlıklı yaklaşmaları şart.

Çünkü baktığımız zaman iş adamları, avukatlar ve bazı meslek grupları “yeşil”,  bazı meslek grupları “gri” olmak üzere “özel” pasaportlar alabiliyor ve vizesiz seyahat yapabiliyorlar… Burada “hiçbir ayrımcılığı” olmayan vatandaşlar ise “Schengen problemi” ile maalesef yüzleşiyor… Sorun da bu noktada giderek büyüyor.

Bir parantez açmak gerek. Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun yaptığı açıklama sonrası gazetecilere vize de tartışılıyor. Avrupa ülkelerinden toplantı veya başka benzeri konularda davet alan birçok gazeteciye vize reddi geliyor. Elbette gazeteciler de tüm vatandaşlardan ayrıcalıklı tutulacak kişiler değil. Bu retler yaşanabilir. Ancak ret gerekçelerine dair daha net yanıtları elçiliklerin vermesi şart.

Diğer yandan gazetecilerin “gri” pasaport hakkı bulunuyor ve “iş-görev” için yurt dışına giderken bu hakkı kullanabiliyorlar.

Ancak sorun tam da bu noktada başlıyor. Basın kartı olanların “görevlerde” kullanması için verilen gri pasaportlar İletişim Başkanlığı’nca kişi “gazeteci” görülmediği için ya da “basın kartı hakkı engellendiği” için verilmiyor. Gazeteci, görevler için kullanacağı pasaport hakkını kaybetmiş oluyor. Doğal olarak vizeye başvurunca da başka problemlerle karşılaşabiliyor.

Burada İletişim Başkanlığı’nın öncelikle basın kartı verilirken ardından da gri pasaport hakkı sağlarken gazetecilere ambargosundan vazgeçmesi şart…

Gazetecilerin de elbette bu gri pasaport hakkını suiistimal etmeden kullanması gerektiğini söylemekte fayda var…

“Vizesiz Avrupa” hayallerinin kurulduğu günlerde binlerce Türk vatandaşının yaşadığı sorunu inatlaşmadan, masaya oturarak diplomasi ile çözmek de elbette hükümetin görevi.