Utku ŞENSOY Omicron varyantıyla vaka sayılarımız 70 bine dayandı, Avrupa kapanıyor, dünya teyakkuzda biz ise şimdilik dövize endekslendik, ekonomiyi kurtarma derdindeyiz. Omicron v...

Utku ŞENSOY Omicron varyantıyla vaka sayılarımız 70 bine dayandı, Avrupa kapanıyor, dünya teyakkuzda biz ise şimdilik dövize endekslendik, ekonomiyi kurtarma derdindeyiz. Omicron varyantının Pandeminin sonunu getireceği görüşüne katılmayan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “bu kadar yoğun bulaşma yeni varyantların ortaya çıkmasına neden olur. O varyantlar bu kadar hafif seyretmeyebilir” uyarısında bulundu. Omicron varyantı için ivedilikle “hızlı tarama testlerine” başlanması gerektiğine dikkat çeken Ceyhan, yeni tür varyantın açık havada bile hızla bulaştığının altını çizdi. Son olarak Kıbrıs Rum Kesiminde görülen Omikron ve Delta'yı birleştiren bir Kovid-19 mutasyonu olan Deltacron alarmı değerli hocanın kaygılarında ne kadar haklı olduğunu kanıtladı. Her ne kadar Bakan Fahrettin Koca, "Bizim hareketliliğimiz azaldıkça virüsün daha hızlı yayılan varyantının da hızı kesilecek. Omicron varyantının hızını keselim" çağrısında bulunsa da yurttaşlarımız yüzde 40’lara dayanan enflasyon karşısında haklı olarak evine ekmek getirebilmenin derdinde oradan oraya koşuşturup duruyor. Yurdum insanı mazot, döviz, gıda fiyatlarını takip etmekten helak olurken, biz de ekonomik verilere fazla dalmadan etrafımızda olup bitenlere dışardan ülkemizin nasıl gördüğüne, neler söylenip yazılıp çizildiğine kısaca bakmak istedik. Dünyanın en saygın haber ve politika dergilerinden Time, 2022 yılı için 10 global riski sıraladı. Türkiye, oynak para birimi, yüksek işsizlik ve enflasyon oranı ile ne yazık ki o listede yer alıyor. Time dergisindeki makalede, Korona Virüs salgınının, küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin ve bölgesel jeopolitik krizin bu yıl da etkisini sürdüreceğine dikkat çekiliyor. Korona Virüs riskinin bu yıl gelişmiş ülkelerde biteceğini ancak yoksul ülkelerde sıkıntının devam edeceğine dikkat çekilen makalede, gelişmekte olan ülkelerin ise bu Pandemi sürecinde daha fazla borç batağına gireceği, hükümetlerin daha da fakirleşen halkın tepkisiyle yüz yüze geleceği öngörüsünde bulunuluyor. *** “PARA KURULU” ÖNERİSİ Merkez Bankası, Aralık ayı içinde yaptığı beş müdahalenin satış rakamlarının toplamının 7 milyar 278 milyon dolar olduğunu açıkladı. Bu müdahalelere rağmen dövizin yükselişi tamamen önlenebilmiş değil. Johns Hopkins Üniversitesi uygulamalı ekonomi profesörü Steve Hanke, Dünya gazetesine verdiği demeçte, Türkiye’nin kurumlarının çok zayıf, Merkez Bankasının da kötü sicile sahip bir ülke olması nedeniyle endemik bir “yüksek enflasyon sorunu yaşadığına” dikkat çekmiş. Türkiye'de hiperenflasyon ihtimalinin düşük olmakla birlikte imkansız olmadığını vurgu yapan ünlü ekonomist, “aylık enflasyon oranı yüzde 50'yi aşması halinde” bu durumun daha önce bazı ülkelerde yaşandığı biçimde olabileceğine dikkat çekiyor. Daha önce Bulgaristan’da “para kurulu” uygulamasına geçilmesiyle birlikte hiperenflasyonun son bulduğunu belirten Hanke, Türkiye için de aynı uygulamayı önermiş. TOPLUMSAL İTTİFAK Ekonomik kriz hatta Pandemi kadar toplumsal barışı, ülkenin huzurunu tehdit eden tehlikelerden biri de son yıllarda giderek artan hemen her alandaki şiddet sarmalı. Toplumda en üsttekilerden en alt katmanlardakine kadar herkeste bir öfkedir gidiyor, son zamanlarda toplum olarak kimyamız mı çok bozuldu bilemiyoruz, buna en doğru yanıtı uzmanlar verebilir. Takside öne oturdu diye karısını yumruklayandan tutun