Canlıların hayatının varlığı ve sürekliliği için vazgeçilmez konumda bulunan toprağın önemine dikkat çekmek amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca Aralık 2013 tarihinde kabul edilen Dünya Toprak Günü her yıl 5 Aralık tarihinde kutlanmaktadır. Ancak, toprağa önem verilmesi gerektiğini çok önceden tespit eden Türkiye, Cumhuriyet Döneminde, 1945 yılında 4760 sayılı kanun ile her yıl 11 Haziran'ı takip eden ilk pazar gününü ‘Toprak Bayramı’ olarak ilan etmiştir. Her bayram bir Milli Hedefi, vizyonu işaret eder. Toprağına sahip çıkacaksın. Satmayacaksın, üzerine bina yaparken iyi düşüneceksin.
Ancak, son yıllarda toprağa verilen önem azaldı. Köyden kente göçler, sanayinin daha ön plana çıkarılması, bir bilgisayarın fiyatıyla, bilmem kaç ton buğday ithal edilir, tarım yerine teknoloji üretelim diye yaratılan yanlış algılar toprağın ve tarımın önemini ikinci, hatta üçüncü plana attı. Varsa yoksa hizmet sektörü, ithalat, sanayi herkesin ilgi alanına girerken, karnımıza doyuran tarım ve toprak göz ardı edildi. Her şeyi ithal eder olduk.
Topraktan sadece çıkan ürüne baktık. Ağaçların çiçeklerine, meyvelerine, yapraklarına bakarken aslında o meyvelere, çiçeklere güzelliklere can veren toprağı ve kökünün ihmal ettik. "Toprak varsa hayat var" unuttuk.
Toprağın kaç yılda oluştuğunu bilseydik belki daha çok severdik onu. Tarım yapılabilecek asgari 40-50 santimetrelik bir toprak için en az 20.000 yıl gerekir. Ama biz, onbinlerce yılda oluşan bu toprakların üstünü betonla kapladık. Yabancılara sattık. Aklıma Danimarkalıların söylediği bir söz geldi. “Biz yabancılara toprak, ev satışını serbest bıraksaydık, Almanya iki dünya savaşında kanla yapamadığını parayla yapar ülkemizi satın alırdı”.
Diğer taraftan kumlarımızın da kıymetini bilemedik. Bilmiyoruz ki, bu kumlar 4.5 milyar yıldır dünyamızın çalkalanması, yağmurlar, dalgalar, fırtınaların tesiriyle minicik hale gelmiş kaya parçalarıdır. Denizlerimizin ve sahillerimizin bu denli yıpratılması ne içindir? Doğayı sadece insanlara mı ait zannediyorsunuz?
Elinizdeki cep telefonu, bilgisayarla karnınızı doyuramazsınız. Toprak hayattır, sahip çıkalım.
Toprak için en az 20.000 yıl gerekir
Ergun Mengi
Yorumlar (1)