da, bitmek bilmeyen sağlık personeline yönelik şiddete, hayvanlara eziyete, doğaya yönelik ağaç katliamlarına kadar uzanan hemen her alandaki şiddet olaylarında her gün bir yenisine daha tanık oluyoruz. Eskiden üçüncü sayfa haberleri olarak görülen bu tür şiddet eylemleri artık gazetelerin sayfalarına sığmaz olunca, sıradan, olağan vakalardan görülmeye başlandı. Uğur Mumcu araştırmacı gazetecilik vakfının önderliğinde her yılın son haftasında düzenlenen “Adalet ve Demokrasi Haftası” etkinlikleri çerçevesinde Şiddetsiz Toplum Derneği, “Haydi canlar bir olalım, insana, hayvana ve çevreye yönelik her türlü şiddete dur diyelim” kampanyası başlattı. Şiddete karşı “Toplumsal İttifak” çağrısına sadece Sivil Toplum Örgütlerinin katılması yeterli olamaz. Başta iktidar olmak üzere tüm siyasi partilerin giderek zıvanadan çıkmaya başlayan toplumun her katmanında artış eğilimindeki şiddet olaylarına karşı duruşlarını açıkça sergilemeli, bu konuda caydırıcı cezalar ivedilikle yaşama geçirilip, işler daha fazla çığırından çıkmadan iyi hal filan gibi gerekçelere sığınılmadan SIFIR TOLERANSLA uygulanması gerekir. Yaşar Kemal’in dediği gibi, “Bu ülkede dört şey olmayacaksın; Kadın, Çocuk, Ağaç, Sokak hayvanı”… Ünlü romancının bu sözlerini günümüze uyarlayacak olursak, sağlık personeli ve gazeteciliği de eklememiz gerekecek! Bu vesileyle, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ve Gazeteciler Cemiyeti’nin 76’ncı kuruluş yıl dönümünü kutluyor, kamu yararı için bu zor zamanlarda işsiz kalmak pahasına onurlu duruşunu sergileyip, gerçekleri aktarmak için kalemini asla satmayan meslektaşlarımızı canı gönülden kutluyoruz. *** KAZAKİSTAN'DA NE OLACAK? Orta Asya'nın en büyük ekonomisine sahip Kazakistan’da akaryakıta yapılan zammın ardından başlayan ve şiddet olaylarına dönüşen protestoların ardından, Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, önce uyarı yapılmadan ateş açma emri verdi, ardından Rusya’nın önderliğindeki “Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünden” bölgeye barış gücü göndermesini istedi. Başkent Almatı'ya 20 bin teröristin saldırdığını belirten Tokayev, operasyonların ardından ülkede Anayasal düzenin sağlandığını açıkladı. Büyük petrol rezervleri yanı sıra mineraller ve metallere sahip olan Kazakistan'ın Moskova'ya bağlılığı biliniyor. Rusya'nın da Uzay üssünün de bulunduğu Kazakistan'ı gözden çıkarması düşünülemez. Olayların ardından Türk Devletleri Teşkilatı yerine Rusya'yı yardıma çağırması şu sonuçları doğurabilir. Kurt politikacı Putin bu yardım karşılığında, Kazakistan'dan Kırım'ın ilhakını tanımasını, Rusçanın yeniden ikinci dil ilan edilmesini, Rus azınlığa ayrıcalıklar tanınmasını ve yeni askeri üsler sağlanmasını talep ederse kimse şaşırmasın. *** ÇİN YAPAY GÜNEŞ ÜRETTİ ABD’nin önünde dünya liderliğine sessiz sedasız ama kararlılıkla yürümeye devam eden Çin bu kez de gerçek olandan beş kat daha fazla sıcak “yapay güneş” üretti. Çin'deki bir nükleer füzyon reaktörü güneşten beş kat daha fazla sıcaklığa ulaşarak 17 dakika boyunca çalıştı. Deneysel Gelişmiş Süper İletken ile deneyler sırasında 70 milyon santigrat dereceye ulaşıldı. Çin, yapay güneş cihazını geliştirerek, yıldızlarda meydana gelen doğal reaksiyonların benzeriyle sonsuz temiz enerjiyi sağlamayı hedefliyor. Çin, “Nükleer füzyon, temiz enerji, sıfır fosil yakıt, sıfır tehlikeli atık” olarak tanımlanan çevre dostu yeni enerji kaynaklarının peşinde harıl, harıl çalışırken, kendi dünyamızdaki küçük kişisel hesaplara kilitlenmiş yurdum insanını, siyasileri ve yönetenleri gördükçe insanın içi cız ediyor.